"Efser Hanım, benim 3 yaşında bir kızım, 14 aylık bir oğlum var. Son zamanlarda kızımın kardeşine her fırsatta şiddet uyguluyor olmasından rahatsızım. Sürekli onu itiyor, ona vuruyor. Ne yapmam gerektiğini bilemiyorum. Kızdım, güzellikle ikna etmeye çalıştım ama hiç bir şekilde bana tepki vermiyor. Aile yapımızda şiddeti örnek alabileceği bir durum da yok elhamdülillah. Ben de bir sosyolog olarak aklıma gelen her çareye başvurdum ama sonuç alamadım. Önerilerinize çok ihtiyacım var."
3 yaşındaki bir çocuğa kızmanızın, onu ikna etmeye çalışmanızın bir manası yok. Her çocuğun farklı bir fıtratı vardır. Kimi çocukların vur eli vardır, kimleri ise insanlara vurmaya kıyamazlar. Bu daha ziyade genetik bir özelliktir. Sizin veya eşinizin ailesinden birine benzemiştir kızınız. Yapmanız gereken şey, çocuklarınızın eğitimine ileriye dönük çalışmalar ilave etmek. Kızınızı mesela ilerleyen yaşlarda tekvandoya gönderebilirsiniz. Vurmayı değil, enerjinin varlığını öğrenecektir. Şimdi yapmanız gerekenler ise kızınızı sürekli meşgul etmek. Kardeşine vurduğunu tespit ettiğiniz anda veya daha öncesinde kızınızın dikkatini derhal başka noktalara çekmek. 5 yaşından sonra bu özelliği daha mantıklı bir hale gelecektir. Çünkü şu anda sevmediğinden, nefret ettiğinden, öç almaya çalıştığından yapmıyor. Büyüdükçe, sevmediği, hoşlanmadığı insanlara bu şekilde davranmaya devam eder, eğitim almazsa. Ki yine aynı şekilde eğitim almazsa genç kızlığında da cadı:) diye nitelendirdiğimiz kızlardan olur. Tabi bu, dediğim gibi gerekli eğitim almazsa olabilecek olandır. Gerekli eğitim ise İslami terbiyedir. Peygamber Efendimiz?i (s.a.v.) örnek alması için bizim de yaşıyor olmamız gerekmektedir tabi ki. Biz bir yandan örnek olacağız, bir yandan çocuklarımızı dernek ve teşkilat çalışmalarının içinde tutacağız? ki dilediğimiz terbiyeyi verebilelim.
Peygamberi Terbiye
"Ablacım benim derdim kendimle. Ben çok olgun olmak istiyorum ama her defasında başaramıyorum. Ailem böyle olmama çok kızıyor ama yapamıyorum. Bir de çok asabileştim, onların kalplerini çok kırıyorum. Onları çok seviyorum ama beni anlamıyorlar. Çok bunalımdayım ablacım. Benim sıkıntılarımı söyleyebileceğim hiç arkadaşlarım yok. Senden yardım istiyorum. "
Rabbime yakınlaştıkça olgunluğun artacaktır inşallah. Bizler bu dünyaya olgunlaşmaya geldik. Ki olgunluktan kasıt çok ciddi olmak değildir. Peygamber Efendimiz?e (s.a.v.) baktığımız zaman; O?nun yeri geldiğinde espriler, şakalar? yaptığını da görüyoruz. Burada bizim yapmamız gereken şey mümkün olduğunca eğilmek, eğitime tabi olmaktır. Rabbimizin isimlerini sıkça zikretmelisin. Bir vakıfta veya dernekte görev almaya bir an evvel başlamalısın. Sorumluluklar insanı olgunlaştırır hem de derdini, sıkıntını paylaşacağın arkadaşların olur inşallah. Velhasıl olgun olmak öyle ha dediğin anda olacak bir şey değil. Ben bu yaşıma geldim ama olgunlaştım diyemem. Ki yaşla da ilgili değil zaten. Nice insanlar tanıyorum yaşları ilerlemiş ama olgunluktan eser yok. Nice insanlar da tanıyorum yaşları henüz genç ama olgunlar maşallah. İşte biz buna ergenlik diyoruz. Ne kadar Peygamberi terbiye alırsak o kadar çabuk olgunlaşıyoruz. Bu yüzden Efendimiz?i (s.a.v.) çok iyi oku, anlamaya ve yaşamaya çalış inşallah. Mesleki çalışmaları, sporu, sanatı, sosyal ve eğitimle ilgili aktiviteleri asla ihmal etme. Böylece hayatta karşılaştıklarınla olgunlaşmaya devam edeceksin inşallah. Tabi ki ailenin beklentilerini de bir yandan anlamaya çalışmalısın. Ailenin olgunluktan kastı muhtemelen senin çok ciddi olman, oturup, kalkmana dikkat etmendir? Onların beklentilerine de cevap vermeye çalışmalısın bir yandan. Zaman içerisinde orta yollu bir çözüm bulunacaktır inşallah. Öyle bir gecede, bir ayda, bir yılda olgunlaşma diye bir şey söz konusu değil. Sabırla ve mücadele ile olgunlaşmak mümkün inşallah. Rabbim hepimize Peygamber Efendimiz?in (s.a.v.) olgunluğunu nasip etsin.
Kayseri Anadolu Haber Gazetesi
Kayseri Anadolu Haber Gazetesi