Sizlere muhteşem bir şehrin çok kısa anatomisini anlatmak, özetle MR sonuçlarını anlatmak istiyorum.
-Ne gerek var?
-Biz zaten biliyoruz, demeyin!
Bazen sahip olduğumuz, içinde bulunduğumuz güzellikleri göremiyor, değerini unutuyor, farkındalığımızı yitiriyoruz.
Hani demişler ya:
-Et tekrarı ahsen velev kane yüz seksen!
Tercümesi: 180 kere de olsa tekrar etmek iyidir.
Kayseri de özeldir, güzeldir…
Bu güzelliği ve özelliği hatırlatmakta ve dikkatleri çekmekte fayda var diye düşünüyorum.
***
6 Bin yıldan fazla tarihe sahip olan bir şehirden bahsediyorum.
Kaç farklı medeniyetin beşiği olmuş Kayseri Tarihi.
Hititlilerle Asurlar arasında yapılan ticaret ilişkileriyle ilgili belge tabletler var. İlk çek ve senet burada kullanılmış.
Yani yeryüzünde ilkel göçebeliğin yaşandığı dönemlerde, insanlar birbirinden elma alıp armut verirken Kayseri’de çek ve senet kullanılıyor. Aynı zaman diliminde.
Toprağında, mayasında var; çok zengin, çok ileri bir coğrafya!
Prof. Tahsin Özgüç ve son yıllarda da Prof. Fikri Kulakoğlu tarafından Kültepe, Kaniş, Karum karış karış araştırılıyor.
Bulunan 7 milyon yıldan eski fosiller şehrin önemini daha da iyi anlatıyor.
1800’lü yıllarda 400 bin, 1927 yılında 60 bin, 2020’li yıllarda 1 milyon 500 nüfusa sahip. Her zaman canlı bir hayat merkeziolarak karşımıza çıkıyor.
Sizi korkutmak istemem ama farklılığı açısından paylaşmak istiyorum: Deprem Araştırmaları Uzmanı Baturhan Öğüt’ün 10 bin yıl önce Erciyes’te volkanik patlama olduğunu belirtmesi ilginç bir kayıt ve kanıt değil midir?
***
Caesarea, Kaysaria, Mazaka, Kayser gibi isimleriyle Dünyanın en eski şehirlerinden Kayseri, İpek Yolu zenginliğin de önemli parçasıdır.
Mustafa Kemal’le, Cumhuriyetle Kayseri de sanayi, ticari, eğitim, kültür konularındaki önemli gelişmeler bugün uçarak devam ediyor.
Ne kadar güzel değil mi?
İşte bu Kayseri hepimizin!
***
Kayseri Sanayi Odasına kayıtlı üyelerin yüzde 80’ne yakınının özel teşebbüs olduğunu rahatlıkla tahmin edebilirsiniz.
Kayseri; elektroteknikten, dayanıklı tüketime, camdan çelik ve otomotive; mermerden, tabii ki halıya, kağıt ürünlerine kadar her şeyi üretiyor.
Ya arkadaşlar, denizi olmayan şehir, balık üretiyor üstelik yurt dışına satıyor.
Ne kadar güzel değil mi?
İşte bu Kayseri hepimizin!
***
Kayserililer çok maharetli ve iş bilir insanlar.
Organize Sanayi Bölgeleri varken 7 milyon metrekarelik bir alana Kayseri Serbest Bölgesi de kurdular.
Üstelik ‘komşu da var biz de niye yok’ mantığıyla değil. Harıl harıl üretiyorlar.
Şuna inanın, Kayseri hesap kitap şehri. Herkes muhasebe uzmanı.
İşte size söylediklerimi ispatlıyorum: Kayseri sanayisinin ülke sanayisi içinde önemli bir yeri olduğunu herkes biliyor. Bilmese de kendini gösteriyor, ben buradayım diyor!
İstanbul Sanayi Odası’nın İlk 500 Sanayi Kuruluşu Araştırması içinde her yıl Kayseri’den 15-20 firma yer alıyor.
Bayanlar ve baylar kabul etmeliyiz ki bu rakamlar harika. Helal olsun, alkışlıyorum.
Ne kadar güzel değil mi?
İşte bu Kayseri hepimizin!
***
Mantı, pastırma, sucuk, haydi ben de çok sevdiğim ‘yağlama’ ekleyeyim, Dünya lezzetleri için katkısı var.
Arkadaşlar, yeri geldikçe tekrar ediyorum: Ben Karadenizliyim, ama itiraf etmeliyim ki mantı, pastırma, sucuk ve yağlama her yerde yapılıyor ama Kayseri’deki lezzeti hiçbir yerde bulamıyorsunuz. Nasıl bir lezzet yahu! Havası, suyu farklı, ondandır her halde!
Ne kadar güzel değil mi?
İşte bu lezzetler (Kayseri) hepimizin!
***
Bence şu an itibarıyla en önemli özelliklerinin ve güzelliklerinin başında gelen ise istihdam oranıdır.
Kayseri’nin resmi rakamlara göre istihdam oranı yüzde 45 üzerindedir. Kayseri yüzbinlerce aileye ekmek kapısıdır.
Ne kadar güzel değil mi?
İşte bu Kayseri hepimizin!
***
Kayseri, hepimizin ekmek teknesidir.
Bu şu demektir:
Hayatımızı burada kazanıyoruz.
Rızkımıza burada kavuşuyoruz.
Karnımızı burada doyuruyoruz.
Ailemizi buradan geçindiriyoruz.
Hayatımıza burada devam ediyoruz…
Ne kadar güzel değil mi?
İşte bu Kayseri hepimizin!
***
Kayseri, benim doğduğum yer değil, ama doyduğum yerdir. O’nun için çok seviyorum ve elimden geldiğince buraya fayda sağlamaya ve katkı vermeye çalışıyorum.
Yahu bana ne Kayseri’den, ben Karadeniz’i bilirim diyor muyum?
Yok öyle bir dünya?
Demiyorum…
Niye?
Kayseri benim…
Bakın size net 3 örnekle açıklayım:
Vali Gökmen Çiçek!
Kayserili değil.
Ben, Kayseri’de sadece devletin valisiyim, diyor mu?
Demiyor…
Niye?
Kayseri O’nun da…
Kayserililerden daha çok gayret gösteriyor, çalışıyor. Gece-gündüz her an farklı bir yerde koşturuyor.
Peki, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkkılıç!
O, Kayserili.
Fakat, ben doğduğum mahalleye daha çok hizmet edeyim diyor mu?
Demiyor…
Niye?
Kayseri O’nun da.
Kayseri’nin her köşesine yetişmeye çalışıyor. Boşuna ‘Atom Karınca’ demiyorlar.
Kayserispor Teknik Direktörü Burak Yılmaz!
Kayserili değil!
Ben; takımı çalıştırır, taktik veririm. Bir yardımcım futbolculara kondisyon yükler, biri de şunu yapar, ötekisi de bunu yapar. Ben maçta kulübede otururum. Futbolcular koşar kazanırsa ne güzel; kazanamazsa ben ne yapayım ki. Diyor mu?
Demiyor…
Niye?
Kayseri Burak Yılmaz’ın da!
Antrenmanda futbolcuyla koşuyor, takım oyununa katılıyor. Yağmurda, karda, çamurda koşuyor. Kenarda oyuncusundan daha çok enerji harcıyor, yoruluyor. Çırpınıyor, üzülüyor. Yeri geliyor, kırmızı kart görüp, sahadan atılıyor.
***
Arkadaşlar amacım bu insanlara iltifat etmek değil!
Bu güzel ve yararlı şehir için kendilerine biçilmiş rolü, verilmiş görevi yerine getiriyorlar. Faydalı ve anlamlı bir değere sahip çıkıp ileri taşımaya çalışıyorlar.
Bu sadece işçi-patron, amir-memur için değil kadın-erkek, yaşlı-genç herkes için geçerlidir.
Onun için diyorum ki Kayseri hepimizin!
Sahip olduğumuz, kıymet ve değer verdiğimiz şeylere gözümüz gibi bakıyor, ona daha çok özen gösteriyoruz. Onu daha güzelleştirmek için çalışıyoruz. Kayseri’de öyle bir değer, öylesine bir güzellik.
Ne kadar güzel değil mi?
İşte bu Kayseri hepimizin!
***
Onun için diyorum ki; Kayseri hepimizin!
Onun için diyorum ki; daha çok sevmeliyiz.
Onun için diyorum ki; kıymetini bilmeliyiz!
Onun için diyorum ki; daha da güzelleştirmeliyiz.
Onun için diyorum ki; O’nun için el ele vermeliyiz.
Onun için diyorum ki; O’nu birlikte yüceltmeliyiz.
Onun için diyorum ki; O’nu birlikte ilerletmeliyiz.
***
Niye mi?
Çünkü;
Kayseri soğuk alsa, Kayseri’ye sıcak çarpsa; hepimiz hasta oluruz.
Suyumuz kalmaz, çeşmelerimiz akmaz, barajlarımız dolmaz, türbinler dönmez, elektrik üretmez, sanayi çarkı dönmez, patronlar iş vermez.
Eve ekmek gitmez.
Ne kadar acı değil mi?
O’nun için hepimiz Kayseriyiz!
***
Ağaçlarımız çiçek açmaz, fidanlarımız meyve vermez, ekinler bitmez, tarlalarımız sararır, ot yığını olur.
Eve ekmek gitmez.
Ne kadar acı değil mi?
O’nun için hepimiz Kayseriyiz!
***
Yüzümüz gülmez, halimizi kimse bilemez, insanlar birine halin nedir diyemez, komşun bile yardım edemez.
Eve ekmek gitmez.
Ne kadar acı değil mi?
O’nun için hepimiz Kayseriyiz!
***
Hikayeniz istediğiniz gibi gitmez.
Masalınız mutlu bitmez.
Ocaklarınız lezzet için tütmez.
Sofralara yemek gelmez.
Eve ekmek gitmez.
Ne kadar acı değil mi?
O’nun için hepimiz Kayseriyiz!
***
Hayatımıza güzelliklerin doğması, huzurlu olması, mutluluğun her yana dolması daha iyi değil mi?
Dünya Sultan Süleyman’a kalmamış ki, kelebek kadar ömrü olan insana kalsın!
Hayat bir an, o an da işte şu an.
Bu bilinçle yaşamak, güzelliği yaymak ve saymak gerekmez mi?
***
Zorlaştırmayın, kolaylaştırın. Nefret ettirmeyin, sevdirin diyorsa, bu demenin üstüne başka söz söylenmez.
Ben de söylemem, söyleyemem.
***
O’nun için diyorum ki Kayseri Hepimizin!
Kayseri’yi birlikte sevelim, Kayseri’yi el ele vererek kolaylaştıralım.
Kayseri’yi çok daha yukarılara taşıyalım…
İşte böyle…
Özetle; çok sağlam ve güçlü bir anatomisi var, MR sonuçları temiz.
6 Bin yaşına göre çok dinç ve zinde.
Bu temiz ve pırıltılı isme ‘is’ bulaştırmaya çalışmak kimsenin haddi olamaz, kimseye de faydaya vermez.
Sadece dostları merak edebilir, o kadar…
Kalın sağlıcakla…
Not: Yağlama davetlerine katılmayı emir kabul ederim…
Şaka…
Size afiyet olsun…
Ben hamsi buğlama yemeye gidiyorum.
Gelince sözüm olsun…
