Yoğun yağmur altında ve tarla gibi bir sahada teknik kapasitesi yüksek olan Bizim çocukların mücadele gücü istenilen duruma bir türlü gelemedi.
Her şeyini kaybetmiş Karadağ Türkiye maçını kaybetmemek, kendisini ispat etmek amacıyla bütün gücünü ortaya koydu, varlığını sahaya yansıttı.
Tek marifetleri oyunu kendi sahasında kabul etmek, Türkiye’nin, bizim çocukların hata yapmasıyla kazandığı toplarla arkasında bıraktığı boşlukları hızlı adamlarla değerlendirmekti.
Onlar da onu yaptı, ilk kaçışları VAR’a takıldı ama ikinci ve üçüncü kaçışta onlarda altıncı maçında ikinci, ardından da ikinci golü aynı taktikle buldu. Hatırlarsanız bu uyarıyı maç öncesi değerlendirmemizde vurgulamış o tuzaklara dikkat çekmiştik.
Sebep ne olursa olsun, yağmur ne kadar yoğun olursa olsun oyun kurmakta, organize olmakta bu kadar zorlanmamalı, Hakan Çalhanoğlu’nu böylesine şiddetli aramak zorunda kalmamalıyız.
Hakan Çalhanoğlu’nun yokluğunda Arda Güler’in üzerindeki rakip baskısını hafifletecek, ona geniş alanlar ve hareket imkanı sağlayacak fiziksel olarak güçlü Kaan Ayhan ve İsmail Yüksek gibi fizik kapasitesi daha sağlam adamlarla başlamak mantıklı olurdu. Kaan Ayhan defansın sağında değil orta sahada Arda Güler’in yakınında olmalı rakip ataklarını da orta alanda kesecek aksiyonlar için çalışmalıydı. Okay Yokuşlu iyi bir tercih olmadı.
Rakip sürekli Eren Elmalı ve Emirhan Topçu üzerinden gelirken Kaan Ayhan’ı sağ arkada bırakmak da çok mantıklı değildi.
Galler’in İzlanda karşısında önce geriye düşmesi belki sevindirdi ama ilk yarının sonunda öne geçmesi işin ciddiyetini daha da net bir şekilde ortaya koydu.
Kerem Aktürkoğlu, Yunus Akgün ve Orkun Kökçü Karadağ’ın savunmasının gerisindeki üç kule gibi adamın arasında kayboldu gitti. Bu nedenle sağlı sollu ortalarımız hiçbir anlam ifade etmedi.
Kenan Yıldız’ın usta plasesi umutlarımızı ikinci yarıya taşıdı.
Montella İkinci yarıya Emirhan yerine Samet Akaydın, Eren Elmalı yerine Mert Müldür’ü alarak başladı. Sonra da Okay Yokuşlu yerine de İsmail Yüksek’i aldı.
Fakat Montella Galler üçüncü golü atmasına rağmen uzun Karadağ defansının arasına uzun boylu bir golcü almamak için epey bekledi. Son 8 dakika kala Semih Kılıçsoy’u oyuna aldı.
Ama Karadağ beklemedi defansımızın üstünden Kristovic Hattrick yaparak kafayla topu filelerimize gönderdi.
Beş maçta bir gol atabilen Karadağ bir maçta üç gol atmış oldu.
Bu noktada hiç olmasa Enes Ünal gibi kafa toplarına hakim ve uzun bir oyuncunun tercih edilmesi çok şey kazandırabilirdi.
Montella tella izlemekle yetindi.
Hiç beklemediğimiz bir sonuç aldık. Bize hiç yakışmadı. Bu takım çok daha iyilerini yapabilirdi. Böyle bir takıma kaybetmek aklımızın ucundan bile geçmedi.
Hiç kaybetmemiş bir takım hiç kazanamamış bir takıma boyu eğdi.
Kaçan balık büyük olur derler ya Kayseri’de kaçan penaltı çok çok daha büyük oldu.
Montella da bizim gibi sadece seyretti.
Hiç hesapta yokken ümitlerimizi playofflara bıraktık.