|   | 
  • Kiralık Kalem (Satılık Değil Ama)

    NOKTA NOKTA ANNE BABALAR VE TAPINILASI ATLARI

     

    İsteyenler, yazımın başlığını “SİZİ GİDİ MAMİLER SİZİ” şeklinde değiştirebilirler.

     

    Şu günlerde LGS sonuçlarıyla ilgili bir telaş var bazı ailelerde. Galiba 17 Temmuz’dan itibaren de üniversite yerleştirme telaşı başlayacak. Çocuklara, gençlere çok acıyorum. Anne babalara hem acıyor hem kızıyor hem de gülüyorum. Siyasetçilere ve yetkililere ise... hadi söylemeyeyim.

     

    Erkek kardeşi bir zamanlar öğrencim olan Güllü Hanım, geçen gün telefonla aramış beni. Uçuş modundaydım; bana ulaşamayınca karımla konuşmuş... Bir iki saat sonra muradına erdi ve benimle de konuştu. Üç çocuk annesidir. Ailecek görüşürüz kendileriyle. Benim eğitimciliğime güvenirler. Dere tepe derken asıl meramını şu cümleyle ifade etti Güllü:

     

    -“Eh Serdar Hocam, LGS sonuçları açıklandı ve telaşlı süreci sonlandırmış olduk.

     

    Telaşlı süreç... Çocuğunun okulda iyi bir performans sergilediğini biliyordum. Fen lisesi kazanacağını da tahmin ediyordum. Öyle olmuş olduğunu da az önce karımdan öğrenmiştim. Sevincini paylaşmak ve benim ağzımdan “maşallah, barekallah” sözlerini duymak istiyordu. Sonucu sormamı bekliyordu yani. Anlamazlıktan geldim, salağa yattım ve;

     

    -“Hayırlısı inşallah. Allah herkes için her şeyin en hayırlısını nasip etsin.” şeklinde bir dua ile geçiştirdim.

     

    Rahatsız olmuştum. Çünkü nasıl bir anne olduğunu ve çocukları için ne(ler)in peşinde koştuğunu önceden beri gözlemliyor, biliyordum. Tahmin etmişsinizdir. Yarış atı meselesi... Hattâ bu arada benim (çocuğuyla yaşıt) ikiz torunlarımın aldıkları sonucu da soracaktı, eminim. Ben o fırsatı da vermeyince soramadı, yutkundu kaldı. Yine dereden tepeden konuşarak telefon görüşmemizi sonlandırdım. Şunu da belirteyim; ikiz torunlarımın anası, yani kızım da o anneden pek farklı değildir. O da çocuklarının PAŞA(!) olması, VALİ(!) olması hayâliyle yatıp kalkıyor. Fen lisesini bunun birinci adımı olarak görüyor... sonra tıp fakültesi veya bir benzer fakülte... Onun hayallerine de çomak soktum: İkizlerden (diğeri değil ama) biri fen lisesine girebilecek puan almışken ben ikisinin de birçok güzelliğini bildiğim özel bir meslek lisesine (ASO-Ankara) kayıt yaptırmalarında etkin rol oynadım. Vakti zamanında oğlumu da fen lisesine değil, anadolu öğretmen lisesine kaydettirmiştim. Sonrasında ise herhangi bir tıp fakültesine değil, İTÜ Denizcilik Fakültesi’ne yönlendirmiştim. Ayaklarımı doğru yere bastığımı, belirlediğim güzergâhın yanlış olmadığını, önce İzmir Anadolu Öğretmen Lisesi ve sonra İzmir Fen Lisesi müdürlüğü yapmış bir eğitimci arkadaşım da onaylamıştı. Sıcağı sıcağına şu düşüncemi de arz etmiş olayım: Fen Lisesi mantalitesi, enine boyuna masaya yatırılmalıdır! Konuyla ilgili uzun uzun açıklayabileceğim gerekçelerim var.

     

    Birahânelerde, meyhânelerde, ganyan peşinde, bahis kumarı peşinde ömür tüketen nokta nokta babaların... saçma sapan kadın günlerinde, okey masalarında, dizi seyretmek için tv karşısında arz-ı endam eden nokta nokta anaların... yani çocuklarını yok sayan ailelerin çocukları çok şanssızdır. Onları şimdilik konumun dışında tutacağım. Fakat çocuklarını tağutlaştıran ve birer insan olduklarını unutup onları birer yektâ yarış atı gibi gören ailelerin çocukları da berikilerden daha şanslı değildir. Bu ikisinin dışındaki üçüncü gruba giren ailelerin oranı ise maalesef çok düşüktür ülkemizde. Eğitimcilik yaptığım 35 yıl boyunca, bana “Benim çocuğum iyi bir insan, iyi bir yurttaş olabilir mi hocam?” sorusunu soran pek az veli ile karşılaştım. Hangi soruları sorduklarını, nelerin kavgasını verdiklerini tahmin edebilirsiniz. Ve çocuklarının kişiliklerini, yeteneklerini, kapasitelerini doğru okuyabilenlerin oranı da yine çok düşük idi.

     

    Şimdi, (gizli veya âşikâr) hangi saiklerle olursa olsun, çocuklarının öğrenimlerine önem veren, özen gösteren babalara ve özellikle de annelere hitâben birkaç spot sıralayarak yazımı bitireceğim:

     

    (Doğal olarak, araya “bence”lerim, “bana göre”lerim de girecektir, bunları kabullenmek zorunda değilsiniz.)

     

     

    1-ÇOCUKLAR, HER ŞEYİMİZ DEĞİLDİR. Onlar, bize imtihan için verilmiş birer emanettir. Fakat anne babaların çoğu bu gerçeğin farkında değillerdir. Ve sosyal hayatımızın çamura saplanıyor olmasında onların bu aymazlığının rolü büyüktür.

     

    Ve iyi biliniz ki, mallarınız ve evlâtlarınız birer imtihan aracından başka bir şey değildir... (Kur’an-ı Kerim 8 / 28)

    Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır. Büyük mükâfât ise Allah’ın yanındadır. (Kur’an-ı Kerim 64 / 15)

     

    Ve dedi ki; “Ey yavrularım! ... Gerçi ben ne yapsam, Allah’ın takdirini sizden engelleyemem. Hüküm yalnızca Allah’ındır...” (Kur’an-ı Kerim 12 / 67)

     

    Ey Rabbim! Bana salihlerden (bir oğul) ihsan et.  (Kur’an-ı Kerim 37 / 100)

    Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. (Kur’an-ı Kerim 37 / 101)

     

    Kıyamet alâmetlerinden biri de köle kadınların efendilerini doğurmalarıdır.” (Hadis-i Şerif; Buhârî)

    Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve terbiyelerini güzel yapın.” (Hadis-i Şerif; Kütüb-i Sitte Cilt:17 Sayfa: 473 / 7091)

     

     “Bir kimse, çocuklarını Cehennem’in ebedî ateşinde yanmaya bırakıyorsa, güneşin sıcaklığından korumasında hiçbir hikmet yoktur.”  (Hadis-i Şerif; Siret Ansiklopedisi Cilt: 2; Sayfa: 213)

     “Hiçbir ana baba, evlâdına iyi bir eğitimden, iyi bir ahlâktan daha değerli miras bırakamaz.”  (Hadis-i Şerif; İslâmî Kültürde Aile Planlaması; Sayfa: 43 Tabarânî) {“Güzel terbiye”yi, “iyi eğitim”i doğru anlamalıyız ama!}

     

    Çocuklarınızı, Peygamberi, Ehl-i beyti ve Kur’an okumayı sevmek gibi üç özellikle terbiye edin.”  (Hadis-i Şerif; Kenzü’l İrfan 192 / 441 Câmiu’s Sağîr)

     

     “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım.” (Hadis-i Şerif; Müslim)

    Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,

    Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.  (Ziyâ Paşa)

     

    Tahsil cehaleti alır, eşeklik bâkî kalır...

    Çocuklarımızı her şeyimiz olarak görmemiz, hem bizim kulluğumuz adına hem de onların eğitimi adına yaptığımız koca bir yanlışlıktır. Belki de çocuklarımızın eğitimi adına ilk yanlışımızdır. Bundan sonra yanlışlıklar çorap söküğü gibi peş peşe geliyor, en sonunda çocuklarımızı putlaştırmamıza, (haşâ) adetâ onlara tapınmamıza kadar varıyor. Özür dilerim bayanlar, baylar ama herhalde kötü niyetle söylenmeyen bu sözde bal gibi şirk tehlikesi var. Lütfen işin uzmanlarına, âlimlere sorunuz.

     

    2-İNSANLAR FARKLI ÖZELLİKLERDE YARATILMIŞLARDIR. KAPASİTELERİ DE FARKLI FARKLIDIR. Demek ki herkes kendi kendisiyle yarışmalıdır ama birbirleriyle yarıştırılan atlara dönüştürülmeleri doğru olmaz. Bir kurbağanın, iyi bir kurbağa olmaya çalışması alkışlanacak bir gayrettir fakat boğa olmaya soyunan kurbağa, mudhike olur, hüsrâna uğrar. Nokta nokta ana babalar, bu gerçeğin de farkında değildirler... ya da kabullenmek istemezler. Sonuçta çocuklarına da zulmetmiş olurlar.

    Allah, hikmeti (ilmi) dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse, şüphesiz ona çokça hayır verilmiş demektir. Bunu ancak akıl sahipleri düşünüp anlarlar. (Bakara : 269)

     

    3-ÇOCUKLARIMIZA EĞİTİM VE ÖĞRETİM VERMELİYİZ AMA BU İKİSİNİN BİRBİRİNDEN FARKLI ŞEYLER OLDUĞU UNUTULMAMALIDIR. Bir müslüman’ın çocuğunu terbiye etme (eğitme) görevinin esasları yukarıdaki âyet ve hadislerde belirtilmiştir. Öncelik, “adam” (yani iyi insan) olmasıdır; “vali” olmak fazla bir önem taşımamaktadır. Nokta nokta ana babalar bu gerçeğe de aykırı düşecek tutum ve davranışlar sergilemektedirler.

     

    4-İNSANIN DEĞERİ, KİŞİLİĞİNE, KARAKTERİNE GÖRE BELİRLENMELİDİR. MESLEĞİNDEN VE ZENGİNLİĞİNDEN DOLAYI İNSANA DEĞER VERENLER YANLIŞ YOLDADIRLAR. Nokta nokta ana babaların böyle bir takıntılarının bulunduğunu inkâr edebilir misiniz? “Ye kürküm ye...” Çocuklar da bu mantaliteyle yanlış yolda yetiştirilmektedir.

     

    5-İNSANLAR, MESLEKLERİNİ VE YAPTIKLARI İŞLERİ, TOPLUM YARARI VE DOLAYISIYLA ALLAH RIZASI AMACIYLA YAPMALIDIRLAR. Ücret ve alkış ikinci dereceden önemlidir. Öyleyse zahmetli, meşakkatli mesleklerden ürkmek, uzak durmaya çalışmak, insanca bir davranış değildir. Geçen gün bir videoda rahmetli Prof. Esat Coşan Hoca(*)nın sohbetini dinlemiştim. Bu konuyu çok güzel anlatıyor ve “Âhir zamanda, insanların yaptıkları işleri yalnızca para ve itibar kazanmak için yapacakları... meslek seçerken Allah rızası değil, kendi zevk ve çıkarlarını ön planda tutacakları...” ihbarını içeren nâs örnekleri veriyordu. Anne babaların çoğu, hem kendileri ve hem de çocukları için tam da bunun peşindedirler! Onlar büyük bir yanlışlığa düşüyor ve çocukları için, zengin, müreffeh, keyifli, iktidar dolu, hattâ şöhret dolu ama az yorulacakları, az bedel ödeyecekleri bir hayatı baş hedef yapıyorlar.

     

    Yalnız dünya için yaşamak, eğlenmek isteyenlerin çalışmalarının karşılığını, hiçbir şey esirgemeden-sağlık, mal, para, makam, şöhret gibi- bol bol veririz. Bunlara ahrette yalnız Cehennem ateşi vardır. Emekleri hep boşa gider.” (Hud; 15, 16)

     

    6-ÇOCUKLARIMIZI, ASLINDA KENDİMİZİ TATMİN İÇİN BELİRLEDİĞİMİZ HEDEFLER PEŞİNDE KOŞMAĞA ZORLAMAMALIYIZ. Böyle yaparsak, onlara zarar vermiş oluruz. Yayınlamış olduğum FARKLI TARZDA HİKÂYELER isimli kitabımda şöyle bir cümle yer almaktadır: “Çocuklarımıza isim seçerken büyük hatalar yapıyoruz ve inanır mısınız, aslında ismi de çocuk için değil, kendimiz için arıyoruz.” Çocuklarımız için meslek hedefi belirlerken de bunu, aslında onlar için değil kendimiz için yapmaktayız.

     

    7-Allah’ın Celle Celâluhu ve Elçisi’nin Sallallahu Aleyhi Vesellem yukarıda sıraladığımız değer biçilemez, aynı zamanda tartışılamaz buyruklarından sonra esasen konuyla ilgili her şey ortaya konulmuş oluyor, başka söze gerek kalmıyor. Ama ben yine de araya iki alıntı sıkıştırayım:

     

    Önce Bediüzzaman’dan (Hanımlar Rehberi’nden):

    “...EVET, BU HAKİKÎ İHLÂS İLE HAKİKÎ BİR FEDAKÂRLIK TAŞIYAN VALİDELİK ŞEFKATİ SÛ-İ İSTİMÂL EDİLİP, MASUM ÇOCUĞUNUN ELMAS HAZİNESİ HÜKMÜNDE OLAN ÂHİRETİNİ DÜŞÜNMEYEREK, MUVAKKAT, FÂNİ ŞİŞELER HÜKMÜNDE OLAN DÜNYAYA, O ÇOCUĞUN MASUM YÜZÜNÜ ÇEVİRMEK VE BU ŞEKİLDE ONA ŞEFKAT GÖSTERMEK, O ŞEFKATİ SÛ-İ İSTİMÂL ETMEKTİR.”   “...O ŞEFKATLİ VALİDE, ÇOCUĞUNUN HAYÂT-I DÜNYEVİYEDE TEHLİKEYE GİRMEMESİ, İSTİFADE VE FAYDA GÖRMESİ İÇİN HER FEDAKÂRLIĞI NAZARA ALIR, ONU ÖYLE TERBİYE EDER. ‘OĞLUM PAŞA OLSUN.’ DİYE BÜTÜN MALINI VERİR; HÂFIZ MEKTEBİNDEN ALIR, AVRUPA’YA GÖNDERİR. FAKAT O ÇOCUĞUN HAYÂT-I EBEDİYESİ TEHLİKEYE GİRDİĞİNİ DÜŞÜNMÜYOR VE DÜNYA HAPSİNDEN KURTARMAĞA ÇALIŞIYOR, CEHENNEM HAPSİNE DÜŞMESİNİ NAZARA ALMIYOR. FITRÎ ŞEFKATİN TAM ZIDDI OLARAK O MASUM ÇOCUĞUNU, ÂHİRETTE ŞEFAATÇİ OLMAK LÂZIM GELİRKEN DAVACI EDİYOR...”

     

    Ve Nurettin Topçu’dan:

    FERT İÇİN GAYE BUGÜN CEMİYET İÇİNDE BİR İŞİN GÖRÜLMESİ DEĞİL, BİR KAZANCIN ELDE EDİLMESİDİR. BÜTÜN CEMİYET İŞLERİ SADECE KAZANÇLARA BİRER VESİLEDİRLER(bugün maalesef). GAYE OLARAK SANATLAR ORTADAN KALKMIŞ, KAZANÇ SANAT OLMUŞTURZAMANIMIZDA HERŞEY KAZANÇ TEMİNİ İÇİNDİR. ... BÜTÜN ZEKÂ KUVVETLERİ BU YOLDA HARCANIR VE BU YOLDAN GİDEREK, YAHUDİLER GİBİ, DÜNYAYA TAHAKKÜMÜN(hükmetmenin) SIRLARI ÇÖZÜLÜR. İNSANIN KAZANÇ KURTLARIYLA KEMİRİLDİĞİ MODERN CEMİYETİMİZİN PAZARINDA AHLÂK BAKIMINDAN NE SEFALETLER YAŞANIR! ... İŞTE YÜKSEK KAZANÇ, BU KAŞARLANMANIN MÜKÂFATIDIR.”

     

    Metinden ben şunu anladımGünümüzde insanın asıl amacı; kazanç, yüksek kazanç elde etmektirİnsanî, ahlâkî yüksek değerlerin pabucu dama atılmıştırTopluma borçlu olduğumuz ve yaptığımız işleri aslında insanların ihtiyaçlarını karşılamak niyetiyle yapmamız gerektiği unutulmuştur. Yaratan’a karşı sorumluluklar zaten rafa kaldırılmıştır. Çok pay kapmak, çok doymak içgüdüsüyle saldırıya geçen mahlûklar durumundayız bugün. Siyasette, ticarette, memuriyette olduğu gibi, eğitime yönelmemizde de yüksek kazanç amacı vardır. Kaç taneniz söyleyebilirsiniz (ama samimi olacaksınız) “Ben çocuğumun iyi, üstün bir okulda öğrenim görmesini, iyi insan olması ve insanlığa hizmet etmesi için istiyorum. Kazancı ikinci, üçüncü dereceden önemlidir.” diye? Yalan söylemeyin lütfen; çocuğunuz saygın(!!!), temiz, rahat, az yorucu, teri az, tatili bol, parası bol, alkışı bol bir iş sahibi olsun, diğer pis proleteryanın üstünde bir yer kapsın diye koşuşup duruyorsunuz. Gerekirse türlü entrikalar çevirmeye, rüşvet vermeye, iltimas dilenmeye ve hattâ cebinizden biraz fazlaca para çıkmasına da razısınız. Aynı hedefe uzanan diğer elleri kırmak, rakipleri engelleyebilmek, en çok istediğiniz bir şey. Sizsiniz işte Nurettin Topçu’nun eyvahlarla anlattığı insanSizsiniz işte yüksek kazanç uğruna türlü kaşarlanmalara evet diyen... İnsanın kazanç kurtlarıyla kemirildiği modern cemiyetimizin pazarında, çıkarınız uğruna ahlâk bakımından türlü sefaletleri kabullenen, sizsiniz. Sizi hiçbir hükümet, hiçbir bakan, hiçbir mevzuat tatmin ve mutlu edemez. Bütün diğer fakülteleri kapatıp her kenti, her ilçeyi tıp fakülteleriyle doldurmaya kalksak, alkışlamaya koyulursunuz. Çünkü realiteyi göremeyecek kadar kör, görmek istemeyecek kadar hodgam ve ‘benci’siniz.

     

    Bayanlar baylar, çoğunuz, Topçu’dan, Risale-i Nur’dan yaptığım alıntıları okumadınız, dikkatlice okumadınız değil mi? Okuyanlarınızın da tüyleri diken diken olmadı, gözleri yaşarmadı, değil mi? MÜJDEYİ VEREYİM: Siz böyle devam ettikçe çocuklarınıza ve dolayısıyla toplumumuza yazık olacak!

     

    SÖZLERİMİN YALNIZCA GİTMESİ GEREKEN YERLERE GİDECEĞİNDENKALPLERİNİ VE KAFALARINI YOKLADIKLARINDA KENDİLERİNİN BU SÖZLERE MUHATAP BULUNMADIKLARINI GÖREBİLECEK OLANLARI BAĞLAMAYACAĞINDAN EMİNİM.

    İNSANI İNSAN, İYİ İNSAN, KÂMİL İNSAN, TOPLUMU SIKINTIYA SOKMAYACAK GÜVENİLİR BİREY OLARAK YETİŞTİRME HEDEFİNE ODAKLANMAMIŞ, SEMAVÎ SÖYLEM’LE İRTİBATSIZ ANNE BABALARA hayır.

     

    HAYIRİST, esenlik dolu hayırlı günler diler.

     

    ---------

    (*) Rahmetli PROF. ESAT COŞAN HOCA’yı çok severdim. Ne kadar halîm, ne kadar soft bir üslûbu var... onu dinlediğim zaman, ruhuma masaj yapılmış gibi bir rahatlama hissediyorum. Sesinde elbette vakar, sebat, şecaat tınıları da var ama bir hamâsî gerilim (“metafizik gerilim” de diyorlar ya) peşinde koşma telâşıyla germiyor, yormuyor beni. Videolarını dinlemenizi tavsiye ederim.

     

    R. Serdar Özmilli

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.