Ben şeriat ismini duyduğumda ürperirdim. Neden mi? Çünkü bazı ülkelerin şeriat adına yaptığı cürretkarlığı ve mezalimi ben şeriat sanırdım. Buna bir de yanlı medyanın sunumu eklendiğinde, şeriat sözcüğünü duydukça tüylerim diken diken olur, ürpermeye başlardım. Sonra birgün bu kelimenin sözlük anlamına bakmaya karar verdim. Sözlükte; 'su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol, yol, mezhep, metod' manasını veren bir kelime olduğunu gördüm. Peki ya beni bu denli ürküten, ürperten bu kelimenin anlamı böyleyse, nereden kaynaklanıyordu bu olumsuz duygular bende?
Kendini şeriatle yönettiğini sanan bazı bağnaz ülkelerin tavrı bizde şeriatın ürkütücü olmasına, ürpertici olmasına sebep oldu. Anladım ki şeriatın kaynağının bu ülkeler değil, Kur'andır. Bu bilince vardım. İslamda ve İslam'ın kuralları olan şeriatte zorlama yoktur. Temel prensip davet ve iknadır. Ancak söz konusu bu ülkelerde din kuralları olan şeriate uymak zorunluluktur. Uymazsan suçlu olursun, asi olursun. Sonra bazı şeriatle yöentildi-ğini sanan ve kraldan çok kralcı geçinen ülkelerde, haşa ama Allah'a dil uzatmak idamı gerektiriyor.
****
Çok kez duymuşuzdur o ülkelerde Allah'a asi olduğu ve dil uzattığı için idamla yargılanan insanları. Şimdi soruyorum!; siz kim oluyorsunuz ki Allah'ın yaratıp da ölümüne kadar tövbe kapısını açtığı ve fırsat verdiği, mühlet verdiği insanı, Allah adına yargılayıp idam ediyorsunuz1? Bunun kaynağını neye dayandırıyorsunuz? Allah dahi affediyor, tövbe kapısını açık bırakıyor ve af, mağfiret ve rahmet ile ilgili bunca Esması varken size ne oluyor da kraldan çok kralcı geçiniyorsunuz, asıp kesiyorsunuz ve üstelik en vahim tarafı da bunları din adına, İslam adına yaptığınızı öne sürüp buna şeriat diyorsunuz, bu suretle de alemin İslam algısını, şeriat algısını tepe taklak edip menfi hale getiriyrosunuz!? Bugün sîzlerin yüzünden İslamafobia gibi ağızlara dolanan bir korku ve iticilik oluştu dünyada ve bir kısmı bunu koz edinerek kasıtlı saldırıyor, bir kısmı da galeyana gelerek kastı olmaksızın kaptırıyor kendini ve bu dalga git gide büyüyor.
Her Müslüman terörist, cani gibi görülüyor. Şeriat kavramı ürkütüyor, ürpertiyor. Yarın Hakk'ın divanında nasıl hesap vereceksiniz acaba bu tavrınızdan, tutumunuzdan dolayı. İşte aslında yapılanlarla taban taban zıt ve hiç alakası olmayan İslam, maalesef İslami terör diye anılır bir hal aldı günümüzde. Ben dahi şeriatı tanımadan önce korkuyordum, ürperi-yordum bu kavramdan, oysa yanlış tanımışım ve yanlış lanse edilmiş bizlere. Allah'ın düzeninde, kimse kitaba bakmayıp, onun bunun uydurduğu, kafasına göre hareket ile muamele etmenin şeriat diye yutturulduğu bir şeriat anlayışı ile İslam'a kılıf giydirmesin!
Güneş balçıkla sıvanamayacağı gibi İslam'ın nurunu da bertaraf etmeye mutlak manada kimsenin gücü yetmez. Allah kendi ifadesinde bu dinin koruyucusu benim buyuruyor. İslam'ı kimse alt edemez mutlak manada, sadece ettiğini sanır ve aldanır. Allah bu süreçte kullarının saflarını belirlemelerini bekler. Keza bize düşen safımızı belirlemektir. Zira, bu dünya dolusu yangınları, karınca misali söndürmeye gücümüz yetmeyebilir. Yine karınca misali saf belirlemektir bizim işimiz. Hem sonuca hükmetmek de elimizde değildir ama sonuca doğru emek etmek, niyet gütmek bize düşer. Sonucu da Allah verir. Kısaca diyorum ki şeriat; kendini şer'i yönettiğini sanan ancak uzaktan yakından alakası olmayan ülkelerden öğrenilmez, bunu yapanlardan öğrenilmez. Kaynağından, yani Kur'an-ı Kerim'den öğrenilir. Ölçü budur. Bu tıpkı İslam'da yanlış ve kötülük olmaz ama Müslüman'da olabilir anlayışı gibidir. Biz Müslüman'a bakıp İslam'ı anlamaya, öğrenmeye çalışırsak yanılır ve yanlışa düşeriz.
****
İslam'ı kaynağından öğrenmeliyiz!
Kayseri Anadolu Haber
