Tesettür fıtri bir olaydır. Yani insanın doğuştan getirdiği bir özelliktir. Birey kendi haline bırakılırsa tabii olarak örtünür. Ancak çevre ve aldığı eğitim onu farklı boyutlara götürür. Kur'an bu konuda dikkat çekici ve bir o kadarda önemli bilgiler verir; şeytanın cennette Âdem ve eşini nasıl aldattığı, bunun sonucunda onların nasıl davrandıklarından şöyle bahseder: "Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda
ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: "Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?" (Araf/22)
"Açılan yerlerin cennette ağaç yapraklan ile örtülmesi" bu davranış biçimi öğretilmiş değil fıtri bir durumdur. Öyle ki bu hal tüm inanç ve medeniyetlerde söz konusudur. Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar. İslam medeniyeti, doğu medeniyeti ve Batı medeniyeti tamamı için söz konusudur. Hristiyan rahibelerin hala örtünmesi, bazı Yahudi ve Hristiyan toplulukların örtünmesi, uzak doğu dinlerinde var olan böylesi görüntüler bu gerçeği yansıtmaktadır. Ancak sekülerizm bu fıtri yapıya müdahale ederek toplumları tesettürden uzaklaştırmayı başarmıştır.
21. yy. da tesettür anlayışında bir sapma söz konusu. Sanki tesettür başörtüsüne eşitlenir oldu. Hayır, öyle değil! Çünkü tesettür yalnızca baş değil tüm vücut ile ilgilidir. Ayrıca tesettür sadece örtünme değildir. Örtülü başlar çiçek bahçesini andırır oldu. Vücudun tüm hatları ortada sanki mumya gibi. Bu açıdan toplum nezdinde tesettür yeniden tanımlanmaya muhtaç hale geldi.
Sahabe pratiğinde tesettür; "İnanan kadınlara söyle, onlar da gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler; iffetlerini korusunlar; görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar ve bunun için, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Cazibe ve güzelliklerini (...) açığa vurmasınlar ve [yürürken] gizli görkem ve güzelliklerini belli edecek şekilde ayaklarını yere vurmasınlar. "(Nur/31)
Tesettür örtünmek ve korunmaktır. Tesettürün modası da yoktur. Kalitesi ve niteliği vardır. Ve tesettür (giyim) asla cazibe merkezide olmamalıdır. İnce, vücut hatlarını gösteren ve albenili olan giyim tarzları uygun değildir. Peygamberimizin (sav) baldızı Esma (ra) ince bir elbise ile efendimizin huzuruna gelmişti. Peygamberimiz (sav) ondan yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu. "Ey Esma! Şüphesiz kadın ergenlik çağma ulaşınca, onun yüz ve avuçlarından başka yerlerinin görünmesi uygun değildir
Tesettür; İslami geleneğe uygun renk, kalınlık ve genişlikte giyim tarzının, Onurlu bir duruş ve vakarlı bir yürüyüşün, Gülüşü ve konuşması edep içeren, Yüzü yaratıldığı hal üzere kozmetikten uzak, kaşlar ve dişleri inceltilmeyen, Ziynetleri teşhir edilmeyen ve bir bütün olarak bunların oluşturduğu yaşam biçiminin adıdır. Sahip olduğu bilgi, birikim ve bilincin verdiği inanç ile hayata bakan hanımın süsü ve onur kaynağıdır tesettür.
Yeni bir mücadele alanı doğuyor; nitelikli tesettürü yaygınlaştırma.
Kayseri Anadolu Haber