?Sen yoksan bir kişi eksiğiz. 26, 27, 28, 29, 30 Agustos tarihlerinde her akşam meydan Mimarsinan parkı içinde, tüm İslam coğrafyası için cemaat olup, yatsı namazını kıldıktan sonra, kıyamda yapacağımız KUNUT duasına aileni, çocuklarını ve seccadeni al gel?!?
Cep telefonuma gelen yukarıdaki mesajı okuduktan sonra, ?tamam? dedim. Benim yüzümden saflarda bir gedik açık kalmasın. Ailem ve çocuklarımla (aile ve çocuklar aynı şeyi kapsamaz mı?) seccademi de alıp gitmeye karar verdim. Çocuklar ve ailem de o günün ve saatin gelmesini heyecanla ve sabırsızlıkla bekledi. Her akşam Erciyes TV ekranlarından, İstanbul Saraçhane parkında yapılan KUNUT duasını takip ediyor, o ?muhteşem? topluluğun arasında saf tutamamanın eksikliğini hissediyorduk. Bizim için de fırsat çıkmıştı. Hazırlayanlardan Allah Razı olsun, duası da yaptık bu ara. Akşam namazını evimizde cemaatle ikame ettik. Seccadelerimiz ellerimizde, yaya olarak Mimarsinan parkına doğru yola çıkma niyetindeydik. Yoldan geçenler ?bunlar aile boyu ellerinde bir şeyler nereye gidiyorlar? diye baksın istedim ilkin. Ancak çocuklar yaya olarak yola çıktığımızda Namaza ya ucu ucuna ya da yetişemeyeceğimizi söylediler. Araba ile yola koyulduk. Bu sefer alana ilk varanlar arasında olduk. Mimarsinan parkı içinde KUNUT edeceğimiz alan arayışına girdik. Ortalıkta ne bir ses, ne bir kimse vardı. Cep telefonuma gelen mesajı doğru anlayıp anlamama konusunda terettüte düştüm. Oğlum ?terettüte mahal yok, bana gelen mesajda da Mimarsinan parkı yazıyordu,? dedi. Başka bir aile?nin de bizim gibi yer aradığını görünce, mesajı yeniden okudum. ?Yanlış adreste değiliz, tamam. Ancak erken gelmiş olmalıyız,? dedim.
Sonra ?Ahmet Taş hocamı arayayım, nasıl olsa o tam yeri bilir,? dedim. ?Ahmet Hocam, biz parkta yer arıyoruz, siz neredesiniz?? Diye sordum. Hoca ?Ben evdeyim.? Dedi. ?Hocam? dedim, ?siz bu organizasyona katılmayacak mısınız,? diye sordum. ?O organizasyonda biz yokuz. Biz cumartesi Kale ile Bürüngüz camisi arasındaki koridorda toplanacağız. Yazar Mustafa Özcan da konuşmacı olarak katılacak? dedi. ?Hocam sen geçtiğimiz günlerde toplantılarımıza milletvekilleri, vali ve başkanlar neden katılmazlar, diye sitem ve hatta şikayet etmiştin, şimdi bu toplantıda senin olmaman bir çelişki değil mi,? diye sözü devam ettirmek istedim. O cumartesi günkü toplantıya takılmıştı. Mustafa Özcan?ın konuşmacı konuk olarak Mazlumder tarafından davet edildiğini öğrendiğim an yüreğim cız etti. Yazar Özcan Ümmetçi yaklaşımdan daha çok Mezhepçi yaklaşımla bölgemizi okuyor. Kardeşlik köprülerini her türlü fitneye ragmen kurmak yerine kurulu köprüleri de yıkmak için kalem oynatıyordu. Ahmet Taş gibi ?uçlarda? gezmeyi bir yöntem olarak seçmediğini bildiğimiz birinin böyle bir günde, böyle bir amaç için neden mezhepçilik fitnesini körüklemeyi bir marifet bilen bir yazarı konuk ediyordu? Lafı fazla uzatmadan Ahmet Hocam daha ümmetçi bir dil kullanan bir ismi davet etmeli ve dahi Mustafa Özcan?ı bu konjektürde ağırlamamalı. Bunu Hoca?dan bekliyorum. Aksi durumda neden çağrılarına icabet edilmediğinin bir cevabı ortaya çıkmış olacak.
Yine de Ahmet Hocam muhtemel toplanma yerini tarif etti. Sonunda biz buluşma yerini bulmuş olduk. Ezan vakti yaklaştıkça kalabalık artmaya başladı. Saflar sıklaşmaya, başladı. Ezan okunduğunda tahmini yüz yirmi yüz elli kişiden oluşan on saf erkekler tarafından tutulmuştu. Arkada Bayanlar da buna yakın bir kalabalık oluşturmuştu. Göktaş Hoca sarığını sarmış, seccadesine oturmuş, tefekküre dalmış, ezanı bekliyordu. Ezan okundu. Göktaş Hoca namazı nasıl kılacağız noktasında açıklamalar yaptı: ?Vitir namazını Mekke ve Medine?de olduğu gibi kılacağız. Cemaat olacağız. İki rekat kılacak, sonra selam vereceğiz, sonra üçüncü rekatta kunut duası yapacağız. Güncel dua olacak bu duamız,? açıklaması yaptı. Ben ?duanın güncel olmayanı olur mu hocam? diye içimden geçirsem de Hoca?nın meramı belliydi. Mısır ve Suriye merkezli bir dua. Yatsı namazından sonra yaklaşık bir saat dev ekrandan Mısır ve Suriye?de yaşananların gösterildiği görüntüler ekrandan geçti. Şehit Seyyid Kutup tarafından yazılan ?özgürlük? şiirinin marş hali sık sık verildi. Rabia işareti ve Meydanı nasıl Mısır intifadasının remzi olmuşsa, bu beste de Mısır intifadasının marşı oldu. On dört on beş yaşlarında bir genç kızımızın okuduğu şiir ve şiir okuyuşundaki duruş muhteşemdi. Sunucunun okuduğu mesaj duygusal ve etkileyiciydi. Hoca Kunut için hep Arapça ibareli dua okudu. Tek cümlelik bile Türkçe ifade yoktu. Ama o kadar net ve vurgulu okudu ki sanki Türkçe okuyormuşcasına anlaşıldı ve duaya amin denildi.
Dua sonrası Hoca?nın yanına gelen bir deli kanlı Hocayı İran konusunda uyarıyor, bundan sonraki duada İran için de beddua edilmesini salık veriyordu. Dua öncesi kenardan bir kişi ?Kahrolsun PKK? sloganı attı. Şahıs uyarıldı, konsept dışına çıkılmaması istendi. Bir grup Hoca?yı tebrik etti ve ?hocam ümmet bilincini yaralayacak ifadelere ne olur yer vermeyin. Duanız ve konuşmalar bu minval üzere devam etsin.? Dileğinde bulundular.
Toplantıyı organize edenler, basınla ilişki ve afişleme konularına hiç önem vermemişler. Yaklaşık ikibin kişiden oluşan kalabalık sırf bu nedenle sesini daha ötelere taşıyamamış oldu. Gelen birkaç kamera da ortamın ışıksızlığı yüzünden çekim yapabildi mi, bilmiyorum?
http://www.kayserihaber.com.tr
http://www.kayserihaber.com.tr
