Türkiye Basketbol Süper Ligi’nde play-off yarı finalleri başladı. Normal sezonda ligi ilk 4 sırada bitiren takımlar Anadolu Efes-Darüşşafaka Doğuş, Fenerbahçe-Galatasaray ile eşleşti. İlk turda Anadolu Efes, Royal Halı Antep serisini 2-0 kazanan taraf oldu. Fenerbahçe, Uşak Sportif engelini 2-0 ile geçerken Galatasaray ise geçen yılın şampiyonu Karşıyaka’yı 2-1 ile geçti. Bu yılın yüksek bütçeli ekiplerinden Darüşşafaka Doğuş ise zorlu Banvit engelini 2-0 ile aştı. Yarı final maçlarında ilk maçlar oynandı ve zorlu çekişmelere sahne oldu.
Sezon başında çok iyi kadrolar kuran ama bir türlü istedikleri sonuçları alamayan iki takımın eşleşmesi çok zorlu ilk maç ile başladı. Aslında Darüşşafaka Doğuş bazı sorunlarını çözdü fakat Anadolu Efes’de bu sorunların bazıları devam ediyor. Özellikle savunmada çok büyük sıkıntılar çeken Anadolu Efes Ivkovic’in ayrılmasından sonra takımın başına geçen Ahmet Çakı takımın savunma sıkıntısını birkaç hamle ile çözmüş gibi. Özellikle Ivkovic dönemine nazaran Doğuş’u 1 numarada oynatan Çakı, Heurtel ve Granger’ı 2 numaraya çekerek onların skora katkısını daha da arttırdı ve takımın Doğuş önderliğinde savunma direncini de arttırdı. Darüşşafaka’da takımdaki oyuncuların aslında görevleri büyük oranda belli ve daha fazla takım olmuş durumdalar fakat bu eşleşmenin en önemli sorusu iki takımında guardlarının göstereceği performanslardı. Şimdi gelin beraber ilk maç doğrultusunda maçı değerlendirelim. Anadolu Efes ilk maçta Darüşşafaka engelini farkın bir ara 16 sayılara kadar çıkmasına rağmen son periyotta Heurtel önderliğinde 80-71’lik skorla aştı. Aslında ilk periyotta iyi savunma direnci ortaya koyan Anadolu Efes 17-15 önde kapattı. Fakat 2. periyotta Darüşşafaka’da ortaya bir anda Wilbekin çıktı ve Stephen Curry üçlükleri ile farkın açılmasını sağlayan Daçka savunma direncini de arttırarak ilk yarıyı 31-38 önde kapattı. İlk iki periyotta Efes hücumları ve savunması S.O.S verirken Daçka hücumları bu savunmaya karşı gereken cevabı verdi. İkinci yarı ise ilk yarıya benzer bir senaryo ile başladı. İlk 5 dakika Daçka fırtınası devam ederken fark 16 sayılara kadar çıktı. Fakat öyle bir son 15 dakika oynadı ki Efes hem mücadele hem karakter olarak sahaya her şeyini veren Heurtel ve Saric ikilisi ile farkı indirmeyi başardı. Son 15 dakikada Daçka potasına tam 45 sayı gönderen Efes maçı da 80-71 kazandı. Bu maç bize şunu gösterdi ki seri zorlu ve heyecanlı geçecek ama benim tahminim buraları sürekli oynayan ve kadro kalitesi bakımından Anadolu Efes’in bu seriyi kazanacağını düşünüyorum.
Bir diğer eşleşmede ise Avrupa kupalarında bu sene fırtına gibi esen Fenerbahçe ile Galatasaray Odeabank eşleşti. Hatırlayacağınız üzere Galatasaray Eurocup şampiyonu olurken Fenerbahçe ise Avrupa’nın bir numaralı kupası olan Euroleague’de finalde Cska Moskova’ya yenilerek ikinci oldu. Bu eşleşmenin ilk maçı 93-79 luk skor ile Fenerbahçe’nin oldu. Aslında derbilerin favorisi olmaz derler fakat sanki bu eşleşmenin düğümü biraz erken çözülecek gibi. Fenerbahçe’nin Galatasaray’a karşı hem kadro, hem tecrübe hem de sistem olarak çok büyük üstünlüğü var. Dünkü maçta da aslında bu fark edildi. Galatasaray’ın dün maçı kaybetmesi ile ilgili bazı detaylar var aslında. Birincisi pota altında Jan Vesely’yi savunamadı ve Vesely’nin attığı 24 sayıya engel olamadı. İkinci olarak Galatasaray bunun üstüne birde tam 4 dakikada bu sezon maç başı sayı ortalaması 5.5 olan Melih Mahmutoğlu’ndan 12 sayı yedi. Ve son olarak sene başından beri alıştığımız Galatasaray savunması bu maçta etkisiz kalınca maçı 93-79’luk skor ile kaybetti. Aslında ilk yarı yenilen 57 sayı bu maçın kazanılmasını bayağı zorlaştırdı. Fenerbahçe eğer Galatasaray’ın pota altında ki zafiyetini kullanabilirse bu seriyi çok rahat kazanabilir fakat Galatasaray’ın bu seriyi çok kolay bırakacağını düşünmüyorum. Bence bu serinin favorisi Fenerbahçe.
