Hani sanayideki ustalar arabanın arızasına çözüm bulamadığında;
-Abi, bu modellerin hepsi böyle. Derler ya, ben de öyleyim.
Ustam hemen alınma, hepiniz öyle değilsiniz
Neyse lafı hiç dolandırmayayım, sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeceğim:
-Cuma Namazına gelip, kocaman cep telefonuyla
1. sürekli oyun oynayan,
2. sosyal medya hesaplarına takılan,
3. mail kontrolü yapan,
4. banka ödemesi alan veya gönderen
5. hatta Pes oynayan
Tiplerden rahatsız olan bir ben miyim?
Ya arkadaş;
- Sen nerden görüyorsun, onlarla mı ilgileniyorsun? Diye sormayın!
Ön tarafta, selam veriyorsun bir tarafında, diğer selamda öteki yanında. Bitmiyorlar ki, her yerdeler. Çevremizi sarmış dijital zombi gibiler…
Değerli okuyucular, inanın toplumun bünyesinde çok garip, tuhaf, tanımlayamadığım, zehirli bir kitle türedi.
Telefonları onların sevgilisi olmuş. Onsuz inanın yaşayamayacaklarını düşünüyorlar!
Ya arkadaş insan sevgilisinin evinde başkasıyla ilgilenir mi? Ne kadar ayıp yahu.
Çok büyük ve önemli bir davete gelmişsin, yaptığın edepsizliğe, saygısızlığa bakar mısın?
Zaten haftada bir geliyorsunuz.Hepi topu 30 dakika bile kalmıyorsunuz. Bu kısacık süre içinde İnstagram senin, facebookonun, Tiktok ötekinin herifler öyle geziyoor!
Kıravatlı olan takım elbiseliler ağır takılan beyfendiler de Twitter ya da yeni adıyla X’e bakınıyor. Kimler atanmış, kendisiyle ilgili bir haber var mı diye. Kimi de futbol oynuyor Pes yani. Pes 2024!
Beylerrr! Milletin dikkatini dağıtıyorsunuz, mabedin huzurunu bozuyorsunuz.
Beni rahatsız ediyorsunuz. Kul hakkına giriyorsunuz. Yapmayın, etmeyin!
Hem gittiğiniz ev sahibine çok büyük saygısızlık yapıyorsunuz, hem çevrenizdekileri de huzursuz ediyorsunuz.
Başını iki de bir benim gibi sağa-sola çevirenler namazın selamın vermiyor diye düşünüyorum maalesef. Sizinle ilgili hiç iyi düşünmediklerini söylemeyi garanti edebilirim ama moda tabirle ispatlayamam.
Kürsüye çıkan hocanın okuduğu hutbeyi dinlemiyorsunuz. Garip bir durum sizin ki!
Cuma’nın en önemli kısmı hutbeyi dinlemek, birbirinizle selamlaşmak ve sosyalleşmektir. Yanlış biliyorsam bilenler lütfen düzeltsin.
Siz bunları da ıskalıyorsunuz. Yaa, birader niye geliyorsunuz o zaman?
Dinlemiyorsun madem sessizce otur,ev sahibine kalbini aç. İçinden dua et, yalvar, yakar. Ya oğlum para iste, ev iste, araba iste, eş iste, iş iste, evlat iste. Ne istersen iste!
Yahu hiçbir şey bilmiyorsan ne ihtiyacın varsa onu iste! Yoksa ne işin var kutsal mabette İnstagramla, Facebook, Tiktok, Twitter ve futbol maçıyla? Pes yani hem de Pes 2024!
Bir zaman Kapalı çarşıda yaşlı esnaf bir amcadan dinlemiştim.
Kayseri’nin zenginlerinden biri, kendi tabiriyle, tam takım bir düğün sofrası hazırlatmış. Kahyasını çağırıp:
-Camiye git, namaza gelenleri soframıza davet et. Bu güzel sofrayı onlar için hazırlattım. Yemeklerimizi yer, bize de bereket için dua ederler, demiş.
Kahyada Kayserili zekasıyla namaz sonrası kapıda durmuş. Çıkan herkese;
-Yahu kusura bakmayın, ben duyamadım, imam efendi birinci ve ikinci rekatta hangi sureleri okudu? Diye sormuş.
3 kişi haricinde çıkanlar hep mazeret bildirmiş:
Kimi; bir hesap yapıyordum, işi düşünüyordum, hanım hastaydı, keçiler dağda kaldı, falan filan dedikten sonra hızlıca uzaklaşmış.
Kahya 3 kişiyi zengin sofra için konağa davet etmiş.
Ev sahibi, biri de hoca olan 3 kişiyi görünce hem şaşırmış hem de üzülerek kahyaya:
- Namaza 2 kişi mi geldi?
- Beyim, gelenlere sordum gerçek ev sahibine yapılan duayı sadece bu 2 arkadaş dinlemiş. Dinlemedim diyen kaçtı gitti. Bu zengin sofraya da herhalde bunlar layıkmış diye düşünerek bunları davet ettim, diye cevap vermiş.
Yaaaa!!!
Ey kutsal mekanın Tiktokçuları! Çok cömert bir ev sahibinin davetine katılıyorsun, sana vereceği hediyelerin hiç birini almadan, burnunu büküp çıkıp gidiyorsun.
Sen git ama benim gibi boynunu büküp gelenlerin de vaktini çalıp gidiyorsun.
Böyle yapmayın.
Sizi kimse zorla oraya çağırmıyor. Oraya gelip diz çöküp boyun bükmeyeceksiniz, gelmeyin aslanım! Haftada bir Cuma’ya geliyoruz, burnumuzdan getiriyorsunuz.
Şöyle bir huzur bulalım, ayıbımızı, günahımızı yüzümüze vurmadan herşeyimizle bizi kabul eden bir dostun yanına koşuyoruz.
O’ndan bir şeyler isteyeceğiz. Sessizce yalvaracağız. Kimse duymadan yakaracağız. Ya arkadaş bütün planlarımızı bozuyorsunuz, isteyeceklerimizi unutturuyorsunuz.
Nasıl isteyeceğimizi şaşırıyoruz. Önümüzde Tiktok, bir yanımız İnstagramcı öteki tarafta Facebok, onun yanındaki maç oynuyor, Pes Yani!
Ya arkadaş heyecanımı çalıyorsunuz.
Adamlar kapıya ‘Lütfen Cep Telefonlarımızı Kapatalım” diye yazı asmış.
Yahu bir kere de Yaradana bağlanın.
O’nunla çevrimiçi olun.
O’nunla mesajlaşın.
Ben ve benim gibiler bu amaçla geliyor, belki bu amacı gerçekleştirebiliriz diye ümit ediyoruz.
Şu sizin yaptığınız işe bak. Bir çuval inciri berbat ediyorsunuz. Gidin öte tarafta oynayın.
Bir de telefon zilini oyun havası, memleket türküleri, fasıllar, klarnet, darbuka yapan garip tipler, benden de yaşlı amcalar var.
Yahu ne enerji, ne heyecan varmış sizde.
Adam ikinci rekata bedenini zor kaldırıyor, ama cep telefonu ‘ Oynama şıkıdım şıkıdım çalıyor’.
Ya emmiii biraz ciddiyet lütfen.
Hele bazı telefonlar arayanın ismini bağırıyor, diyeceğim ama inan bana, bağışlayın beni,sanki anırıyor desem yeridir.
Bir telefondan ‘aşkıımmm’ diğerinden “Sevgiliiimmm’ bir başkası ‘ Bidenemmm’ , ‘Anaaammm’ Ortaaaammm’, ‘Müdürüüümm’, ‘Sütçüüüü’ sesleri yükseliyor okutsal mabedin içinde.
Yapmayın beyler. Özel hayatınız bizi ilgilendirmez. amma velakin ayıptır, günahtır. Biraz ciddiyet.
Yahu oradaki insanlara yaptığınız saygısızlık neyse de ev sahibine çok ayıp ediyorsunuz.
Bizim gibileri de neredeyse günaha sokacaksınız. Haberiniz olsun.
Haaa unutmadan son söz şunu söyleyeyim. Mabede girişte cep telefonunu kapatmayanlar bari telefonunuzu pantolonun arka ceplerine koymayın.
Çünkü telefonunuza arama geldiğinde sağınızda, solunuzda, her tarafınızda garip ışıklar yanıp sönüyor.
Tuhaf müziklerle beraber titreşimden kaynaklı tanımlanamayan sesler de geliyor. Haberiniz olsun, benden söylemesi. Akıllı olun. Bundan sonra gelince ya adam gibi durun, ya da gidin mabetten uzak yer de oynayın.