|   | 
  • Sabahattin Sürmen

    Kayserispor Çay’ın Demine Dikkat Etmeli

    Kayserispor’un maçları öncesi rakiplerinin şehirlerine ait özellikler, belirgin ve meşhur ürünler maçların kazanma ve kaybetme sonuçlarına göre keyif ya da acı olarak tanımlanıyor.
     
    Bu aslında Kayseriye has bir durum değil, her yerde böyle…
     
    Adana Demirspor maçı öncesi pastırma, sucuk, mantı ve kebap muhabbetinin döndüğünü hatırlarsınız. 
     
    Bu gelenek Rize maçı öncesi demli çayın zararları ya da çay keyfine dönüşüyor. Fakat yine sonunda söyleyeceğimi başta söyleyeyim Çaykur Rizespor son iki haftayı buldozer gibi geçti!
     
    Önce evinde Karadeniz derbisinde komşusu Trabzonspor’u ağırladı. Rizeliler hamsi avı, Trabzonspor da komşu da çay keyfi ya da 5 çayı peşindeydi. Fakat benim Karadeniz Fırtınasında yağmur olup yağan Rizespor oldu. 
     
    Çaykur Rizespor Trabzonspor’u sağanak yağmur altında çok acı bir mağlubiyete uğrattı. Muazzam baskılı ve istekli oynadığı futbolla bizim Trabzonspor’u sahadan sildi.
     
    Uğurcan Çakır çok daha büyük bir hezimeti engelledi. 
     
    Trabzonspor galibiyetinin de moraliyle Çaykur Rizespor  bu sefer İstanbul’un yolunu tuttu. Ligin flaş ekiplerinden Arda Turan’ın yönettiği Eyüpspor deplasmanına çıktı. 
     
    Size ilk haftalarda ‘bu çocuğa dikkat edin, en kısa zamanda A Milli Takım’a, Bizim Çocuklar’a katılacak’ dediğim Eyüpspor’lu Amhet Kutucu’nun yine ceza sahasının dışından attığı muhteşem bir golle Çaykur Rizespor geriye düştü. 
     
    90 dakika boyunca ‘Eyüp Sabrı’ gösterip yine mücadeleci bir oyun ortaya koyup 2 golle İstanbul’dan 3 puanla Karadeniz’e evine döndü.
     
    Bu girizgahın sebebi şu; Süper Lige beklediği gibi başlayamayan Fenerbahçe ve Galatasaray’dan 5 gol yiyen evinde Samsunspor ve Kasımpaşa’ya kaybeden ama deplasmanda Adana Demirspor ve Bodrumspor’u yenen Rizespor son iki haftada vites yükseltti.   
     
    Bu nedenle dikkat çekmek istiyorum!
     
    Trabzonspor ve Eyüpspor gibi iki zor iki maçtan galip ayrılıp 6 puan çıkardı. 
     
    Bundan sonraki ilk hedefi Kayserispor ve pasuma keyfi yapmak gibi duruyor. 
     
    Karadenizli olmam hasebiyle ve haliyle Samsunspor, Çaykur Rizespor ve özellikle de Trabzonspor maçlarını biraz daha yakından ve titiz takip ediyorum. 
     
    Bu nedenle maç öncesi bir Çaykur Rizespor analizi yapabilirim. 
     
    Arkadaşlaaar, beyleeeer, Çaykur Rizespor son 5 maçtan 4 tanesini kazandı. Bu süreçte sadece Sivasspor’a deplasmanda 2-1 kaybetti. 
     
    Kalesi’ndeki Grbic çok gol yemesine rağmen yediğinden çok daha fazla kurtarışları olan tecrübeli ve iyi bir kaleci. 
     
    Grbic, önündeki defansın pek çok hatasını tolere ediyor. Kayserispor forvetlerinin Ahmet Kutucu gibi ceza sahası içi ve dışı demeden ilk gördüğü yerden sürekli Grbic’i yoklamaları gerekir.
     
    Mocsi, Alikulov, Mithat Pala, Muhammet ve Taha Şahin’den oluşan defans elemanları; kalabalık, karmaşık, dağınık ve panik bir kompozisyon çiziyor. Geriden çıkışları zayıf ve çok hata yapıyor, top kaybediyor.
     
    Rizespor defansı bütün bu zafiyetlerine rağmen ileri çıktığında geri dönüşlerde Kayserispor defansından daha hızlı ve becerikli diyebilirim. 
     
    Bu nedenle Kayserispor orta sahası bu dağınıklığı, karmaşayı ve uyumsuzluğu iyi değerlendirerek kendisi için avantaja çevirebilmenin stratejik adımlarını hesaplamalıdır. 
     
    Çaykur Rizespor’un orta alanında Beşiktaş’lı iki eski önemli isim var: Hadziahmetovic  ve Ghezzal. Rizespor’a çok şey kattı. 
     
    Dinamo gibi sahanın her noktasında atakları yönlendiren, yorulmak bilmeyen ve Trabzonspor’a nefis bir gol atan Hadziahmetovic, neyse ki Kayserispor maçında cezalı.  
     
    Ghezzal’ı anlatmaya zaten gerek yok, tek ayaklı dev olmasına rağmen Rizespor’un gol pozisyonlarının hep öncesinde o var. 
     
    Bu ikisi yanında yetmez gibi bir de Olawoyin var. Tam bir arı gibi Rizespor için bal yaparken rakipleri için tehlikeli arı türüne bürünüyor. Atak başlatıyor, defansta top kesiyor, gol pozisyonu hazırlıyor. Gol atıyor. Her yerde ve her pozisyonda var.
     
    Sinan Kaloğlu eğer Ghezzal ve Olawoyin ikilisini orta alanda kilitler, ileriyle ulaşımını ve iletişimini keserse bu maçtan puan çıkarma ihtimalini yüzde 50’ye taşır.
     
    Haydi gelin Kayserispor için daha zor gerçekleşebilecek ikinci yüzde 50’lik ihtimali anlatayım: Akintola, Varesanovic ve Ali Sowe!
     
    Sinan Kaloğlu ve Kayserispor, Akintola, Varesanovic ve Ali Sowe üçlüsünün hızını kesmesini değil hızlanmamasını sağlayacak formüller düşünmesi gerekir. 
     
    Akintola, Varesanovic ve Ali Sowe üçlüsünden özellikle Akintola ve Ali Sowe hızlandığında ve kaçtığında onu durdurmak ve yakalamak için yapılabilecek tek şey beceriksiz davranmalarını beklemek. 
     
    Haa bir de Bilal Beyazıd’a şans dilemek! Müdahale ettiğinizde ya da etmeye çalıştığınızda hemen sararma ve hemen ardından da kızarma ihtimali çok yüksek.
     
    Ne yapsınlar, bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler mi? 
     
    Tabii ki kesinlikle hayır!
     
    Yapmaları gereken onların hızlanmalarına fırsat vermemek ve arkanızda onlara at gibi koşacakları boş alanlar bırakmamak. 
     
    Bakınız, kesinlikle abarttığımı, bu futbolcuları yücelttiğimi düşünmeyin. Fenerbahçeli En Nesyri ve Oğuz Aydın’dan çok daha hızlı adamlardan bahsediyorum. 
     
    Evet gelelim Kayserispor’a!
     
    Kayserispor, Fenerbahçe maçında 6 gol yedi, 2 tane de attı. Kaçırdıkları da var. Fakat Fenerbahçe maçında yaptığı 3 aksiyon maçın unutulmazları arasına girdi. 
     
    Nedir bunlar?
     
    1. Her şeyden önce gelen saldıran, koşan, pes etmeyen, direnen, umudunu yitirmeyen, mücadele eden, didişen ve vaz geçmeyen oyun anlayışıyla oyunu çirkinleştirmeden koşturan bir Kayserispor izledik. 
     
    Buraya kadar çok güzel, çok keyif vericiydi.
     
    2. Defans çok ağır ve uyumsuzdu. Geri dönmekte zorlandı bile diyemem, çünkü dönemedi. Mourinho’yu panikleten Dzeko ve Syzmansky’i oyuna alma hazırlığına sevk eden Kayserispor’un orta sahaya gelen defansı kontra atılan toplara dönemedi. 
     
    3. Orta sahası oyunu kendi yarı alanında kabul etmeye başlayan Fenerbahçe orta sahasını bir yarı alana presleyemedi. 
     
    Fenerbahçe orta sahasını preslemek tabii ki kolay değil, hayal satıcılığı da yapmıyorum ama hatırlayın bunu Göztepe ve Samsunspor başta olmak üzere yapabilenler var.
     
    Elbette Tadic gibi bir top cambazını, Fred gibi Premier Lig tecrübesini, Sofyan Amrabat gibi bir dinamoyu sahadan silmekten bahsetmiyorum. Bu adamları rahatsız etmekleri bile mümkün olmadı. 
     
    Hülasası Sinan Kaloğlu, Fenerbahçe maçındaki defansın ağırlığını giderir, geri dönüşleri hızlandırır ve aralarında bir uyum sağlarsa, orta alanda da safları sıklaştırarak mücadelesine devam ederse Kayserispor için Karadeniz’de çay keyfi ihtimalinden bahsedebiliriz. 
     
    Yoksa yine yeşillenen finduk dalları arasında mangalda sucuk keyfi fırsatı verirsiniz. 
     
    Kayserispor çay keyfini yaparken çayın demine dikkat etmeli. Demli çay çarpıntı ve uykusuzluk yapar ! Kayserispor’a başarılar…  

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.