Yönetim, temlik, gelir ve kapalı transfer tahtası sıkıntılarını futbolcularına yansıtmayan Burak Yılmaz gemisinin rotasını Karadeniz sonrası Ege’ye çevirdi. Bu hafta misafir edeceği Beşiktaş maçı öncesinde Göztepe’de puan arıyordu.
Trabzon’daki gol fırtınasından sonra Ege’ye yelkenlerini çevirdi. Son saniye üçlüğünde Trabzonspor’a bir puan kaptıran Kayserispor, Beşiktaş maçı öncesinde Ege’de Göztepe’den puan veya puanlar almayı hedefliyordu.
Beşiktaş Teknik Direktörü Giovanni van Bronckhorst’a da gözdağı vermeliydi, diğerlerinden farklı olduğunu, Eyüpspor olmadığını göstermeliydi.
Rakibi Göztepe de iki hafta önce Fenerbahçe’den 90+ son saniye üçlüğü ile bir puanı kapıvermişti.
İzmir’de Bodrumspor’u sahasında 2-0’la; 5. haftayı da bay geçen Göztepe, Karadeniz’den Trabzonspor seferinden gelen rakibi Kayserispor’u da yenmenin planlarını yapıyordu.
Bu arada Chelsea gibi bir dünya devinden Fofana gibi 20’lik ele avuca sığmayan bir golcüyü de almıştı.
Yalı ve taraftarlar satışa çıkan biletlerin tamamını satın almıştı. Daha ne olsundu?
Bu, Kayseri’yi Göz Göz’ün çılgın taraftarlarının tıka basa doldurduğu Gürsel Aksel Stadı bekliyor demekti.
Üstelik Fenerbahçe maçı sonrası aldıkları ceza ve bay geçme sonrasında 16 gün sonra takımlarıyla buluşacaklardı.
Olsun, Burak Yılmaz ve öğrencileri hem de geçen perşembe gecesi Eski Avni Aker yeni Papara’dan alkışlanarak çıkmışlardı. Ona da antrenmanlıydı.
Burak Yılmaz, hiçbir derdi tasası olmayan, yabancı sermayeli bir şirkete sırtını yaslayan Göztepe’den Sivasspor, Konyaspor, Eyüpspor ve Trabzonspor’dan alamadığı 3 puanı kapmanın bütün planlarını yapmıştı.
Diğer rakiplerine yaptığı gibi Göztepe’yi de masaya yatıran Burak Yılmaz rakibinin çektiği MR sonuçlarına göre strateji belirliyordu.
Ege’nin yabancı sermayeli, zengin kulübü Göztepe’nin yeni kalecisi Arda’nın yerine getirdiği Lis ile defansın büyük uyumsuzluğunu görmüştü.
Lis, yan toplarda vasatı aşıyor, cepheden gelen toplarda sıradan ama hava toplarında daha iyi idi.
Onurcan Piri ve Bilal Beyazıt’tan da daha iyi değildi.
Göztepe defansı çok sıkıntılı görünüyordu. Bu nedenle Stoilov da defansı sabır küpü gibi sürekli değiştiriyor, eklemeler yapıp, bir alıp bir çıkarıyordu.
Göztepe defansı çok dağınık, birbiriyle uyumsuz, yavaş ve arkasında, kendi arasında çok büyük boşluklar bırakıyordu.
Hızlı adamları kontrol etmede çok büyük hatalar yapıyor, penaltı yapmaya meyilli bir aksaklıkları vardı. Nielsen, Heliton, Bokele, Miroshi çok adam kaçırıyordu.
Dev gibi Heliton kendi korner atışlarında etkisiz olduğu kadar rakip kalede etkili olabiliyordu.
5’li defansın sağ tarafından Nazım Sangare, sol tarafından ise son vuruşlarda etkili Djalma ile hızlı çıkıp rakip ceza sahasına etkili ortalar yapıyordu. Fakat geri dönüşlerde sürekli otobüsü kaçırıyorlardı.
Koray Günter ve Taha defansa yardım etmeye çalışıyordu alabildikleri dakikalarda.
Orta alanda Göztepe ataklarına Tijanic, Solet, Dennis, Matsuki yön veriyor. Tijanic iyi kontrol edilmezse Titanic Faciası olabilirdi.
Tijanic, uzaktan sürekli sert şut atıyor. Özellikle ceza alanı dışındaki duran toplarda direklere yakın noktalara top atabilecek kadar etkili ve yetenekliydi.
Forvette Romulo çok iyi bir golcüydü. Ceza alını içinde sakin ve etkili hareket ediyor. Kafa toplarına iyi çıkıyor. Bitirici vuruşları vardı. Yanındaki Juan biraz daha tecrübesiz ama O da hızlıydı.
Kenarda Chelsea patentli Fofana da bekliyor olacaktı.
Burak Yılmaz kafasını masadan ve MR sonuçlarından kaldırıp şöyle uzaklara bakarak; ‘Biz Ege’den de mutlaka puanla dönmeliyiz. Haftaya Beşiktaş Kayseri’ye geliyor. Beşiktaş maçına takım moralli çıkmalı ve puan hanemizde 3 yazmamalı’ diye düşünüyordu.
Öyle ya, Beşiktaş maçında takımın iki ayağı bir pabuca girmemeliydi.
Beşiktaş, Burak Yılmaz için önemliydi. İlk göz ağrısıydı, ama Beşiktaş’tan mutlaka puan alarak Kara Kartal’ı yönetenlere de bir mesaj gönderse iyi olurdu.
Bu satırların yazarı Burak Yılmaz’a aylar önce kendisine, ayağından, kolundan çekileceğini, her fırsatta hakemler tarafından cezalandırılacağını belirterek uyarmıştı. Onun için Burak Yılmaz Göztepe maçında saha da olmayacağını çok da önemsemiyordu.
‘Ege’den boş dönmemeliyim’ diye düşünüyordu.
Kafasında oyun kurgusunda kalede Onurcan Piri, sakatlık durumuna göre Bilal Beyazıt ile başlayacaktı. Nasıl olsa ikisi de iyi idi.
Göztepe evinde oynadığı maçlara şok baskınlarla hızlı başlıyor, sağlı sollu ataklarla saldırıyordu.
Sol tarafta Djalma’yı Ramazan Civelek, sağ tarafta da Nazım Sangare veya alternatifini sakatlık durumuna göre Carole belki de Hasan Ali ile kilitlediğinde bu Göztepe’nin uçuşunu hava şartları nedeniyle tehir edecekti.
Göztepe, zaten defans elemanlarıyla uzun top çıkamıyordu.
Ortadaki muhtemel üçlü; Tijanic, Dennis ve Solert’i Mehdi Mourabia, Kartal Kayra Yılmaz, Cardoso, Eray Özbek-Ali Karimi, Mane ile markaja aldığında Göztepe’yi hareketsiz hale getirmesi hiç zor olmazdı.
Romulo ile Attamach, Kolovetsios ile de Juan’ı kontrol etmek, onlara top akışını kesmek daha kolay olurdu.
Göztepe’nin orta sahasını uçuşa kapattığında destek için öne gelecek ağır defansı, Aylton ve Nazon gibi iki hızlı ve güçlü adamlarıyla daha da kolay aşabilirdi.
Burak Yılmaz, kendi defansından özellikle Carole, Hasan Ali, Attamach ve Ramazan Civelek’in isabetli uzun paslarla forvetini besleyebildiğini biliyordu.
Bütün bunların yanında Aylton ve Nazon, orta sahaya gelip yardım ediyordu. Kaptığı toplarla da önündeki yarım sahayı koşarak rakip kaleciyle karşı karşıya kalabilecek güç ve yeteneğe de sahipti.
Nazon ve Aylton’un arkasında onları tamamlayacak Cardoso, Eray, Mane ve Ali Karimi de orada olabiliyordu.
Pozitif futbol oynattığı için bunlar kulağa hoş geliyordu.
Burak Yılmaz, Göztepe için MR sonuçlarını gördüğü gibi Stoilov da Kayserispor için aynı şeyi yapmıyor muydu?
Elbette yapıyordu!
Yapmasının da kendisi için elbette bir avantaj olduğunu düşünüyordu Burak Yılmaz.
Nasıl oluyor o iş öyle diyenlere gelsin bunun devamı:
Stoilov, karşısında; son oynadığı 4 karşılaşmada rakiplerine kök söktüren, 90 dakika yorulmadan mücadele eden bir takım görüyordu.
Son üç maçta galibiyeti 90+’larda kaybeden bir takım elbette rakiplere korku verir, tedirgin ederdi.
Rakiplerin size karşı korku ve tedirginlik yaşamaları iyidir, iyi!
Stoilov, disiplinli, saat gibi çalışan, birbiriyle paylaşan, yüksek olumlu pas yüzdesine sahip bir takımın işleyişini bozacak çok fazla stratejiyi birlikte uygulamalıydı.
Karşısında iyi bir takım vardı. Hazırlık maçında 2-0 yendiği Kayserispor’dan daha farklı bir takım vardı karşısında!
Hazırlık maçları hiçbir zaman ölçü olamazdı. Galatasaray lig başlamadan önce nasıldı, şimdi nasıldı?
Burak Yılmaz, sahada takımının başında olamadı. Verdikleri ceza nedeniyle locadan izledi ve yönetti.
Belki böylesi daha iyi Beşiktaş maçı öncesi ceza veremezlerdi!
Bu maçı bu gece Burak Yılmaz gibi dikkatlice izleyen birileri daha vardı.
Beşiktaş Teknik Direktörü Giovanni van Bronckhorst!
Giovanni van Bronckhorst, bu hafta karşılaşacağı rakibini son haliyle görecekti. O’nun için kafasında bol bol plan yaptı.
Giovanni van Bronckhorst gibi Mert Günok, Jonas Svensson, Gabriel Paulista, Felix Uduokhai ve Arthur Masuaku da muhtemelen Aylton'u ve Nazon’u izledi.
Merak etmişlerdir!
Al Musrati, Gedson Fernandes, Joao Mario, Rafa Silva, Milot Rashica ile Ciro Immobile de Eray Özbek, Cardoso, Mane, Attamach, Carole, Kolovetsios’u kesin izlemiştir.
Gürsel Aksel Stadı'nda saat 20.00'de başlayacak karşılaşmayı yöneten Ozan Ergün’ün de sanırım ilk maçıydı.
Acemiliklerini Kayserispor’dan çıkarıyorlar.
Bu atmosferde iki takım da 3 puan mücadelesi verdi Güzel İzmir’de…
Yukarıda anlattığımız gibi Göztepe çok hızlı başlamak istedi. Fakat Kayserispor topu yanlara yayarak ve ayağndaı tutarak rakibinin hızını kesmeye çalıştı. Taç atışından gelen topa Onurcan piri boşa çıkınca geriden gelen Taha dokunarak topu filelere gönderdi. 1-0.
Ramazan Nazonu kalecile lis’le karşı karşıya bıraktı Nazon’un vuruşu Lis’in üzerine gitti dönen topu tamamlayamadı. Defansın uzaklaştıramadığı topu sağ Cardoso dışarı attı. Atamach-Kolovetsios anlaşmazlığında Juan iki kez Onurcan’la karşı karşıya kaldı topu filelere gönderemedi. Üçüncü de Tijanić ceza yayı ceza sahası üzerinde sert vurdu Onurcandan dönen topu bu kez Juan tamamladı filelere gönderdi. 2-0
İlk yarı bu şekilde tamamlandı. Kayserispor’un yorgunlu çok net bir şekilde ilk yarıda görüldü.
İkinci yarı Burak Yılmaz taktiksel dokunuşlar yaptı ama Kayserispor bir türlü toparlanıp oyunda dengeyi sağlayamadı. Rakip kaleye gitmekte oldukça zorlandı. Doğan, ceza sahasının dışından sert ve düzgün vuruşuyla onurcan’ı avlayarak skoru 3-0’a taşıdı. Daha dinç olan ve koşan Göztepe üç puanı üç golle aldı.
Kayserispor sezonun en kötü oyununu sergiledi. Göztepe maçsız geçen iki haftayı iyi değerlendirmiş. Koştu, mücadele etti, ayakta kaldı. Maçı da rahat kazandı. Taraftarı 90 dakika takımını destekledi.