En nihayet Cumhurbaşkanımız da ekonomik kriz var itirazında bulundu. Yetmedi şaşırtıcı olarak ekonominin son 3 yıldır patinaj çektiğini söyledi. Şimdi bu konuda sürekli bahsettiğimiz kriz durumu netleşmiş oldu.
Çünkü malum son bir buçuk yıldır yılmaz bir iyiyiz moduna sahip olan en yüksek makamlardaki Ak partili yöneticiler ? paralel? bir evrende yaşıyorlar ve sürekli hata üzerine hata yapıyorlar.Yaptıkları her hatayı da bıkmadan usanmadan hiç üzerlerine almadan doğrudan bir gulyabani şeklinde bize gösteremeyip sadece söyledikleri ?paralel? paranoyasına bağlıyorlar.
Ekonomi ülke gündeminde son sıralarda ve her türlü manipülasyona açık hale gelmiş durumda .Kimse önünü göremiyor ve hükümetin ne yaptığı konusunda fikri yok .Kendileri her ne kadar herşeye hakimiz görüntüsü verselerde özellikle Cumhurbaşkanının ve danışman ekibinin merkez başkanı ile ve dolayısıyla ekonomi yönetiminden sorumlu Sayın Ali Babacan ve ekibi ile girdikleri mücadele ile artık işler zorlaştı.Piyasa kredisi denilen parası olmayan insanların işyapabilme yeteneğini hükümet kaybetti.Şu anda merkez bankası seçim nedeniyle faizleri artıramıyor ve stoğundaki döviz ile kuru dizginlemeye çalışıyor.Fakat bunun içinde elinde yeteri kadar döviz yok.Dolayısıyla bunuda başaramıyor ve dolar 2,7 tl ile rekor kırıyor.Malesef ki güvenin kaybolduğu bu ortamda ülkede harcamalar azalıyor (talep gittikçe düşüyor) ,dolayısıyla vergi gelirleri küçülüyor(bütçe ilk defa bu kadar büyük açık verdi) , para dışarı kaçıyor (doları yükseltti) ,içeri yeni ve kalıcı para girmiyor.
Öte yandan zaten son 5 yıldır hızlanan ve bizzat geçenlerde Cumhurbaşkanımızın ağzından duyduğumuz inşaat sektöründe oluşan rant ile cazip hale gelen sanayi ve üretimden uzaklaşma trendi ile ihracatımız ve iç üretim gücümüzde çökmekte.Bu durumda ekonomi maalesef acı ama kral çıplak demek adına söylemek gerekirse bir bataklığa girmiş durumda ve resmen krizde.
Peki Cumhurbaşkanımız bile bugün itibari ile ?ekonomi 3 yıldır patinaj çekiyor ve bugün artık krizde ? itirafında bulunmuş iken neden ülkemizdeki en büyük ekonomik grup olan TOBB dan ve odalarından bir ses çıkmıyor.Kayserimiz de maalesef durum farklı değil. KAYSO başkanı Sayın Mustafa BOYDAK, olabildiğince hükümetin ve ekonomi yönetiminin yaptığı olumlu şeyleri gündeme getiriyor ve bolbol teşekkür ediyor.Kendisinden negatif yada tek bir eleştiri duymuyoruz. Sanki herşey yolunda ve işler tıkırında sıkıntı yok diye düşünüyor yada düşünüyormuş gibi görünüyor. Sanayide herşey yolunda ihracatımız düşmüyor ,organize sanayideki fabrikalar iflas etmiyor, şirketler eleman alıyor, yeni sektörlere girip katma değerli büyük yatırımlar yapılıyorda bizmi duymuyoruz! yoksa sayın başkanımız kral çıplak dese başı sıkıntıya girecek TÜSİAD ın başına gelenler bana da gelir en iyisi çalıyı etrafından dolaşayım diyemi düşünüyor.
Diğer yandan KTO Başkanı Sayın Mahmut HİÇYILMAZ ise hükümetin yılmaz savunucusu pozisonunda, reel ekonomi ve ticarete dair hiçbir öngörüde bulunmadan asıl görevlerinden biri olan üyelerinin menfaatleri korumak konusunda hükümetle ters düşecek hiçbir açıklama yapmıyor. Şehirdeki alışveriş merkezlerinin esnafı zayıflataması ve bitirmesi, yüksek katlı yapılaşma ve rantın ticareti öldürmesi ve esnafın yaptığı satıştan değil arsa ve kiradan geçinen insanlar haline getirmesi kendisini hiç rahatsız etmiyor. Sanayi ve ticaret merkezlerindeki kiraların yüksekliği, şehirdeki yabancıların iskanı ve çalıştırılmaması önündeki engeller, kapanan işyerlerinin kapanma sebepleri, bankaların kredi faizleri ve teminatlar konusunda esnafın yaşadığı sıkıntılar, eğitimdeki iflas durumu ve dahada kötüleşmesi gibi şehrin ekonomisini etkileyen çok önemli mevzular var. Bütün bu ve sayamadıklarımızın hiçbirini görmeyen 14.000 e yakın üyesi olan bir ticaret örgütü durumundaki KTO mevcutta zaten yapması gereken işleri yürütürken diğer yandan bu sıknıtıları duyurucu açıklamalar, etkinlikler lobi faaliyetleri yapması gerektiği halde susuyor. Sivil toplum kuruluşlarının en büyük artısı olan eksiklikleri tesbit ve bunları giderici öneriler ile çözüm yolları sunma görevini yapmıyor. Bakış açısından kaynaklanan bir körlükle adeta hükümetin alt kolu ve sivil kanadı modunda çalışılıyor.
Kayseri ekonomisi deyince 3. sacayağı olan KOSB yani Kayseri Organize Sanayi Bölgesi açısından da durum farklı değil. Organize sanayi bölgesi başkanı Sayın Hasyüncü, organizedeki fabrikaların arsalarının değerlenmesi ve m2 fiyatının 10 yılda 12 katına çıkmasından mutlu bir şekilde asfaltları ve kaldırımları yapmaya devam ediyor. Oysaki önümüzde seçim var ve 12 yıldan sonra yeniden aday olmayı düşünürken en büyük hizmet olarak gördüğü iki şey olan arsa paralarını dağıtma ve organizeye asfalt yapma konusunda ki hikayeleri tüketti. 12 yıla yaklaşan bir süredir başında bulunduğu organize sanayii bölgesinde kasasındaki parayı harcayarak arsa dağıttı ve alt yapıyı düzenledi. Bu yapılanlar zaten olması gereken önceki yönetimin ihmal ettiği parası olduğu halde yapmadığı şeylerdi. Yapıldı bitti. Peki ardından ne gelmeliydi ? Organizedeki yarıya yakını kiracı olan üretici firmaların kira giderlerine katkıdamı bulunuldu? Arsa fiyatlarını artırmayacak şekilde cazip yeni alanlar mı açıldı? Böyleliklekobilere büyüme imkanı, arsaya harcayacakları parayı makine ve teknolojilerine aktararak verimli ve etkin bir sanayi gücü oluşturmaya katkıda mı bulundu? Organizeye teknolojik ve eleman katkısı sunacak bir üniversite, fakülte yada meslek yüksek okulumu açıldı? Bırakın bunu yapmayı, Türkiye çapında 20 nin üzerinde okulu olan ve binasını kiralayıp 1.000.000 tl ye yakın harcama yaptığı halde bir girişimciye, İngilizce ağırlıklı olarak Anadolu meslek lisesi statüsünde açacağı özel meslek lisesine izin verilmedi. Türkiye de ilk olacak olan özel meslek lisesi ile organize sanayi bölgesinin yıllık 2000 kişilik yeni ara eleman ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulucak, işletmelerin en çok ihtiyaç duyacağı bölümlerin olacağı bir okula engel olundu.
Bütün bunları yaparkende diğer yandan elektrik santrali konusunda ısrar üzerine ısrar ile sanki çok stratejik birşeymiş gibi büyük çaba sarfedilerek organize sanayinin kasasındaki parası buraya yatırıldı. Kayseri organize sanayinde faaliyet gösteren ve en çok istihdam yapan firmalar mobilya ve yan sanayi ile çelik kapı sektörüdür. Elektriğin bu sektörler için gider kalemleri içindeki yeri maksimum %5 tir. SayınHasyüncünün çok kritik bulduğu bu kalemle ilgili hedeflediği indirim oranı sanıyorum ki en fazla%10-20 aralığındadır. Yani toplamda %5 i bile bulmayan bir gider kaleminin %20 si kadar ucuzlatılacağı düşüncesi ile elektrik santrali yapılması kararı alındı. Bu %20lik indirimin (buda olacakmı bilmiyoruz) toplam giderlere yansıması %1 i bulmuyor. O zaman bu elektrik yatırımı ve indirimi konusunun gündem yapılması öncelikli olan birçok konuyu geçerek projelendirilmesinin sebebi nedir? Elektriği en fazla tüketen sektörler tekstil ve plastik sanayidir. Bu iki sanayi dalı ise aynı zamanda istihdamı az, makinalaşma ve otomasyon oranı yüksek sektörlerdir. Acaba sayın Başkanımızın ortağı olduğu şirketin tekstil firması olmasının bu konuda bir etkisi mi olmuştur ?
Son bir buçuk yılda Kayseri ekonomisi için can damarı olan Suriye ,Libya ,Irak pazarları çökmüştür. Bu çöküş ve gidişatla ilgili ne ülke ekonomisinde söz sahibi olan meslek kuruluşlarından ses çıkmakta nede yerelde bizlerin temsilcisi olan KTO ,KAYSO VE KOSB bu konuda insiyatif almaktadır. Halbuki kriz dönemlerinde bu kuruluşların ?kral çıplak! ne yapıyorsunuz!? diyebilmesi yöneticilerin doğru karar almasına neden olması gerekir. Aksi halde bana değmesincilik, goygoyculuk, yandaşçılık, yapanlar gibi davranmak hataları çoğaltır, gidişatı hızlandırır ve duvara tosladığımızda hasarı artırır. Artık insanlar "paralel"hikayesini duymak, bu bahane ile herşeyin üzerini örtüp dokunulmaz ve söz söylenmez efendiler durumuna gelinmesini hazetmiyor. Bu ülkede ve ekonomide gidişat iyi değil ve artık bu saklanamaz ve hiçbir bahane de bunu örtmeye yetmez.
Kısacası ?kral çıplak!, krizvar!? Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi geçici kriz değl maalesef kalıcı bir kriz bu. Çünkü demokratikleşip, hukukun üstünlüğünü ikame edip, şeffaflaşma olmadan krizden çıkılmaz. Beklemeyin ve eğer beklerseniz, susarsanız, araba yoldan çıkıyor dikkat demezseniz bu kriz çok uzun ve sancılı olarak devam edecektir.
Haftanın Notları
-Organize sanayi seçimleri yaklaşıyor. Geçen seçimlerde ağırlığını koyarak Sayın Hasyüncü ve ekibinin seçilmesine neden olan Boydaklar bu seçimde önceki kadar ağırlığını koymayacak gibi görünüyor. Ergün Bilen'in aday olduğu ama sonradan sanayici değil diyerek farklı alternatiflerin hazırlandığı bir çalışma oluşturuluyormuş. Bence de yeni bir ses ve soluk gelmeli. 12 yıl bir insan için yeterli süre. Keşke bu makamlara gelenler kendileri bırakıp yeter diyerek tadında iken ayrılsalar. Etrafında kendilerine goygoyculuk yapan başkanım korosunun türkülerine inanmasalar. Tadında bırakmak iyidir. Bal olur kaymak olur. Zorlatmak, ısrar etmek, birtek ben varım demek acılaştırır sirke olur, tuz olur. Cenabı Allah, tüm makamlara bir güzellik olduysa Allah nasip etti ekip arkadaşlarım iyiydi, bir çirkinlik varsa yapılanlarda oda bendendi ben beceremedim diyecek ve gönül rızası ile ayrılacak, yüzü yerde gönlü mütevazi insanlar ve yöneticiler nasip etsin.
-Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Çelik, Sahabiye mahallesi dönüşümüne odaklanmış. Bu konudaki haberlerde Sahabiye Mahallesi'nde bir çok yeni bina görünüyor. Henüz kesinleşmediğini umarak tekrar söylüyorum. Sayın başkan lütfen çok katlı binalar ve yapılaşma ile merkezi iyice kitlemeyin. Trafiğimiz, şehir merkezinin yoğunluğu zaten çok fazla. Bu alanı insanların nefes alacağı, çok büyük bir yeşil alana çevirin. İçinde konser, tiyatro, spor merkezleri olsun. Avm, iş merkezleri, konutlarla burayıda rantın kurbanı yapmayın. Avmlerde, cafelerde vakit ve söz israfı yapan şehir halkına ve özellikle gençlere bir alternatif oluşturun. Kimse size gelecekte çok güzel iş merkezleri yapmış demez ama gelecekte şehre bu parkı hediye etmiş diyerek rahmetle anacaklardır.
-Kayseri medyasındaki 15 e yakın gazetenin manşetlerinin tamamı aynı. Bunlarla ilgili bir sohbet meclisinde bu gazetelerin mutad olarak yemlendiği hele seçim öncelerinde başka bir seçenek olmadığı söylendi. Eğer böyle ise geriye sadece yerel haberlerin doğru şekilde ulaştırılacağı internet haberciliği kalıyor. Buralardan haberleri okumak ve havuzlarda yıkanıp boyanmış şekilde tek taraflı akıtılan haberciliğe kulak vermemek gerekiyor.
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.