Laa Kasada “NO Papel”!!!
Dolar neden mi yükselecek?
Düşmesi için bir sebep gösterebilir misiniz?
Küçük küçük düşüşleri, düzeltme hareketlerini, kar satışlarını düşüşten saymıyorsunuz değil mi? 7 TL yi geçti, ne kadar zorlansa da aşağı indirmek mümkün olmadı görüldüğü üzere. Merkez Bankası rezervleri 7 liranın altında tutmaya yetmedi. Milyarlarca Dolar rezervini eritti. Son kurşununa kadar tüketti. Ne kadar gidebilirdi ki zaten. Bu kurşun da bir yere kadardı. Gerekli durumlarda piyasada dengeleri korumak ve kur zararı engellemek için çare olarak görülse de bu hamleler artık işlevsiz hale geldi.
Merkezin rezervleri, son kurşuna kadar kullanıp tüm rezerv tüketilmiş. Hatta çıkan bazı verilere göre merkez bankası rezervlerinin eksiye düştüğü yönünde. Evet Eksiye düşmüş net rezervler.
Merkez Bankası yine yaptığı bir swap(değiş-tokuş yani takas) hamlesi ile oranları değiştirdi. Bankalara swap oranını %30 dan % 40 a çıkardı. Bu şu demek; Bana vereceğiniz dolar miktarını artırıyorum. Elinizde ne kadar döviz varsa bana getirin. Benim ihtiyacım arttı. Rezervlerim eriyor. Acil para lazım. Yüksel faiz de vereyim. Demek istiyor.
Bu durumun vahametini gözler önüne seriyor. Rezervlerin artık Merkez Bankasının kasasında tükendiğini gösteriyor. Doları düşürmek için piyasada dolar olması lazım. Var olan döviz piyasaya sürülerek ateş söndürülmeye çalışıldı. Ancak satılan her 1 dolar piyasada alıcı buldu. Ateşi söndürmeye yetmedi. Sanki deniz suyu içmiş gibi, içtikçe içesiniz hem de susuzluğunuz bir türlü geçmez.
IMF ile anlaşma yapılmadı ki dolar ihtiyacımız görülsün. Dolar sağlayacak dış kaynağımız da kalmadı. Yabancı yatırımcı için artık cazip bir ülke değiliz. Küresel olarak şirketler ve ülkeler zor durumda. Korona salgını piyasaları altüst etti. Kimsenin artık kendinden başka yardım edecek durumu yok. Ülkeler biriktirdikleri rezervleri bugünlerde tüketmekteler. Tamamen zorunlu sebeplerle bunu yaptılar. Merkez Bankamız milyar dolarlık rezervleri Doları baskılamak için kullandı. Doları tutmak için baskılama hamleleri de buraya kadarmış. Artık döviz üzerinde kontrol sağlanması çok zor görünüyor.
Merkez Bankası rezervleri açıklamaları sunulan tablolar artık, kontrolün kaybedildiğini işaret ediyor. Yapılan son swap hamlesiyle özel bankaların dövizleri talep edildi, onlarda kamu bankalarının döviz mevduatların tüketildiğini bildiği için bu işe olumlu bakmayacaklardır. İddia O ki, Kur, şoklara açık hale geldi. İçerden ve dışarıdan Dövize yönelik operasyonlar artık daha kolay. Çünkü merkez bankası bu koronalı günlerde şok hareketlere hazırlıksız ve zayıf yakalandı.
Tüm dünyada ticaret azaldı. Bizde ithalat ve ihracat rakamlarında korkunç düşüşler gözlendi. İthalatın düşmesi cari açığı azaltmak için iyi görünse de, Ülke olarak ara mal ithal ediyor ekleme yapıyoruz, sonra o malı ihraç ediyoruz. Yani İthal etmeden İhraç edemiyoruz. İhracat rakamlarımız tarihi düşüşlere sahne oluyor. İhracat döviz girdisi sağlamak için çok önemli. Avrupa Birliği ülkelerine olan ihracat zaruri mallar dışında durdu. İhracatın, ithalatı karşılama oranı düştükçe düştü.
Turizm deseniz bitti. Oteller tatil mekanları kapalı. Ne zaman açılacağı talebin ne kadar olacağı ise belirsiz. Ama doluluk oranlarının geçtiğimiz yılları aratacağı kesin. Turizm de döviz girdisi için en önemli sektör. Bacasız sanayimiz. Koronalı günlerde turistlerin rotasının Türkiye olması, ülke rezervlerine çok ciddi katkı sağlayacak.
Bütün bunlar dolara olan talebi artıracak. Çünkü ticaretiniz dolarla. Bu da doları hedef haline getirir. Bir diğer sebepse, Ödememiz gereken dış borçlar var. Bu borçlar dövizle ödenecek. Talep zaten devletin borçları ile zaten talep görüyor. Bir ürüne olan talep artarsa, onun fiyatı da artar.
Ayrıca 600 puanları aşan CDS rakamları, yani Türkiye’nin risk pirimi. Bir nevi kaskosu. Ülkenin risk durumu ve ekonomik olarak dışarı verdiği güven tarihi düşüş gösteriyor. Bu durum dış kaynak sağlama imkanını düşürüyor. Olsa bile verilecek borç yüksek faiz oranları ile talep edilecek. Bunların hepsi doların tutulmasını engelleyen gerekçeler arasında sıralayabiliriz. Dolar sıkışıklığı, elimizi kolumuzu bağladı. Yapılan ekonomi politikalarının hatasını yaşamaktayız.
“Bugüne kadar gördüklerimiz, umarım izleyeceğimiz filmin fragmanı değildir. Çünkü asıl film başladığında işte o zaman, aksiyon ve gerilimi yüksek bir sahneleri seyredeceğiz.”