Süper Lig’de yeni teknik adamlarıyla kaybetmeyen Beşiktaş ve Kayserisporbu istatistiği değiştirmemek için İstanbul’da Vadafone Arena’da karşı karşıya geliyor.
Kayserispor’un yeni Teknik Direktörü Sergey Jakirovic ile Beşiktaş’ın Yeni Teknik Direktörü Ole Gunnar Solskjaer neredeyse aynı tarihlerde işbaşı yaptı.
Aynı zamanlarda, 10 gün arayla göreve başlayan Jakirovic ve Solkajer dokunuşlarıyla takımlarının gidişatlarını net bir biçimde değiştirdi.
121 Milyon EURO değerindeki Beşiktaş kötü başladığı Süper Lig de bir dönemin efsane futbolcularından Solskjaer ile nereden nerelere geldi.
Gerçi 20 milyon EURO değerindeki Kayserispor’un bulunduğu yerde Beşiktaş kadar bir değişiklik yok ama Jakirovic ile kaybetmediği gibi bu dönemde havasına ve suyuna cemre düştü.
Jakirovic ve Solskjaer’in futbolculuk yılları arasında çok fark yok. Jakirovic’in de etkileyici bir kariyeri var. Solskjaer Manchester United da teknik adam olarak çalışma tecrübesine sahip.
Şunu kesinlikle söyleyebilirim ama kesinlikle ispat edemem. Jakirovic, Solskjaer ile şahlanan Beşiktaş’ı; Solskjaer de Jakirovic ile havasını bulan, lige ve hayata tutunan ve en önemlisi ligin tabanında olmasına rağmen kaybetmeyen Kayserispor’un son 5 hafta maçlarını evirip çevirip izliyor, analiz ediyor.
Hem Beşiktaş’ın hem de Kayserispor’un elde ettiği performans grafiği her iki teknik adamın da uykularını kaçırıyor. İkisinin de taraftarlarını böylesine memnun eden çıkışları oynayacakları maçı da çok daha anlamlı kılıyor.
Her iki takım da teknik adam da haliyle kaybetmek istemiyor.
Jakirovic, Beşiktaş’ın Antalyaspor, Sivasspor, Trabzonspor ve Eyüpspor maçlarını; Solskajer de Kayserispor’un Trabzonspor, Eyüpspor, Konyaspor ve Göztepe maçlarını saniye ve salise futbolcularına anlatıyor.
Şu da bir gerçek ki Beşiktaş, Kayserispor karşılaşmasının sonucunu Solskjaer ve Jakirovic’in taktikleri ve futbolcuların uygulayabilme derecesi belirleyecek.
Beşiktaş, Solskjaer ile birlikte çok net bir disipline girdi. Saha da çok daha hırslı, azimli ve mücadeleci bir Beşiktaş görüyoruz.
Bana göre Beşiktaş’ın en sağlam ve güçlü mevkisi kalesi; Mert Günok. En zayıf noktası ise defansı. Orta sahası müthiş. Forveti de öyle.
İbre ve genel kanaat Beşiktaş’tan yana gibi görünse de ben değerli çoğunluğun fikirlerine ve beklentilerine katılmıyorum ve ihtiyatla ve de sürprizlerin tarafındayım.
Beşiktaş her ne kadar Solskjaer ile buldozer gibi gelse de geriye düştüğü maçları kazansa da izlediğim Jakirovic’in futbol zekasının Solskjaer’e büyük zorluklar çıkaracağını düşünüyorum.
Kesinlikle Beşiktaş’ın Antalyaspor, özellikle Trabzonspor ve Eyüpspor maçlarındaki performansını göz ardı etmiyorum. Çok da önemsiyorum. Solskjaer gelmeden bir hafta öncesi ile bir hafta sonrası arasında dünyalar kadar fark olduğunu kimse inkar edemez.
Öncelikle Solskjaer’in kariyeri, disiplin anlayışı ve ekibi Beşiktaş’a şok uyguladı. Futbolculara adrenalin yükledi. İnanılmaz mücadele veriyorlar.
Solskjaer, kendisi gibi bir dünya markası olan 35 yaşındaki Immobile’yi ikinci yarıya bile oyuna başlatmayıp yedek kulübesine çekerek yerine, yarı yaşında, 19 yaşındaki Semih Kılıçsoy’u hatta yarısından da küçük 17 yaşındaki Mustafa Hekimoğlu’nu alıyor.
Oyuncu değişikliğinde onların birbirine sarılmasını kurguluyor. Böylelikle futbolcularına ‘markanız değil sahadaki ve antrenmandaki performansınız benim için önemli’, mesajını veriyor. Yoksa her babayiğit dünya markasıİmmobile ile Semih Kılıçsoy ve Mustafa Hekimoğlu’nu değiştiremez. Yürek ister!
Böyle olunca Beşiktaş’ın yatan aslanları kükremeye, mızmızlanan kartalları uçmaya, rakiplerine pençelerini geçirmeye başladı. Bu da tabeladaki ve puan cetvelindeki rakamları değiştirdi.
Beşiktaş 5 maça kalmadan Samsunspor’u da geçerek Galatasaray ve Fenerbahçe’nin arkasından üçüncülüğe yerleşir.
Solskjaer ne yaptı ve ne yapıyor da Beşiktaş’ı vasattan alıp zirveye yaklaştırdı?
Toplam oynama oranı yüksek ve haliyle muhteşem bir bütün maç boyu paslaşma rakamına ulaştı. Beşiktaş inanılmaz pas yapıyor. Bu paslaşmanın çok büyük oranı olumlu, yani çok top kaybetmiyor.
Üstelik Beşiktaş rakip ceza sahası içinde en fazla pas yapan bir ofansif yapıya geldi. Bu özellik rakip ceza sahası içine girme oranını da zirveye taşıyor.
Rakiplerini ısırıp ikili mücadelelerde çok yüksek top kazanmaya başladı. Dolayısıyla ikili mücadele kazanma oranındaki başarısı takıma bir özgüven de getirdi.
Kalede Mert Günok ile en az gol yiyen 3 takımdan biri durumunda yer alıyor. En çok gol atan takım sıralamasında aynı başarıya sahip değil ama aradaki farkı yavaş yavaş kapatıyor.
Beşiktaş nasıl oynuyor?
Solskjaer ile Beşiktaş dikine ve hızlı oynamaya başladı. Ne demek istiyorum ne anlatmaya çalışıyorum?
Solskjaer, gelişiyle takım kurgusunda 2 oyuncuyu ısrarla kullanıyor. Kim bunlar? Biri Joao Mario diğeri de Alex Chamberlain. Bunlar ne yapıyor. Yaptıkları ilk iş Rafa Silva’nın ve Gedson Fernandez’in etrafını temizlemek. Onların oyun kurmasını ve pas atmasını kolaylaştırmak.
Nasıl mı?
Yüklerini alıyor, Fernandez ile sırt sırta verip Rafa Silva’nın rakip kaleye en kısa sürede geçişini kolaylaştıracak şekilde rakipleri kendi üstlerine çekip Rafa’nın yolunu boşaltıyor.
Joao Mario geriden aldığı topu iyi saklayıp ilk planda Rafa Silva ve Fernandez ile önündeki İmmobile ve Rasicha’ya aktararak onları sürekli ileri itiyor. Dolayısıyla her anları rakip sahasında ve rakip ceza alanında geçiyor.
Rafa Silva, Gedson Fernandez, Rashica, İmmobile gibi bitirici vuruş sahipleri bir şekilde fileleri buluyor. Rafa Silva’nın son maçı boş geçmediği gibi.
Beşiktaş kanatlarda Rashica ile Solskjaer sonrası tam bir devrim yaptı. Uçuyor, durdurulamıyor. Çok pozitif ve mücadele dolu oynuyor. Onun için bir o kanatta bir bu kanat da rakibin dengesini bozuyor. Asistleri ve golleri Kara Kartal’ı uçuruyor.
Arthur Masuaku sol tarafın özellikle önünde dümdüz oynayan, sağlam pasları ve etkili ortalarıyla, sert şutlarıyla rakip defansı korkutuyor.
Svensson da çok çalışkan, gayretli, forvet tarafında verimli oluyor.
Emirhan Topçu çok çalışkan, rakibe yapışıp canından bezdiren bir yapıya sahip, hava toplarında hem kendi hem de rakip ceza alanı içinde başarılı sonuçlar alıyor.
Felix Uduokhai bana göre vasatın biraz üstünde bir futbolcu, Beşiktaş’a çok büyük artıları ve katkıları yok!
Semih Kılıçsoy, çok çok güçlü, topu iyi tutan, 19 yaşına rağmen iyi top süren ve ceza sahası içindeki dar alanda çok pratik biçimde ayaklarını kullanıyor. Biraz kilolu gibi görünmesine rağmen kafa toplarına da hakim bir yetenek.
Mustafa Hekimoğlu’da hızlı ama tecrübesiz. Varlığıyla ve hızıyla kısa zamanda bile etkili oluyor.
Ben; Kenny Arroyo ve Elan Ricardo’yu merak ediyorum. Solskjaer, henüz onları alternatif olarak görmüyor…
Şimdi diyeceksiniz ki;
Eyy yazar, bize niye sabahtan beri Beşiktaş analizi okutuyorsun?
Çünkü, Solskjaer hep aynı oyun sistemiyle ve kadrosundaki yeteneklerin bitiriciliğiyle sonuca gidiyor. Gördüğüm kadarıyla taktiği bu! Fakat Jakirovic’in her maç için farklı taktik kullandığını biliyoruz.
Jakirovic’in Beşiktaş deplasmanından, İstanbul’dan puanla ya da puanlarla dönmesi gerekiyor değil mi? Kayserililer ne diyor?
-Yoldan gelenin eline bakılır, bir umut ki size de bir hediye getirir!
O zaman Jakirovic’in planı ne olmalıdır veya şöyle soralım, ne olabilir?
Jakirovic, zor ama Rafa Silva, Gedson Fernandez ve Joao Mario’yu orta sahaya kitlerse, geriyle ve ileriyle alış-verişini kesebilirse bu maçtan kesinlikle puan alır, diye düşünüyorum!
Bu üç adamı durdur elin boş dönmezsin!
Amir Hadziahmetovic gibi bir dinamodan daha hiç bahsetmedim bile!
Beşiktaş’ın en zayıf noktası defansı demiştim ya! Defansı da 3 noktada çok büyük hatalar yapıyor.
Neresi bu alanlar?
Birincisi, Felix Uduokhai ile Emirhan Topçu arasındaki uyumsuzluk yerleri.
İkincisi Arthur Masuaku’nun arkasına atılan toplar, üçüncüsü de Jonas Svensson arkasına atılan toplar.
Felix Uduokhai ile Emirhan Topçu o kadar uyumsuz ki Solskjaer, dikkat edin hep bu pozisyonda değişik tercihler yapıyor.
35’lik İmmobile’ye top taşıyamazsan geriye gelip ileri top götürmüyor. Fenerbahçe’de 38’lik Dzeko O’nun gibi değil. Dzeko’ya dikkat edin, orta sahaya kadar rakip defansı çekip kendi yarı alanından bile İtalya ve İngiltere estetiğinde paslar atıyor.
Dzeko gibi Galatasaray da Osimhen de geriden top almaya geliyor. İmmobile öyle değil.
Beşiktaş’ta her alanda pozitif olan bir isim var: Rashica! O’nun da önünü kapatırsan dar alanda hareket edemiyor. O’nun ön alanında boş alan bırakırsan size ‘geçmiş olsun’! Rakibe nal toplatır.
Jakirovic; ikili mücadele kazanma uzmanı Gökhan Sazdağı ile kart görmeden Masuaku’yu presleyecek. Hasan Ali Kaldırım ile Rashica’yı kaçırmayacak.
Kartal Kayra Yılmaz, Beşiktaş karşısında öyle bir performans ortaya koyacak ki, Solskjaer;
-Yahu böyle bir adamı nasıl elinizde tutmazsınız, derhal O’nu istiyorum, diye yöneticilere sitem etmeli!
Bu maç Kartal’ın maçı ama Kayserili Kayra olanın olmalı!
Ali Karimi, Mehdi Bourabia, Kartal Kayra, Cardoso ve Mane Beşiktaş’ın tehlikeli üçlüsü Rafa Silva, Gedson Fernandez ve Joao Mario’ya hareket edecekleri alan bırakmamalı, defansıyla ve forvetiyle iletişimini kesmelidir. Hani Kayserililerin benzetmesi var ya; ”kundaklanmış bebekler” gibi yapmalılar.
Nazon, Bahoken ikilisi de Cardoso ve Mane gibi hızlı arkadaşlarından alacakları destekle zayıf noktalardan geçerek Mert Günok’u aşmanın fırsatlarını bulmalılar.
Kara Kartal’ın ayakları yerden kalkmamalı, her iki kanadı da yerden yükselmemelidir. Kartal bir havalanır iki kanadını bir kez çırparsaaaaa, gerisini yazmak istemiyorum.
Maç, Ramazan’ın ilk günü, mübarek gün, İstanbul’da iftar vakti! Umalım Kayserispor için iftihar vakti olsun…
Haydi hayırlısı…
