Son birkaç yazıda bahsettiğimiz ve uyarmaya çalıştığımız , sanayinin ranta kurban gittiği ve inşaat sektörünün gittikçe ağır bir yük olmaya başladığı kesinleşti.
Son birkaç yazıda bahsettiğimiz ve uyarmaya çalıştığımız , sanayinin ranta kurban gittiği ve inşaat sektörünün gittikçe ağır bir yük olmaya başladığı kesinleşti.Tüsiad eski başkanının giderayak açıkladığı ve aynı şekilde uyardığı GSMH içinde sanayinin payının %8 azalması ve inşaat sektörünün %17 büyüdüğünün gösterdiği şey bu .Peki reel ekonomide neler oluyor ve bu gidişat ışığında neler olacak ? bunlar şehrimize nasıl yansıyacak ? Olanı biteni 3 fazlı yada 3 dalga boyu ile açıklayabiliriz.şöyleki ;
1.DALGA: İlk dalganın başkangıcı AK parti hükümetinin gelmesidir.Ak parti hükümetinin iktidara gelmiş olduğu ilk 8 yıl boyunca ortaya konan performans , verilen güven ve istikrar ile iyi yönetişimin oluşturduğu sinerji iş dünyasını motive etti.Yatırımlar patladı ,sanayi sektörü hızla büyüdü ,ihracat arttı ,istihdam yükseldi.Yerinde ve doğru adımlarla hükümet sanayiyi önceledi ve hızlı kalkınma adımları atılarak birçok alanda güzel gelişmeler yakalandı.Bu yaklaşık 8 yıllık bir periyodu ifade ediyor.Bu ilk fazda tüm işadamları zaten bir kriz ortamındaki küçülmeyi telafi edercesine ciddi yatırımlar yaparak işlerini büyütüp geliştirdi , istihdam sağladı ve vergide devlete çok büyük katkıda bulundu.Bu dalganın sonu referandum seçimi oldu
2.DALGA : İkinci dalganın başlangıcı ise referandum seçimi ile alınan %58 lik oy ve Recep Tayyip Erdoğanın da ifade ettiği ustalık dönemi oldu .Bu dönemde Ak parti de bir duraklama ve sendeleme başladı.Referandumun ardından gelen bu dönemde iş adamları ikinci faza yani 8 yılda yaptıkları yatırımları realize etmeye başaldılar.işletmeler kar ediyor yatırmların borçları ödenmiş ve artık sanayici kasada para bırakıyordu.Bu aşamada iş adamı düşünce tarzı olarak etrafına baktığında bir şey gördü.hiç durmadan ve geçmtişteki 8 yıllık performansın üstünde bir karlılıkla artan inşaat ve arsa rantı .kayseride 10 yıl önce 14 tl /m2 den satılan organize sanayi deki arsalar 8 yılın sonunda 120 tl/m2 lere dayanmıştı.İlk dalgada yaptığı yatırımları yenileyip ikinci bir yatırım realizasyon süresine başlamak mı yoksa arsamı inşaatmı seçenekleri arasında düşünyordu.Yatırım yapsa en az 4 yıl (leasing ödeme süresi) makine parası ödeyecek sonraki yıllar (minimum 2 yıl daha toplam 6 yıl ) yatırdığı paranı karını almaya çalışacaktı.diğer taraftan inşaat sektöründe 36 ayda inşaat bitiyor(3 yılda bir takla atıyor) ve kar marjı %50 ye yaklaşıyordu.Üstelik arsa da bu daha fazla oluyor ve inşaatı taşeron üzerinden yapıncada hiçbir uğraşı gerektirmiyordu.Diğer taraftan yatırım yapıp makine alacağım dediğinde bankalar bizim parmak hesabı ile %22 den (bankacılara göre bu oran %12 oluyor J) kredi veriyor ve krediler için herşeyi ipotek ediyordu.Sanayicilerin tercihi tabiki bu şartlarda arsa ve inşaat oldu.Böylece normal şartlarda akıp giden daha çok tüccarların oynadığı rant ve arsa alanına sanayicilerde girmiş oldu.inşaat ve arsa Fiyatları dahada arttı (10 yıl önce 14 tl olan Osb deki arsa değeri 200 tl/m2 ye dayanmış ve osb başkanı bununla övünüyorsa halimizi siz düşünün !!) ,inşaatlar çoğaldı , üretim yapanların potansiyeli azaldı .Bu süreçler sonuçları itibari geç oluşan ve ortaya çıkması en az 3 -4 yıl süren akışlar olduğu için gözlenmesi zorluk barındıyordu.Bu konuda ali babacan birkaç açıklama yapıp sanayiyi desteklemeliyiz vs desede bu olmadı.Bu durumda artık 3.dalga diyeceğimiz bir kriz öncesi son menzile ulaşmış olduk .
3.DALGA : üçüncü dalganın başlangıcı tabiki 17/25 aralık operasyonlarının olduğu 2013 yılı idi.17/25 aralıktaki ortaya dökülen sıkıntılı durumlar , sonrasında yapılan akla hayale gelmeyecek kanunları eğip bükmeler , iş alemini sıkıştırıcı tehditler ,maliye ile ilgili ithamlar ,ortaya çıkarılan gergin atmosfer işleri zorlaştırdı.İşin kötü tarafı hem gerçek mütahitler hemde sanayiciler bu duruma hazırlıksız yakalandılar.paraları inşaat ve arsaya yatıran herkes bu ortamda düşen satışarın etkisi ile yavaş yavaş bunalmaya başladı.işler açılır umudu ile ötelenen seçim sonrası hayalleride seçimden sonraki süreçte yavaş yavaş tükendi.Bugün itibari ile ihracatı düşen ve bunu hala rusya , ırak ,suriye vs gibi dış etkenler e bağlayan , merkez bankasının itibari gittikçe gereksiz ve saçma polemiklerle tüketilen , doları dizginleyemeyen ,inşaat sektörü kilitlenmiş ve durmuş bir ülkeyiz.Sanayici artık eleman almıyor ,mevcut elaman ve personelleri olabildiğince azaltma yoluna gidiyor ve fazlalıklarını atıyor.Çıkan her elaman işyerindeki diğer personel için olumsuzluk ifade ediyor ve dalga dalga harcamalar azalıyor ,huzursuzluk ve güvensizlik ekonomiyi vuruyor.Bu yavaşlayan çarklar ise bazı zayıf bünyeli firmaların batmasına ,batarken başkalarınında batmasına sebeb oluyor.Batan her şirket ise yeni bir motivasyon bozukluğuna sebeb oluyor her iş adamını ve sanayiciyi daha çok tasarruf tedbiri almaya itiyor.
Bu dalganın tek açar kilidi olan ?güvenli ülke-iyi yönetim ? imajı son yapılan banka operasyonları ile tüketilmiş oldu.Artık paranın ve özel mülkiyetin güvende olmadığı , yöneticilerinin bir insanın kaprisi ve kişisel kini yüzünden her türlü yanlış yada hatalı kararı alabildiği ve uğruna birçok hukiki olmayan duruma göz yumulduğu , dünyanın gözünde gittikçe demokrasiden uzaklaşan ve her an her şeyi yapabilecek bir ülkeyiz. Tahmin edilemezlik (öngörülebilirlik ,stabilizasyon ) ekonominin ve paranın en çok korktuğu şeydir ve bu devam ettikçe kriz kaçınılmaz olacaktır.(bana göre zaten gizli kriz mevcut)
Bütün bunların ışığında diyebiliriz ki , maalesef ki AK parti son 4 yılı geçtiğimiz yıllarda kazandığımız sermayeyi ve krediyi kötü harcayarak geçirmiştir.Gidişatı farkedemediği için yada iktidar rehavetinden dolayıda ülkemiz için statejik ve olmazsa olmaz ana lokomotif olan sanayiyi ihmal etmiş ,istihdamı zorlaştırmış ,ithalatı cazip hale getirmiş ,inşaatı alenen destekleyerek sanayiyi inşaat ve ranta boğdurmuştur.bu aşamadan sonrada hükümetin gündemindeki tek mevzu ? paralel ? olgusu olduğu için ciddi bir konsantrasyon gerektiren bu hususta bir şey yapılacak gibi görünmüyor.
Kayseriye çok büyük katkıları olan ve imzası bulunan ve seçilirse eğer ciddi işlere imza atacağını düşündüğüm Sayın Mehmet ÖZHASEKİNİN de istifa ettiğini düşünürsek bu konuda şehir olarak çok fazla yapacak birşeyler bulunmuyor gibi.Yapılacaklar Artık bir başka seçim sonrasına diyelim .Kayserimizin durumunu da gelecek yazıda ifade etmeye çalışacağım .
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.