Türk sinemasında, suç işleyip, hapse giren insanların, çıktıktan sonra toplumda büyük bir itibar gördüğünü konu edinen çok sayıda film vardır.
Adam öldüren, soygun yapan, mafyacılık oynayan, banka soyan kişiler, ?paralı? oldukları düşüncesiyle önce ?içeride? sonrasında da ?dışarıda? inanılmaz bir hürmetle karşılaşırlar.
Şener Şen?in başrolünü oynadığı ?Namussuz Namuslu? filmi bu türün, önemli örneklerindendir. Bir bankada para transfer görevlisi olarak çalışan oyuncumuz, soyguncular tarafından darp edilerek, soyulur. Bankanın önemli bir parası çalınır ve yapılan bütün tahkikata rağmen kayıp trilyonlar bulunamaz. Bir süre sonra, paranın Şener Şen tarafından ?planlı bir şekilde? çalındığı fısıltısı yayılır. O andan itibaren banka görevlileri dahil, bütün millet, bu kişinin etrafında pervane olur. Para vereni mi ararsınız, makamını yükselteni mi, kızını getirip, adamın oğluna zorla vereni mi?
Ne ararsanız var yani. Adam bütün ısrarına, yeminlerine rağmen kimseni ?parayı kendisinin çaldırdığına? inandıramaz. Bir süre sonra gerçek soyguncular yakalanır ve Şen?in ?namuslu? olduğu anlaşılır. İşte o andan itibaren, herkes başlar, sövmeye ve cebine zorla para sıkıştıranlar ?dolandırıldık? diyerek, adamın üstüne çullanmaya başlar.
İlyas Salman?ın ?Şahan?, Kemal Sunal?ın ?Korkusuz Korkak? gibi filmlerinde de hep aynı ?toplumsal soruna? parmak basılır.
Her ne kadar, bu durumun ?filmlerde abartıldığını? düşünsek de ne yazık ki, günümüzde aynı tabloyla sayısız kere karşılaştığımızı söylememiz gerekir.
Adam başında bulunduğu kamu kurumunu trilyonlarca lira zarara uğratmış, zimmetine para geçirdiği mahkeme kayıtlarıyla belgeli ve bir sürü ahlaksızlık yaptığı elde edilen ses kayıtlarıyla sübutken, dışarı çıktığında bir de ne görsün?
Etrafında binlerce kişi, ?seninle gurur duyuyoruz? sloganları atıp, ?kahraman? ilan ediyorlar.
Peki, böyle bir adama ?yanlış? yaptığını kabul ettirebilir misiniz?
Yine adam darbeye teşebbüs etmiş, demokrasinin kutsalı olan halkın iradesini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmiş; yargılanarak ceza alıyor ve cezaevine gönderiliyor. Ama aziz milletimiz, yine kendisini ?vatansever? ve ?Kahraman? ilan ederek, kendisi için ortalığı yakıp yıkmaya başlıyor.
Böyle bir adamı, vatana ihanet ettiğine kim inandırabilir?
Günümüzde, bu ve bunun gibi sayısız örnek sıralamak mümkün.
Yüz kızartıcı bir suç işleyip, cezaevinden çıkan biri ne yazık ki çevresinde bu muameleyi görüyor.
Evet, bu tür insanları bir yere kadar soyutlayıp, toplumdan dışlamamak gerekir.
Ama ?kahraman? ilan etmek de hastalıklı bir ruh halinin eseri.
Bunu da iyi bilmek gerekir.
Yoksa mahkemenin verdiği hüküm ceza mı, ödül mü belli değil.
Toplumumuzun, bu hastalıktan biran önce kurtulması lazım, yoksa bu tür adamlar, türemeye devam eder.
KAYNAK: KAYSERİ ANADOLU HABER