|   | 
  • Sabahattin Sürmen

    Sanayicinin Sessiz Çığlığı

    Hani Kızılderililerin meşhur bir sözü dolanır yeryüzünde,”Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak’, diyor ?!

    Sanayicinin kıymetini bilmiyoruz ve görünen o ki önemsemiyoruz. İktisatçılar ve işletmeciler çok iyi bilir. Üretim faktörlerinin en başında ‘girişimci’ gelir.

    Girişimci üretim faktörlerini bir araya getiren en önemli unsurdur. Ne diyor Kayserililer’ Sarımsağın başı’dır. Derleyip toplayan, bir araya getiren. Biliyor musunuz bu çok önemli bir yetenek…Herkes yapamaz.

    Bazı insanlar vardır, ne etliye neye sütlüye karışır. Dünya yansa içinde bir bağ berdisi yok gibidir (Bu da Kayserili sanayicilerden öğrenmiştim) iki keçiyi güdemez.

    Girişimci öyle midir? Girişimci kendi işletmesiyle birlikte şehrinin, ülkenin ekonomisine de katkı sağlayan fedakarlardır.

    Parası olanların çoğu hiç riske girmeden parasını artırmayı düşünürken girişimci üretmek için, kazanmak ve kazandırmak için her şeyini risk eder. İşte o girişimci sanayicidir.

    Sanırım yeni yıl öncesi veya eski yılın sonrasıydı. Kayseri Sanayi Odası Meclis toplantısında  Oda Başkanı Mehmet Büyüksimitçi ve Meclis Başkanı Abidin Özkaya’nın çok ince ve son derece itidalli çırpınışlarını dile getirmişlerdi.

    Son meclis toplantısında ise hem Başkan Mehmet Büyüksmitçi hem de Meclis Başkanı Abidin Özkaya sessiz çığlıklarını bir tık daha yükselterek yine dile getirdi. Bayramdı, kurban telaşıydı diyerek biraz kenarda beklettiğimiz bu çığlık ton artırarak maalesef devam ediyor.

    Meclis Başkanı Abidin Özkaya, 2025 yılının ilk beş ayını geride bırakırken “olumsuzlukların devam ettiğini küresel ekonominin yavaş seyretmesi, ülkemizin geleneksel pazarlarındaki durgunluk, zayıf TL kuru, coğrafyamızı çok yakından ilgilendiren sıcak çatışmalar, rekabet ortamımızı baskılayan uzak doğu ürünlerinin fiyat avantajları ve üretim bolluğu olumsuz konu başlıkları olarak öne çıkıyor” dedikten sonra sanayicinin zorluklarla mücadele ettiğine vurgu yaparak, "Şu an içinde bulunduğumuz durumda üreticilerimiz zorluklara katlanarak, bedeller ödeyerek faaliyetlerine devam etmektedir. Sanayicilerimiz, müşteri kaybetmemek için maliyetine ya da zararına satışları göze almış durumdadır. Düşük kur, yüksek faiz, yüksek enflasyon ve finansal erişimin zorluğunun kuşatması altındayız" diye konuştu.

    Daha ne desin?


    Enflasyonla mücadelenin tüketimi kısmaktan ziyade üretimi artırmakla olması gerekir uyarısında bulunan Özkaya, "Üretimi artırarak sürdürülebilir büyümeyi temin etmeliyiz. Ekonomimizin lokomotif sektörü olan sanayinin ve sanayileşmemizin yeniden ekonominin itici gücü haline getirmek için gayet göstermeli, devlet politikalarını buna göre şekillendirmeliyiz. Yurt dışı piyasalarda ve yurt içi piyasalarda reel sektörün rekabet gücünü artıran, üretimi caydıran ya da üreticiyi yoran değil, cazip kılan, özendiren, rant ekonomisini değil, yatırım ekonomisini teşvik eden, üretimi önceleyen ve önem veren, KOBİ büyük işletme ayrımı yapılmaksızın üreten her işletmenin desteklerden ve teşviklerden faydalanabileceği yeni bir ekonomik politika desteğine ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz" şeklinde konuşuyor.

    Gizli, saklı veya fısıltı şeklinde değil, çok net biçimde ‘İmdat’ diyor.

    Son derece kibar ve diplomatik bir dille!

    KAYSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci’nin söylediklerinin Özkaya’dan çok farklı olmadığını kurduğu cümlelerde görebiliyoruz.

    ‘Dünya ekonomisinde belirsizliklerin arttığı, küresel ticaretin yavaşladığı ve jeopolitik risklerin yoğunlaştığı bir dönemde, Türkiye ekonomisi de bu küresel çalkantılardan etkilendi’diyor. Cümleler Merkez Bankasının üst kaliteli açıklamaları gibi.

    Büyüksimitçi devam ediyor: “Son dönemde kur baskısının devam etmesiyle birlikte maliyetler önemli ölçüde arttı. Ne yazık ki bu artışları ihracat fiyatlarımıza yansıtmakta zorlanıyoruz. Rekabet ettiğimiz ülkelerdeki fiyat avantajı, bizim için giderek dezavantaja dönüşüyor”

    Eyvah ki eyvah…

    Bitti mi bitmedi.

    Büyüksimitçi devam ediyor;” Ayrıca kredi maliyetlerinin yüksekliği firmalarımızı ciddi anlamda zorluyor. Yüksek faiz oranları ile mevcut yatırımları yenilemek bile zorken, yeni yatırımların hayata geçmesi neredeyse imkânsız hale geldi. Bu durum, aynı zamanda üretim ve istihdamda yavaşlamalara sebep oluyor. Bu nedenle, üretimin sürdürülebilirliği için uygun maliyetli finansman modelleri ve sanayiciye yönelik uzun vadeli destek mekanizmalarının hayata geçirilmesini bekliyoruz".

    Haklı…


    Trump’ın dünya piyasalarını karıştırdığını, çektikleri sıkıntıları her ortamda ve fırsatta yetkililere ilettiklerini, saatler süren toplantılar yaptıklarını da dile getiriyor ama bitirirken de şunları ekliyor”Enflasyon ve kur istikrarsızlığı, sanayicilerin sağlıklı bir maliyet planlaması yapmasını neredeyse imkânsız hale getirdi.Enerji, hammadde ve işçilik gibi temel girdilerde yaşanan ani ve öngörülemez fiyat artışları, üretim maliyetlerini ciddi şekilde yukarı çekiyor. Özkaya’nın dediği gibi finansmana erişimde yaşanan güçlükler sanayicinin önünü görmesini engelliyor. Tüm bu olumsuzluklar firmalarımızın rekabet gücünü ve ihracat potansiyelini zayıflatıyor. Bu sorunları görmezden gelmiyoruz. Üyelerimizin sesi olmaya, yaşanan her sıkıntıyı ilgili mercilere taşımaya ve çözüm üretmek adına somut adımlar atmaya devam ediyoruz"

    Bunlar Büyüksimitçi ve Özkaya’nın cümleleri…

    Şunu söyleyebilirim ki acilen sanayiciyi rahatlatmak, yollarını açmak, koşmalarından vazgeçtim hadi, yürüyebilmelerine fırsat vermek gerekir.

    Konu önemli!

    Çözmek için ne yapılıyorsa sonuç ortada; yetmiyor gibi, olmuyor gibi!

    Bu sessiz ve kibar çığlığı duymak gerekir.

    Neden mi?

    Çünkü;

    Sanayici olmadan olmaz…

    Üreten insanların hikâyesini sanayici yazar.

    Türkiye’nin dört bir yanında sanayiciler sessizce büyük bir mücadele veriyor.

    Gözü pek, yüreği sağlam, riski göze almış insanlar sanayiciler...

    Sabah gün ağarmadan fabrikasının yolunu tutan, borç içinde olmasına rağmen işçisinin maaşını eksiksiz ödeyen, “bu ülke daha güçlü olsun” diye gece gündüz demeden çalışan bu insanlar sanayiciler…

    Onlara “sanayici” diyoruz. Ama aslında bu kelimenin arkasında sadece fabrika, makine ve üretim değil; alın teri, sabır, umut, sorumluluk ve paylaşmak var.

    30 yıldır piyasada olan, yatırım yapan sanayicilere çok yakın biri olarak size sanayicinin gerçek yüzünü, bu ülke için ne ifade ettiğini ve sanayici olmazsa neler kaybedileceğini anlatmak istiyorum sadece.

    Sanayici, sadece bir fabrika kuran kişi değildir. Sanayici, toprağa tohum eken bir çiftçi gibidir. Ama sanayicinin tohumu; demir, çelik, tekstil, plastik, makine, yazılım ya da enerji...

    Sanayici, geleceği inşa eden kişidir. Üretimiyle hem kendine hem başkalarına ekmek kazandıran; şehirleri, bölgeleri ve ülkeleri kalkındıran kişidir.

    Her yeni makine yatırımı, yeni bir iş kapısı; her yeni ürün, dışa bağımlılığı azaltan bir adımdır. Bunu hep birlikte görmemiz gerekir.

    Sanayici; risk alır. Bugün cebindeki tüm parasını yarının belirsizliğine yatırır. Bazen krediyle, bazen kefaletle, bazen ailesinin tüm birikimini ortaya koyarak yola çıkar. Çünkü bilir ki, üretmeden büyüme olmaz. Üretmeden bağımsızlık olmaz. Kaç kişi yapar bu fedakarlığı?

    Sanayicini en büyük özelliği cesaretidir. Piyasa daralmış, döviz fırlamış, maliyetler artmış olabilir. Ama o yine de üretimi durdurmak istemez.

    Çoğu zaman karşısında sadece ekonomik kriz yoktur; bürokratik engeller, kalifiye eleman bulma zorluğu, finansmana ulaşamama, teknolojik dönüşüm baskısı gibi onlarca sorun vardır. Ama sanayici yılmaz. Çünkü “üretmek zorundayız” der. Yıldığı zaman hepimiz yılmışızdır, yenilmişizdir. Bu kadar girintiliyiz.

    Sabırlıdır sanayici. Bugün attığı adımın meyvesini yıllar sonra alacağını bilir. Kâr etmediği dönemlerde bile üretimi durdurmaz. 40 gün kar yağar bir gün av olur der. Çünkü işçisinin evine ekmek götürmesini ister, çünkü makineleri susmasın ister.

    Sanayici inançlıdır. Bu inanç sadece ekonomik değil, bir dava meselesidir. O dava, memleketi kalkındırma, çocuklarımıza daha güçlü bir Türkiye bırakma davasıdır.

    Bugün bir ülkenin kalkınmışlığı, teknolojik gücü ve dışarıya olan bağımlılığı sanayi ile ölçülmüyor mu?

    Yani bu demektir ki sanayici ne kadar güçlüyse, ülke de o kadar güçlüdür. Hepimiz onun kadar güçlüyüz.

    Sanayici evin babası gibidir. O çalışırsa tüketir, fatura öder, istediğimizi alabiliriz.

    Haksız mıyım?

    Sanayici, gücüyle; İstihdam sağlar. Bir fabrika açmak demek, yüzlerce, binlerce kişiye iş kapısı açmak demektir. Her çalışan sadece kendinin değil ailesiyle birlikte toplumun refahına katkı sağlar.

    Sanayici vergi öder. Devletin kasasına giden her kuruş vergi, sanayicinin üretiminden, satışından, ihracatından gelir.

    Sanayici ihracat yapar. Dış ticaret açığının kapanması, dövizin ülkeye girmesi için sanayicinin yurtdışına sattığı ürünler kritik dengeler sağlar.

    Sanayici Ar-Ge ve inovasyonu destekler. Teknolojik gelişmelerin öncüsü genellikle sanayicidir. Sanayici yenilik üretmeden ülke ilerleyemez. Bu mümkün olabilir mi?

    Kesinlikle hayır!

    Bu saydıklarımın hangisine itiraz edebilirsiniz?

    Hiç birine!

    Bakınız bayanlar baylar! Amacımız sanayici güzellemesi yapmak değil. Bu insanların önemini ve kesinlikle ayakta kalmalarını sağlam gerektiğini söylüyor.

    Gelin size bir senaryo yazayım!

    ‘Sanayici Olmazsa Ne Olur?’

    Evet alalım cevapları!

    Hadi sizi yormayayım. Ben devam edeyim:

    Şimdi bir düşünelim: Sanayici olmazsa gerçekten ne değil, neler olur veya olmaz?

    İşsizlik artar. Herkes devlet kapısına koşar. Özel sektörde iş bulamadığı bir ülkede sosyal sorunlar da artar.

    Dışa bağımlılık artar. Kendi üretmediğimiz her ürünü dışarıdan ithal etmek zorunda kalırız. Bu da hem döviz kaybına hem de ekonomik bağımlılığa yol açar. Paran yoksa neyi nasıl alacaksın?

    Yoksulluk artar. Üretimin olmadığı yerde bolluk, bereket olmaz. Ülke zenginleşemez. Her geçen gün karanlık bir yoksulluğun içine dalarız.

    Gençler umudunu kaybeder. Sanayi yatırımları olmazsa genç mühendisler, teknisyenler, pırıl pırıl evlatlarımız yurt dışına gitmek ister. Beyin göçü hızlanır.

    Yani sanayici sadece üretim yapmaz; ülkenin geleceğini ayakta tutar.

    Sanayici zor duruma düştüğünde abartmıyorum, kriz çıkar. Sanayici bir anda sipariş kaybeder, döviz borcu artar, bankalar sıkıştırır. İşte o zaman yalnız bırakılır.

    Oysa sanayicinin en çok desteğe ihtiyacı olduğu dönemler tam da bu zor zamanlardır. Çünkü üretimi sürdüremezse; işçi çıkarır, makineler durur, çarklar dönmez. Sanayicinin çarkı durursa her şey durur. Buna emin olun böyle olur.

    Üzülerek söylemek gerekir ki, sanayici kimi zaman kandırılır. Yanlış teşviklerle, işe yaramayan projelerle, dürüst olmayan tedarikçilerle ya da piyasada tutmayan ürünlerle hem zamanını hem de servetini kaybedebilir. Ama çoğu zaman bunlardan ders çıkarır, yılmaz, yola devam eder. Çünkü sanayicinin asıl derdi para değil, kalıcı başarıdır.

     

    Bu yüzden devletin, toplumun, tüketicinin sanayiciyi anlaması ve desteklemesi gerekir. Çünkü sanayici zora girerse, sadece kendi değil, hepimiz zarar görmez miyiz?

    Onun için ey yetkililer Mehmet Büyüksimitçi ve Abidin Özkaya’nın haklı, kibar ve ölçülü feryatlarını duyun.

    Sanayici; bu ülkenin gizli kahramanıdır. Övgü beklemez, manşetlere çıkmaz. Ama her sabah işyerinin kapısını açar, binlerce insana umut olur. Hepimizin ona karşı bir sorumluluğu var: Saygı duymak, destek olmak ve üretime sahip çıkmak.

    Unutmayalım:
    Sanayici varsa iş vardır.
    Sanayici varsa gelecek vardır.
    Sanayici varsa bağımsızlık vardır.

    Ve şunu asla unutmayalım:

    Sanayici olmazsa, hiçbirimiz yol alamayız.

    Yine söylüyorum bu bir güzelleme değil, toplumun gözü kulağı olarak onların sessizliğini bir mikrofon gibi daha duyulur hale getirmeye çalışıyorum.

    Bu ülke hepimizin, bu sanayiciler de ülkenin gerçekten önemli kaynaklarıdır, varlıklarıdır. Onları da korumamız, kurutmamamız gerekir. Son ağaç ile son sanayici aynı öneme sahiptir.

    Hatırlatmak istedim!...

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.