Oturmasıyla kalkmasıyla, futbol bilgisiyle hep bir yerlere konuldu.
Torinolu Şaban lakabı takıldığında da sadece espriyle karşılık verdi.
Milletin vekili seçildikten sonra yine futboldan kopamadı, TV yorumculuğu yaptı.
En sonunda Federasyon başkanı olabileceğini dahi etrafına sesli bir şekilde ifade etti.
Kimden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsunuz.
Nam-ı diğer Hakan Şükür'den.
AK Parti'den istifa eden Hakan Şükür'ün "dersane olayını" bahane göstererek partisinden istifa etmesi mensubu bulunduğu Gülen Cemati'nin isteğinden başkası olamaz.
Ama Hakan Şükür'ün sırf cemaat istedi diye istifa etmesinin pek de yakışık almadığını düşünüyorum.
Çünkü bu hükümeti ne cemaat tek başına iktidar yaptı, ne de Hakan Şükür'ü vekil.
Spor kökenli bir adamın bu tür ayak oyunlarının içinde olması, sırf bir grubun menfaatlerini korumak için bu tür hamleler yapması bariz şekilde "ofsayt"tır.
ÇAPA İSTİFA ETMELİ Mİ?
Peşinen söyleyim, Erciyesspor bu durumdayken Türkiye şartlarında Fuat Çapa'nın çoktan bavulunu toplayıp gitmiş olması gerekirdi.
Yani onuncu haftayı bile göremezdi.
Ama gelinen nokta ilk devrenin son iki maçı.
Erciyesspor ise küme düşme potasında.
Artık her yerde çatlak sesler çıkmaya başladı.
Sokakta "Fuat Çapa neden istifa etmiyor..." ya da "Yönetim neden göndermiyor..." sorularına muhatap kalıyoruz.
Tabi ki istifa eder mi etmez mi, yada gönderilir mi gönderilmez mi bilemem.
Ama; bugün Erciyesspor'un bulunduğu nokta pek de iç açıcı değil.
Yani bugün lig bitmiş olsa Erciyesspor geldiği yere geri dönmüş olacak.
En önemlisi de buraya kadar gelinmesinin tek nedeni "sözleşme şartları" ise de çok büyük bir yönetim yanlışıdır.
Yok Fuat Çapa da bu şartlara güvenerek, "beni göndersinler" diye her şeyi yutuyorsa da onu bilemem.
Ama bildiğim tek bir gerçek var o da her geçen gün Erciyesspor kulübü etrafında kara bulutların giderek çoğalmasıdır.
Kayseri Anadolu Haber