?Vilayet, Adliye ve Emniyet arasında Şeytan üçgeni kurulmuş? iftirasını attı.
?Büyükşehir?de 17?lik çete? yalanını savurdu.
Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu yalan ve iftiralarına inandırdı.
O da Televizyonlarda, Meclis kürsüsünde yalan olduğu onlarca kez isbatlanmış iddiaları dile getirdi.
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Özhaseki bu iftiralara, karalamalara, yalanlara karşı bir hukuk mücadelesi başlattı. Sonuçlarını bir bir devşirmeye başladı. Kılıçdaroğlu?ndan tonlarca sucuk parası kazandı. Sucuklar Kayseri meydanlarında fakir fukaraya dağıtıldı. Türkiye?nin dört bir yanından Kılıçdaroğlu sucukları istenir oldu.
Dün Mahkeme bir kez daha karar verdi. Kulkuloğlu?nu 100 tl manevi tazminat ödemeye, artı olarak mahkemece kınanmasına ve bu hükmün 50 binden yüksek traja sahip ulusal bir gazetede yayınlanarak teşhir edilmesine karar verdi. İlan parası da Kulkuloğlundan tahsil edilecek.
Aynı dava Kılıçdaroğlu için de açılmıştı. Kılıçdaroğlu 25 bin liraya mahkum edilmişti. İlk sucuk partisinin parası bu paraydı.
Özhaseki Başkan Kılıçdaroğlu için 100 bin tl tazminat istemişti, mahkeme 25 bin olarak hükmetmişti.
Kulkuloğlu için sembolik bir miktar olan 100 lira istenmiş, ne de olsa Kulkuloğlu?nun ödeme imkanı yok diye böyle davranılmıştı. Aksi takdirde Kulkuloğlu için de 25 bin lira tazminata karar verilebilirdi.
Kulkuloğlu?nun yani milletvekilinin, şu kadar milletin oyu ile seçilmiş bir kişinin, yine ?millet adına karar veren? mahkemece kınanma cezasına çaptırılması, arkasında millet olduğunu düşünen için ağır bir karardır. Milleti hesaba katmayanlar ancak işi pişkinliğe vurur, millet içinde arzı endam etmeye devam eder.
***
KAYSERİ HERİF SIĞINMA EVİ
Dün ajanslar ?İzmir?de Erkek Sığınma Evi? kuruldu haberini geçtiler ve bu bir ilk diye anons ettiler. Oysa 2001 yılında "Erkek Sığınma Evi'ne sığınan sığınana" başlıklı bir haberde Konya'da 2001 yılında kurulan "Türkiye'nin ilk Erkek Sığınma Evi"ne şimdiye kadar 3 bin erkeğin çeşitli nedenlerle sığındığı belirtiliyordu. Kayseri merkezli ve mizah amaçlı bir haber yıllar önce Türkiye?yi sallamış, üzerinde çok laf edilmişti. Gelin şimdi olayın Kahramanı Kayseri Büyükşehir Belediyesi Eski Basın Müdürü gazeteci dostumuz Rifat Yörük?ün kaleminden ?şenlikli? bir herif sığınma evi hikayesi okuyalım:
***
?Her şey, Doç. Dr. Şükrü Karatepe'nin başkanlığı döneminde Basın-Yayın Müdürlüğünü yaptığım Kayseri Büyükşehir Belediyesi'nin yayın organı 'Beyaz Şehir' dergisinde yayınlanan esprili bir yazımla başlıyordu. Dergide yer alan 'Belediye Diye Diye' adlı mizah-magazin ağırlıklı köşemde 'Herif Sığınma Evi' başlıklı esprili bir yazı yazıyor ve durup dururken ortalığı karıştırıyordum.
Yazıda 'Kocasinan Belediyesince belediye lojmanlarındaki bir dairenin 'misafirhane' olarak düzenlendiğini ancak Başkan Yardımcısı Mustafa Haspaylan'ın espri yaparak 'Arkadaşlar burası bizim Herif Sığınma Evimiz. (Malum, Kayseri ve İç Anadolu yöresinde erkeğe genellikle herif derler) Hanımlar evden kovarsa buraya sığınabiliriz.' dediğini kaydediyordum. Ancak bu mizahi yazımdan sonra, merkezi Ankara'da olan ve Genel Müdürlüğünü Baki Özilhan'ın (Bir dönem Baykal'ın iletişim danışmanıydı) yaptığı Ulusal Basın Ajansı (UBA) olayı ciddiye alarak abonelerine 'Kayseri'de Herif Sığınma Evi açıldı' diye bir haber geçiyordu. UBA muhabiri Deniz Kurt, bu 'asparagas' haberinde, Kocasinan Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Haspaylan'a 'Herif Sığınma Evi'ni törenle açtırıyor ayrıca açılışta bir konuşma bile yaptırıyordu.
Ayhan Songar, Kayserilileri tebrik ediyor
İşte "Zurnanın zırt dediği yer" burasıydı. Ajanstan gelen bu haberi birçok televizyon ve gazete aynen kullanıyordu. Çıkan bu haber üzerine Kayseri'yi çok seven Türkiye gazetesi köşe yazarı merhum Prof. Dr. Ayhan Songar'da "Herif Sığınma Evleri" başlıklı uzun bir yazı yazıyor ve bu girişimlerinden dolayı Kocasinan Belediyesi'ni ve Kayserilileri kutluyordu. Songar Hoca, feministlerin 'erkek düşmanı' faaliyetlerinden o kadar yılmış olacak ki, "Herif Sığınma Evleri " örneğinden yola çıkarak "anti-feminist" bir yazı döşeniyor ve 'Karı dırdırından ölen Hasan Efendi'yi örnek verip bu evlerin yaygınlaştırılmasını istiyordu.
Bu haber ve köşe yazıları üzerine Haspaylan'ın telefonları susmak bilmiyor, Türkiye'nin her tarafından çeşitli medya kuruluşları görüşlerini almak istiyorlardı. Tempo Dergisi ve Hürriyet Gazetesi de arayanlar arasındaydı.
Sadettin Teksoy da devrede...
Ankara'da yayın yapan Radyo Birlik'te canlı yayında telefon bağlantısı kuruyor ve Haspaylan'la Ayhan Songar'ı görüştürüyordu. Televizyoncular da boş durmuyor ve hanımlarından dayak yiyip Herif Sığınma Evi'ne sığınan sözde heriflerin peşine düşüyorlardı. Kanal 6'da "Prizma" programını hazırlayan Nurseli İdiz bunlardan birisiydi. Taa Kayseri'ye gelip röportajlar yapmak isteyen Nurseli İdiz'in bu teklifi Mustafa Haspaylan tarafından kibarca reddediliyor ve kendisine olayın aslı aktarılarak "Rıfat Yörük'ün başlarına bu çorabı nasıl ördüğü" anlatılıyordu. ATV'nin A takımı ve "Beeennn Sadettin Teksoy"un "Teksoy Görevde"si de sıradaydı. Ayrıca İnterstar bir ekip göndererek bu evde çekim yaptırıyor ve ana haber bülteninde gösteriyordu. Show TV ve Kanal D'de yerel muhabirleri aracılığıyla çekimler yaptırıyordu. Günaydın Gazetesi Köşe Yazarı Firuzan Kalafat Demir de, bu 'sansasyonel' olayı köşesine taşıyor ancak çıkan haberlerin aslının bir 'espri' olduğunu şöyle vurguluyordu:
"Birkaç ay önce bazı gazetelerde, 'Kayseri'de Herif Sığınma Evi açıldığı' haber veriliyordu. Habere göre artık karısından dayak yiyen veya dırdırdan bıkan erkeklerin sığınacağı bir yer vardı. Ancak 'heriflere' sığınma evi açılması kadar, bu haberin perde arkası da ilginçti. Çünkü haberin aslı bir espriydi. Ciddiye alınarak haber yapılan esprinin kaynağı ise, Beyaz Şehir dergisiydi."
Öte yandan Mor Çatı Feministler Derneği mensuplarının da meşhur mor iğnelerini Haspaylan'a "cıss" yapmak üzere hazırlayıp bir otobüsle Kayseri'ye doğru yola çıktıkları öğreniliyordu.
Kocasinan'da kriz masası
Bu gelişmeler üzerine Bekir Yıldız başkanlığında "acilen" olağanüstü toplanan Kocasinan Belediye Encümenince bir "Herif Sığınma Evi Kriz Masası" kuruluyor ve basının aramaları ile mor iğneli feministlerin olası bir saldırılarından kurtulması için Haspaylan'a 15 gün izin veriliyordu. İzine ayrılmadan önce "Belediye Diye Diye" muhabirine içini döken Haspaylan şunları söylüyordu:
"Yahu, 'yukarı köyde bir yalan söyledim, aşağı köye varınca ben de inandım' misali bir espri yaptık ama iş öylesine ciddiye bindi ki neredeyse bu evin varlığına biz de inanmaya başladık. Ah nerede o Yörük! Onu bir elime geçirirsem avrat dayağı yiyerek Herif Sığınma Evi'ne sığınmış heriften beter edecek ve bu hayali evimizin ilk müşterisi yapacağım. Yav kardeşim. İsmi üzerinde herif. Hem herif olur hem de avratlardan dayak yer mi hiç? Zaten avradından dayak yiyen erkeğe herif mi denir?"
***
1996 yılında Kayseri'yi ve ülkeyi sallayan "Türkiye'nin ilk Erkek Sığınma Evi"nin kaynağı ise şu yazıydı:
Feministlere Nazire!
KAYSERİ'DE HERİF SIĞINMA EVİ AÇILDI
Türkiye'nin özellikle büyük kentlerinde 'Kadın Sığınma Evleri' olduğunu duymuşsunuzdur. Peki ya 'Herif Sığınma Evi'nin varlığından haberiniz var mıydı?
Merak etmeyin! Bu işin mucidi de yine Kayserili hemşerilerimiz. İsim babası da Kocasinan Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Haspaylan. Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ın fikriyle belediye lojmanlarında kendilerine ayrılan dairelerden bir tanesini 'misafirhane' olarak hazırlatan Haspaylan, lojmanlarda oturan belediyecilere zaman zaman takılıyor: "Arkadaşlar! Bundan sonra hanım evden kovar diye korkmayın. Hanıma kızdığınız zaman dolaşıp dolaşıp tekrar eve gelmek zorunda kalmayın. Müjde artık sizin de bir eviniz var! İşte anahtarınız, işte 'Herif Sığınma Eviniz ! Sevininiz çünkü artık kalmadı tasanız kederiniz?'
Şu ana kadar kaç kişi mi sığınmış? Onu da Sayın Haspaylan'a sorun lütfen! Kaynak: Beyaz Şehir Dergisi, Kış 1996
http://www.kayserihaber.com.tr
http://www.kayserihaber.com.tr