Kayseri’de genç kadının eşi ile tartıştıktan sonra evin 5. katında pencereden düşerek hayatını kaybettiği olayda, acılı aile duruşma salonuna getirdikleri pencere ile savunma yaparak, kızlarının başkası tarafından atıldığını iddia etti.
Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanık F.B., tutuksuz sanıklar R.B. ile G.B., hayatını kaybeden S.B.’nin şikayetçi ağabeyi S.B. ile annesi Z.B. ve avukatlar hazır bulundu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatının katılma talebi de kabul edildi.
Evin 5. katında pencereden düşerek ölen S.B.’nin şikayetçi ailesi duruşmaya numune bir pencere getirdi. Şikayetçi tarafın avukatı, gelen bilir kişi raporunu kabul etmediklerini belirterek, “Maktulün boyu 1.59, evin penceresi yerden 90 santim yüksekliğindedir. Pencerenin sol alt kısmında maktulün avuç içinin izi var, başka bir iz yok. Kendisini atabilmesi için yukarı ve yanlardan da tutması gerekir. Biz arkadan başkası tarafından atıldığı ve maktulün düşmemek için pencerenin sol alt kısmından tuttuğu kanaatindeyiz” diye konuştu.
‘Eşini kasten öldürme’ suçundan tutuklu yargılanan sanık F.B., “Ben hiçbir şey yapmadım, tahliyemi istiyorum” dedi. Tutuksuz sanıklar R.B. ile G.B. de suçsuz olduklarını söylediler.
Tutuklu yargılanan sanık F.B., ilk celsede yaşanan olayı şöyle anlatmıştı:
“Emniyet’teki ifadelerim doğru değildir. Burada doğruları anlatacağım. Eşim S.B. ile olaydan 6 ay önce kaçarak evlendik. Evlilikten 2 ay sonra bana ‘selam, evlenmişsin’ diye mesaj geldi. Ben de ‘tanıyamadım, sağolun’ dedim. Kendisini tanıtınca benim eski kız arkadaşım olduğunu öğrenmiş oldum. Bana whatsapp’tan gelinlikli fotoğraflarını attı, ‘Nasıl yakışmış mı?’ diye yorumlar attı. Eşim bu mesajları gördü, izah etmeye çalıştım, anlamadı, dinlemedi. Dışarı yansıtmasak da eşimle aramızda böyle bir sıkıntı vardı. Birkaç kızdan da mesajlar geliyordu. Bunları silmemiştim. Olay günü dayımın kızı Ö.K. ile eşi Ö.K. biz de misafirdi. O gece dayımın kızı rahatsızlandı, hastaneye götürdük. Geldiğimizde babam uyumuştu, misafirlerimizin yatağını yaptık, biz de odamıza çekildik. Yattık, uyurken ben bir an da eşimin sesini duydum. Gözümü açtığımda odada ayakta benim cep telefonumu almış, mesajları okuyarak kendi kendine konuşuyordu. Ben ne yaptığını sorduğumda ‘Biliyorsun ne yaptığımı’ dedi. Ben de kendisini kaç defa uyardığımı söyledim, ‘istesem onlardan biri ile olurdum’ dedim, bizim bağrışmalarına annem ile babam geldi. Bu sırada eşim S.B. salona fırladı. Annem peşinden gitti, babam ne olduğunu sorunca ben anlatmadım. Babam da annemin peşine gitti. Annem bir anda çığlık attı, babam ‘ocağımız söndü oğlum’ diye bağırdı. Annem pencereden bakarak ‘derdin neydi yavrum’ diye bağırıyordu. Pencereden baktığımda eşim aşağıda yatıyordu. Eniştem Ö.K. ile aşağı indik. Elimi başının altına koydum, hemen ambulansa haber verdik. Biz de ambulansın peşine araçla gittik. Eşim telefona format attığı için mesajlar silindi.”
Mahkeme heyeti sanık F.B.’ye ait olan cep telefonunun adli emanetten getirtilerek, parmak izi ile açılan cep telefonun sanık tarafından şifresinin kaldırılıp, bilir kişiye gönderilmesine karar vererek duruşmayı ertelerken, tutuklu sanık S.B.’nin tutukluluk halinin devamına karar verdi.
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.