|   | 
  • {NUTİZM VE NUTİSTLER-2}


    EYYÜHEL EVLÂD! (EY ÇOCUKLARIM!) Sözlerim sizedir.


    Ve civata der ki: “CİVATA OLMAYI BEN SEÇMEDİM AMA YETKİ VE SORUMLULUKLARIMI BİLİRİM.”


    EYYÜHEL EVLÂD! (EY ÇOCUKLARIM!) Civata ve somun. Bunlardan biri olmasaydı diğeri ne işe yarardı? Ya da civataya uygun somun veya somuna uygun civata üretilmiş olmasaydı?.. Peki, somun mu önemli ve değerlidir yoksa civata mı, diye sorulsa? Elbette ikisinin de aynı değerde olduklarını söyleyeceksiniz. Ve ekleyeceksiniz: “Altın civata, bakır civatadan ve bakır somundan; altın somun, bakır somundan ve bakır civatadan daha değerlidir.” Ama siz bu cevabı bana değil de, niçin civata olmadıklarını sorgulayıp duran ve civata gibi davranmaya çabalayan somunlara(nutlara) ve somunistlere(nutistlere) söyleyin. Dahası var; somun ve civatadan oluşan takımı, birisi sağ ayak, diğeri sol ayak için üretilen iki ayakkabı gibi düşünmek doğru olmaz. Biri çavuş, diğeri onbaşı olan iki askeri, bir adamın sağ ve sol ayakkabılarına benzetmek, akıl kârı değildir. İyi niyetle yapılmış olsa dahi böyle bir yaklaşım, konuyla ilgili nâs’ı çarpıtma kapısını açar.


    Bu arada, Üstad Bediüzzaman’dan öğrendiğimiz ilkeyi de bir an bile aklınızdan çıkarmayın evlâdım: “Medenîlere galebe iknâ iledir.” Kimseyle kavga etmiyoruz.


    EYYÜHEL EVLÂD! (EY ÇOCUKLARIM!) Nutizm konusuna girmemin asıl sebebi, siz çocuklarım ve torunlarımsınız. Bir baba olarak, bir dede olarak, sizleri, yanlış düşüncelere kapılmaktan, yanlış algılara takılmaktan korumayı bir görev addediyorum. Tabi bu arada, binlerce eski öğrencime yardımcı olmayı da hedefliyorum. Hem sonra, toplumda olup biten olumsuzluklar, toplumdaki çarpık olgular bizzat beni de ilgilendiriyor ve olumlu olumsuz bütün gelişmelerin ucu bana da dokunuyor. Çünkü diğer bireyler gibi benim de evimdir toplum. Şeytan’la savaşmak kolay değildir. İşim zor, biliyorum. Beni anlamayanlar veya düşüncelerimi beğenmeyenler tarafından linç de edilebilirim. Eh ne yapalım, kaderde varsa linç ediliveririz. Fakat yılmayacak, hak bildiğim yolda yürüyeceğim. Düşünceye, hele ki iyi niyetle ortaya konulmuş düşünceye kızmak olur mu demokrasilerde ve özgür toplumlarda? Hem belli mi olur, belki beni haklı bulanlar, ikna edebildiklerim de çıkar. Bakalım zaman ne gösterecek artık.


    Kadimden beri esmekte olan fitne rüzgârları, iletişimin akıl almaz boyutlara ulaştığı günümüzde fırtınaya evrilmiştir. Şeytan, çok etkin enstrümanları ve kölelerini kullanarak en mâsum nefisleri bile kandırabilmekte, birer Firavun’a dönüştürebilmektedir. İnsanı ve hayatı ilgilendiren her konuda, her cenahtan saldırmaktadır. İçki konusunda, kumar konusunda, zina konusunda, haksız kazanç konusunda, tamah konusunda, egoizm konusunda, gurur konusunda, gösteriş konusunda, anarşi ve şiddet konusunda... her konuda insanlara türlü tuzaklar kurmakta; gâfilleri kandırmakta, şirin görünüp gafil avlamaktadır. Şeytan ve öğrencileri, mâneviyâta dair her şeye düşmandırlar. Allah’ın emirleriyle istihzâ etmekte, O’nun yasakladıklarını sevimli göstermektedirler.


    Bu çerçeveden olmak üzere Şeytan; Allah’ın, anne babaya ve evlâtlara, karıya ve kocaya, kadına ve erkeğe biçtiği rollere de itiraz etmekte, aklı sıra bu rolleri hor göstermektedir. Uşaklarını ve her türlü iletişim araçlarını kullanarak sâfî zihinleri ihlâl etmekte, ağına düşürdüğü mâsum insanları birer mücrime dönüştürmektedir. Evet, özellikle donanımsız, bilgisi kıt insanları ham yapmaktan pek hoşlanır Şeytan. Öyleyse öğrenmenin, bilmenin peşinde olmalıyız. Dinin emir ve yasaklarını bilinçli bir biçimde içselleştirmeliyiz. Bilenler de bilmeyenleri uyarmalıdırlar.


    Allah’ın, kadına ve erkeğe yüklediği yetki, sorumluluk ve görevleri kötü gösterip aile huzurunu, toplum düzenini dinamitlemek, Şeytan’ın nutist öğrencilerinin de çok hoşlandıkları şeylerdendir. İtaat yerine isyan ve anarşiye teşvik ederler. Çocuğu ana babaya karşı, karıyı kocaya karşı, neferi komutana karşı, memuru âmire karşı, kadını erkeğe karşı şirretleştirerek menfur amaçlarına daha kolay ulaşabilmektedirler çünkü. Bunun karşısında bizim en önemli silâhımız, bilmek’tir. Allah’ın emir ve yasaklarını, hikmetlerini de araştırarak öğrenmektir. Birbirimize bu konularda yardım etmek de en önemli sorumluluk ve görevlerimizden biridir. 


    EYYÜHEL EVLÂD! (EY ÇOCUKLARIM!) ben de size yardım etmek adına ilk tavsiyemi yapayım: Karşılaştırmalı olarak bir iki kaynaktan VEDÂ HUTBESİ’ni kopyalayın ve güvenli dosyalara koyarak kaybolmayacak şekilde muhafaza altına alın. Sık sık da açıp okuyun. Bunu, önemli bir baba tavsiyesi olarak kabul edin ve uygulayın. Sebebini biraz da abartarak açıklayayım: Bazı çevrelerin, neredeyse binbeşyüz senedir gönüllerimize taht kurmuş ve yaşamımıza ışık olmuş bu kutsal emaneti ortadan kaldıracaklarından veya metni, işlerine geldiği şekilde değiştireceklerinden endişe duyuyorum. Onlar, çeşitli sebeplerden dolayı dinimizin rükünlerini, emir ve yasaklarını kabullenmediklerini açıkça ifade edemiyor olabilirler ve bunun yerine, birçok bakımdan hareketlerine ket vuran Vedâ Hutbesi’ni yok etmeye veya tahrif etmeye çalışabilirler. Ortada orijinal metin kalmayabilir. Siz, vakit kaybetmeden dediğimi yapın çocuklarım. 


    Kadına en uygun, en yakışan rolü ve değeri İslâm vermiştir; feminist meminist olmaya hiç gerek yoktur. İster kadın ister erkek olsun, Yaratıcı’mızın bizler için biçtiği rollerden dolayı kavga çıkaran, rollerini büyütmeye çalışan NUTİSTLERE, BAŞKASININ ROLÜNE SOYUNANLARA ve yani YARATICI’YA (CELLECELÂLÜHÜ) İSYAN EDENLERE hayır!


    Vesselâm. 


    R. Serdar Özmilli



Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.