Kültepe Kaniş Karum Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, 5 bin yıl öncesine dair çok sayıda çivi yazılı tabletler bulduklarını açıklayarak, bugün kullanılan birçok kelimenin de 5 bin yıl önce yaşayan insanlar tarafından kullanıldığını tespit ettiklerini belirtti.
Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, sadece Anadolu değil, Mezopotamya, Suriye’nin de 5 bin yıllık tarihine ışık tutacak bilgilere Külte Kaniş Karum höyüğündeki kazılarda ulaştıklarını ifade etti. Bugüne kadar kazılardan 25 bin çivi yazılı kil tablet bulduklarını aktaran Prof. Dr. Kulakoğlu, bu kazılarda çıkan tarihi eserlerin, tarihi kayıtların ne bir saraya, ne de bir krala ait olmadığını tamamen o dönemde yaşayan insanların kendi arasındaki işlemlerle ilgili olduğunun altını çizdi.
Tabletlerdeki Yazının Genel Konusunu Ekonomi Oluşturuyor
Kulakoğlu, bugün bir işletmede, bir tüccarın muhasebe bölümünde olan bütün ticari belgelerin 5 bin yıl öncede tüccarların elinde olduğunu tespit ettiklerini belirtti. Prof. Dr. Kulakoğlu, şu bilgileri verdi: “Bugüne kadar 25 bine yakın tablet çıkarıldı ve turizme kazandırıldı. Doğal olarak bu tabletlerin içerikleri zengin konulara sahip. Bizim için önemli olan şu. UNESCO listesine girmesindeki en önemli etki bunların herhangi bir sarayın, kralın arşivleri olmamasıdır. Bu tabletler bugün bizim Kayseri’deki gibi özel tüccarların arşivleridir. Bugün ticari firmada, muhasebe arşivinde ne buluyorsanız bizim Kültepe’deki tüccar evlerinde bu konularda arşivler var. Tüccar arşivinde ne olur. Ekonomik anlamda ticari konular olur. Alacak, borç, kredi, faiz, ödemeler olur. Bazen cezalar olur. Bugünde aynı şekilde firmanın muhasebesinde var.
Bunların yanında şunları öğreniyoruz. Burada kara geçen her türlü işlemle ilgili tüccarın ödemeleri kayıt edilmiş. Başlık parası. Kan parası, Köprüden geçtiği zaman ödediği verdi. Krala ödediği vergi. Ticari malların yani altının, bakırın, gümüşün, kalayın fiyatlarını öğreniyoruz. Arada tarihi ve sosyal tabletler var. Kültepe sadece Anadolu tarihini değil Mezopotamya ve Suriye’nin tarihini de aydınlatıyor. Arşivlerin özelliği bu. Boğazköy’de kralın icraatları ve faaliyetleri, ordunun zaferlerini anlatan arşiv var. Ama Kültepe’de çıkan tamamen para ile ilgili. Para eden ne varsa kayıt edilmiş. Kayseri’nin ticari dehasının genlerini buluyoruz.”
Bugün Kullandığımız Birçok Kelimeyi 5 Bin Yıl Önce Yaşayan İnsanlarda Kullanmış
Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, kazılarda para ile ilgili ne var ise bunların kayıtlarını bulduklarını anlatarak, daha da önemlisinin Anadolu insanının 5 bin yıl önce ilk kez okuma yazmayı öğrendiğinin de kayıtları olarak tabletleri gösterdi. Bunun önemli kazanç olduğunu anlatan Prof. Dr. Kulakoğlu, “Bugün olduğu gibi o günde bilgi en büyük güç. Bu tabletlerle bilgiyi kayıt ediyoruz. Anadolu insanı o dönemde en iyi çağını yaşadığını görüyoruz.” dedi.
300 Kelimenin Tarihi 5 Bin Yıl Öncesine Dayanıyor
Bu tabletlerin Akadça denilen dünyanın ilk imparatorluğu yani günümüzden 5 bin yıl önce oluşmuş bir dilin genç versiyonu olduğunu aktaran Prof. Dr. Kulakoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Tabletlerdeki dil Akadça’nın Asurca versiyonu ile yazıldığını görüyoruz. Çivi yazısıyla yazıldı. Asurca şöyle bir dil. Günümüzdeki kadim dillerin atası. Asurca ve Akadça. Arapça en kadim dillerden birisidir. Asurca’da Arapça’ya geçmiş günümüzde bizim Türkçe konuştuğumuz birçok kelime var.
Bunlardan bazıları şunlar; şemsiye, tercüman, kira, gebermek, emlak, beleş, akraba, esir, siftah, hata, hınzır, garb, erbab, haram, öşür, icar, ahize, akşam, neccar (marangoz), kabir, nadas, kese (para çantası), mevta (ölmek), müzakere, lisan, reis (baş-kafa), şakül, vekil, zikir, zürriyet, mahrem, ispat, mazbata. Yani 300 tane kelime var. Biz kullanmaya devam ediyoruz. Arapçadan bize geçmiş kelimelerin kökeni Kültepe’den geçen kelimelerdir.”
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.