Hayatın zorlukları hepimizin malumu. Ancak kara gün kararıp kalmadığı gibi hayat da her zaman zorluklarla çilelerle örülü değil.
Yaşamın yaşanabilir olmasını sağlayan güzelliklerden bahsediyorum. Ailemiz, yakınlarımız, sevenlerimiz, sevdiklerimiz... Etrafımızda olup biten pek çok güzellik var aslında. Çoğu zaman fark etmediğimiz, fark edemediğimiz...
Hayatta katlanılması zor olan ne varsa aslında hepsi bize iyinin, güzelin kıymetini bildirmek için birer vesile. Hastalık, sağlığa şükretmek için; darlık bolluğun kıymetini bilmek için; aynlık vuslata ermek için var. Düşünüp irdeleyecek olursak hayatta her şey zıttıyla var, zıttıyla anlaşılır ve zıttıyla güzel aslında. Bu da hayatı tatlı kılmak için, tatlı bir hayat için yeterli bir sebeptir aslında.
İstediğimizi elde etmek için harcadığımız çaba çok yorar bazen. Sıkılır bunalırız. Hiçbir şey yetişmez, yolunda gitmez. Sanki her şey, herkes anlaşmış da yolumuza taş koymaya çalışıyor gibi aksilikler birbiri üzerine yolumuza dizilir. E gün de 24 saat... Ne vardı bir iki saat daha uzun olsaydı... Bütün bunlar olurken boşa kürek çekiyormuşuz gibi gelse de sonunda selamete erince o yorgunluk tatlı bir sevince bırakır kendini. Onca iş nasıl bitmiş, ne ara yetişmiş anlayamaz, şaşar kalır insan. "Kabz bastın anahtarıdır." Ne zaman ruhumuz daralsa işler sarpa sarmaya başlasa aklımıza gelmesi gereken sözlerden biridir. Rabbimiz bize zahmetsiz rahmet olmayacağını gösterir aslında. Emeğimizin kıymetini de bildirir, zorluğu da yaşatır, sonunda selameti de gösterir. İşte hayatın tadı da böylece belirir.
Kayseri Anadolu Haber