|   | 
  • Adem Şat

    Kafamda Deli Sorular…

    Son günlerde popüler bir söylem var, yeni bir dünya düzeni geliyor diye. Bu söylem zamanla dünyanın birçok bölgesinde karşılık bulacak gibi görünüyor. Peki, bu yenidünya düzeni bizden neler istiyor? Ne kadar hazırız? Gerekli mi?

    Neler istiyor?

    1) Tüm bireyleri kısa zamanda dijital dünyanın parçası haline getirmek ve insanların dijitalleşmesi için gerekli "zorunlu" koşulları oluşturmak.

    2) Küçük ve orta ölçekli sermayeleri yok ederek, büyük sermaye sahiplerini güçlendirmek.

    3) Tüm dünyada Sosyal güvenlik sistemlerinin üzerinde bir "yük" olarak gördükleri, artık üretemeyen yaşlı/zayıf/hasta olan kişilerden kurtulmak.

    4) İnsanların psikolojik dirençlerini düşürerek manipülasyonlara açık hale getirmek.

    5) Kâğıt para dönemini ortadan kaldırmak, insanların yastık altı birikimlerini sistemin içine dâhil etmek ve dijital takip ile sermayeyi tek noktadan kontrol etmek.

    6) İnsanları belli bir süre yoksullaştırıp daha sonra banka kredileri özendirilmek suretiyle geleceğimizi ipotek altına almak.

    Bunlara benzer birçok madde eklenebilir. Bunları saçma ya da komplo teorileri olarak da görebilirsiniz. Televizyonlarda aylardır alan uzmanlarını seyrediyoruz. Hepsi ne zaman normale döneceğiz diye sorulan sorulara üç ay, beş ay, bir yıl gibi cevaplar vermeye çalışıyor. Siz kendinize şu soruyu sordunuz mu hiç? Yenidünya düzeninin normali bu mu yoksa? Bu virüs hiçbir zaman kontrol altına alınamayacak mı? Bu virüse benzer yeni virüsler mi ortaya çıkacak?  Sosyal mesafe artık vazgeçilmez bir durum haline mi gelecek? Tüm toplumsal ve insani değerler yeniden mi yazılacak? Maskeler hayatımızın vazgeçilmez aksesuarları mı olacak? Ancak, böyle bir düzen kurulmak isteniyorsa bu saydıklarımı uzun süre yaşamaya devam edeceğiz gibi görünüyor.

    Esas konu:

    Ne kadar hazırız?

    Sorusunun cevabına gelecek olursak. Hiç de hazır değiliz. Ne ekonomik, ne teknolojik, ne sosyolojik, ne de psikolojik olarak. Bir ayda ekonomimiz de, sosyolojimiz de, psikolojimiz de alt üst oldu. Evde kal diyoruz, ne yiyeceksin diye sormuyoruz, yardımlaşma diyoruz, tek kapı hariç tüm kapıları kapatıyoruz, Sokağa çıkmak yasak diyoruz hep birlikte sokağa hücum ediyoruz. Sokağa çıkmayanlar çıkanları cahillikle suçluyoruz. Yıllardır sadece olayları eleştiriyoruz. Nedenlerini, nasıllarını, niçinlerini asla sorgulamıyoruz. Gücümüz kime yetiyorsa onu tokatlıyoruz. O nedenle biz ve bizim gibi ülkeler yenidünya düzenine değil, daha radikal kararlar vererek, mevcut sistemleri koruma ve güçlendirmeye yönelik adımlar atmalı. Aksi takdirde uyum sağlayamadığımız yeni sistemler bizi önce yıpratır, sonra parçalar, en sonunda yok eder. Çok dikkati olmalıyız.

    Gerekli mi? Bence hayır. Bizim yeni bir dünya düzeninden ziyade yenilenmiş bir vicdana, yenilenmiş bir ahlaka, yenilenmiş bir adalete, yenilenmiş bir insana ihtiyacımız var. Hatta yenilenmiş de demeyelim. İnsan gibi insana ihtiyacımız var. Ön yargılarından arınmış, empatik becerileri yüksek, ötekileştirmeyen, biz diyebilen, tüm varlıkların yaşam haklarına saygılı insana ihtiyacımız var. Şu an dünyayı izleyerek pozisyon almaya çalışıyoruz. Bence yanlış yapıyoruz. Bu süreci sadece sağlık açısından ele aldığımız sürece normale dönemeyeceğiz. Tüm yönleriyle ele almalıyız. Temel yükleme hatası yapmamalıyız. Sağlıcakla…

     

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.