Postmodernizm akımının edebiyata önemli katkılarından biri yaşanılan çağın geçmiş çağlarla ilişkilendirilmesidir. Söz konusu katkı sayesinde geçmişin günümüzle günümüzün geçmişle açıklanması, yeniden duyumsanması sağlanmış, aslında düşüncelerin, yaşayışların, kullanılan araç-gereçlerin değişimi karşısında insanın tüm insani özelliklerini koruduğu saptanmıştır.
Orhan Pamuk Postmodern edebiyatın değerli Türk isimlerindendir. Postmodernizm'i iyi anlamış, eserlerine uygulamıştır. Pamuk'un "Masumiyet Müzesi" yapıtı Postmodernist anlayışın ilginç, nefis örneklerindendir.
"Masumiyet Müzesi", Leyla ve Mecnun halk öyküsünün çağdaş insanda hayat bulmasıdır. Kemal ve Füsun karakterleri çağdaş Leyla ve Mecnun'dur.
Kemal Bey varlıklı bir ailenin çocuğudur. "ŞanzelizeButik"te tezgahtarlık yapan Füsun;simsiyah saçlı, yay kaşlı, bakışları ok, görenleri büyüleyen, aşık eden Divan edebiyatındaki sevgili motifinin gerçeğidir. Kemal Bey'in Füsun'u görmesi kendi hayatının, hayata bakışının değişimine neden olur.
Pamuk, romanıyla çağımızda salt, kuru, maddi çıkarlara dayalı ilişkileri yadırgamış, tüm şartlara rağmen maneviyatı karakterlerine daha önemlisi okurlarına yaşatmıştır.
Pamuk; eşyanın ruhunu, insan hayatındaki yerini, anlamını da söz konusu eserde hissettirmiş, Kemal aracılığıyla da sevgiliyi başta kokusu ve diğer tüm özellikleriyle hatırlatan sevgilinin kullandığı eşyaların birçoğundan Masumiyet Müzesi'ni meydana getirmiştir. Müzedeki tüm eşyalar sevgiliyi Kemal'e hatırlatan onun teselli olmasını sağlayan değerli varlıklardır. Kemal'in mutlu bir hayat yaşamasını sağlayan sevgiliden çok sevgilinin hayatının tanığı olan eşyalardır. Çünkü eşyalar masum hislerin barınağıdır. Masumiyet Müzesi de masum eşyaların barınağı.
"Hayatımın en güzel anıymış, bilmiyordum." cümlesiyle başlayan roman “Mutlu bir hayat yaşadım." cümlesiyle bitiyor. Kemal'e hayatı boyunca mutluluğu yaşatan masum, manevi duygulardır.