Hakkında bin 365 yıla kadar hapis cezası istenen Adnan Oktar, son savunmasını yaptı. Cinsel taciz iddialarını yalanlayan Oktar, “Cinsellikle ilgili iddiaların oyun olduğu o kadar açığa çıktı ki... Oyunla, çizgi romanla olmaz bilimle olur bu işler. Bu bir şehir masalı” dedi. Oktar FETÖ’ye yardım etmediğini, kimseye cinsel istismarda bulunmadığını ve kendisine İngiliz derin devletinin kumpas kurduğunu iddia etti.
Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 78'i tutuklu 236 sanığın yargılandığı davada mütalaaya karşın savunmalar alınıyor. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar'ın da bulunduğu 73 tutuklu sanık ile çok sayıda tutuksuz sanık ve izleyici hazır bulundu.
Duruşmada ilk olarak birçok suçtan bin 365 yıla kadar hapsi istenen tutuklu sanık Adnan Oktar, mütalaaya karşı savunmasını yaptı. Hakkındaki suçlamaları reddeden Oktar, savunmasını mahkeme heyetinden izin alarak oturarak yaptı. Kendisinin saf, dürüst, akılcı, milliyetçi ve vatansever bir insan olduğunu belirten Oktar, “Bu yüzden çok seviliyorum. Örgüte dair hiyerarşik bir yapı kurmadım. Bu tür bir uğraşla ne vaktimi ne de keyfimi harcarım” dedi.
Rahattan ve huzurdan hoşlandığını belirten Oktar, “Yanımdaki insanlar çok akıllı. Bu nedenle kimseye akıl vermem söz konusu değil. Arkadaşlarımın neredeyse tamamı zengin. Biz samimi ve candaş bir arkadaş topluluğuyuz. Kara parayla işimiz olmaz" ifadelerini kullandı.
“Cinsel İstismar İddiaları Şehir Masalı”
Savunmasına devam eden Oktar, “Lüks ve zenginlik tebliğ metodudur çünkü Müslümanları fakir, zavallı görürler ama bizim anlattığımız İslam herkesin seveceği İslam. Cinsellikle ilgili ithamlar o kadar belli ki. Cinsel bir ilişki varsa tespit edilir, benim elim başka birinin eline değse hemen anlaşılır. Nefesim bile üstüne gitse genetikten anlaşılır. Bunlar çizgi romanla, hikayeyle olmaz, bilimle olur. Böyle tespitler yapılmamış, şehir masalı. Kız arkadaşlar(itirafçı sanıklar ile mağdur/müşteki kadınlar) tutuklanmayacaklarını bilseler buraya doluşurlar. Beni hayranlık seviyesinde seviyorlar. Mütalaada kadının kibrini kırmak için cinsel sömürü sistemi yapıldığını söylenmiş. Kadın asaletiyle güzeldir. O zaman genelevlerdeki kadınların kibri yok. B. ile Ç. (şikayetçi iki kadın) beni deliler gibi sever. Benim yanımda en güzel kıyafetleri giyiyor, en güzel yiyecekleri yiyorlardı. Beni dehşete düşürdüler. Ben onlara prenses gibi davranıyordum. Allah ömür verirse yine görüşeceğiz zaten” şeklinde konuştu.
“Ben ta o zamanlar sosyal mesafe uyguluyordum”
Kandilli'de yaşadığı yere kendisiyle tanışmaya gelen kişilere her zaman mesafeli olduğunu, yaşı küçük kız çocuklarını yanlarında aileleri olmadan görmediğini öne süren Oktar, "Ben ta o zamanlar sosyal mesafe uyguluyordum. Çünkü biliyorum iftira atılacağını. Her zaman dikkat ettim. Her zaman da faydasını gördüm" diye konuştu.
“Benim sevmediğim, beni sevmeyen bir insan gitsin zaten”
Örgütün hiyerarşik yapısı olduğuyla ilgili iddialarını da reddeden Oktar, “Benim vaktim yok, niye böyle bir şeyle uğraşayım. Böyle bir şeyi kimse yapmaz demiyorum ama ben yapmam. Böyle bir şeyi yapacağıma eğlenirim, hiç karışmam böyle şeylere. Hiyerarşi diye bir şey yok, samimi bir arkadaş topluluğu var. Arkadaşlarımın da hepsi zengin, bu paralarla ilgili iddialar yalan. Kara para ak parayla işimiz olmaz. Benim bulunduğum yerde insanlar gülmekten yerlere yatar. Yok silahlarla bekliyorlarmış beni falan... Ben silahtan hiç hoşlanmam. Yok efendim örgütten ayrılmak çok zormuş... Benim sevmediğim, beni sevmeyen bir insan gitsin zaten. Ben sıkılırım öyle bir ortamda olmaktan. Gidene güle güle, gelene hoş geldin derim” ifadelerini kullandı.
“FETÖ bizim can düşmanımız”
Fetullahçı Terör Örgütü ile aralarında herhangi bir bağ olamayacağını söyleyen Oktar, "FETÖ gözü dönmüş bir sistem. Adamın kafası hasta. Bunlar manyak, halkı tankla falan ezdiler. Ben bunları daha önce anladım. Hem homoseksüelliği hem bölünmeyi savunuyorlardı. Bunlar bizim can düşmanımız, nasıl biz dost olalım? FETÖ başarılı olsaydı benim bedenimi yok ederdi. 15 Temmuz gecesi sabaha kadar yayın yaptım, hükümetten yana oldum. Aslanlar gibi göğsümü gere gere silahlı askerlerin arasından geçtim" dedi.
“Mehdi 2053 yılında gelecek”
Mehdi olmadığını ama Mehdi’nin beklendiğini sözlerine ekleyen Oktar, “Mehdi çıkacak 2053 gibi falan Allah’ın izniyle bu konu tamamlanacak. Benim böyle bir iddiam yok. Arkadaşlarım da zaten böyle bir şeye inanmazlar çok zeki kişiler” dedi.
“Siyonizm İslam Alemi’nin birliğidir”
Oktar üzerine isnat edilen casusluk suçlamasıyla ilgili ise, “İsrail’le niye görüştük çünkü İslam aleminin en geçindiği yerdir. Ben şöyle düşünürüm Musevilerin beklediği kişi ile Müslümanların beklediği kişi aynıdır. İslam Birliği kurulduğunda Siyonizm kurulmuş olacak ve İsrail’de bize katılarak, Siyonizm’e katılmış olacak. Böylece bu büyük fitneyi kökünden çözecek bir açıklama yaptım ve İsrail de bunu kabul etti. Dolayısıyla Siyonizm İslam Alemi’nin birliğidir. Varsa yanlış bir yorum düzeltin ama yanlış olduğunu düşünmüyorum. Vatikan’la da konuştum. İsrail’den yaşlı din adamları geldi, onlara anlattım konuyu çok makul gördüler, takdir ettiler. Sevgiye yönelik olduğu için”
“Dekolte konusunda kimseye baskı yapmadım”
Dekolte konusunda kimseye baskı yapmadığını söyleyen Oktar "Bine yakın arkadaşım vardır, hiçbirine dekolte konusunda karışmazdım, kimseye dans et demezdim. Bir gün ben yayındayken, bir genç kızımız üstünü çıkardı programda. Müthiş dekolteli şekilde geldi önümde dans ett. Şok oldum ama genç bir kız, kalbini kırmak istemedim, yayını da kesemedim. Bu konu yanlış yorumlandı." ifadelerini kullandı.
Devlet, vatan, millet, bayram gibi kavramların kendisi için çok önemli olduğunu dile getiren Oktar, “Devletim bana güvensin” diyerek savunmasını tamamladı. Oktar’ın ardından duruşma diğer sanıklarının mütalaaya karşın savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.