Varımsıya yeni bir kelime gibi bakmayın! Zira geçmişi oldukça eskidir. Çünkü varlığı evren tarihi kadar eskidir ve gözümüzün alabildiğine kadar çoktur.
Şu gözlerimizle ne görüyorsak işte odur varımsı. Varımsı gerçekten var gibi görünen ancak, mutlak olmayan bir varlık. Bu yönüyle sanki bir gölge, bir ışık gibi. Işık söner, gölge kaybolur. Hepsinin bir miadı vardır. Zamanı geldiğinde yok olur.
İnsan da tıpkı böyle, eşya da böyle, canlı da, hayvan da, yok bile biter, yerini vara bırakır, var da gider yerini yoka bırakır. Sonuçta hepsi değişir, dönüşür, yok olur, tükenir, kaybolur gider. İşte bu açıdan bütün mevcudat varımsıdır. Yani var gibi görünen ama yok olmaya mahkûm olan varımsıdır. Mutlak surette var olan bir Allah?tır.
Allah vardır bizler ve bütün mevcudat varımsı. Mutlak olarak var değiliz asla. Bunlar yıllardır tecrübe edilen gerçeklerdir. Hal böyleyken varlık iddia edip de, sonsuza kadar yaşayacakmış hesapları yapmak akıl işi değildir. Hele bu uğurda ölesiye çalışmak, çarpışmak en az kendi varlığımız kadar varımsıdır, o dahi geçicidir.
Var gibiyiz ama ileriye dönük yok olacağız. Şimdiden var olmadığınızı en azından varımsı olduğumuzu anlamalı, bunu benimsetmeliyiz kendimize. Aksi halde ölümün habercisi olan yaşlılık ile bunun kabul edilme noktasında büyük sıkıntılar yaşayabiliriz. Zira insan, içindeki büyük nefs ile bir gün yok olacağını anlaması hem zaman almakta, hem de gayet zor olmaktadır.
İnsanın kendisini var değil de varımsı olarak kabul etmesi, bu gerçek ağır geldiğinden bir hayli zor olmaktadır. Bu yüzden varımsıyı ve popüler olan bu gerçeğimizi en baştan iyi anlamalı ve düzgün yorumlamalıyız ki zaten eskiyip yok olacak varlığımızı daha fazla yıpratmayalım, o vaktimizi boşa harcamayalım.
Kayseri Anadolu Haber