Avukat Fevzi Konaç, Kayseri Şeker Fabrikası'nda kayyum olduğu dönemde de dosdoğru çıkışlarıyla takdir ettiğim bir isimdir. Kayyum heyetindekiler ilçelere yaptıkları ziyaretler için bile kendilerine harcırah çıkararak nemalanmaya çalışırken bu harcırahları "ne alakası var kardeşim, ilçeye yapılan ziyaret kayyumun işinin bir parçası, araba kurumun arabası, yakıtını kurum veriyor, şoförünü kurum tahsis ediyor, üstüne bir de harcırah almak da neyin nesi!" diye tepki göstererek harcırah almamasıyla bravo dedirtmişti... Kayyumun görevi sona erdiğinde kayyum heyeti başkanının Pancar Kooperatifi başkanlığına adaylığı, "kooperatif çiftçilerindir, çiftçiler yönetmelidir. Kayyumdakiler fabrikanın yönetiminde görev alacaksa alabilirler ama kooperatif yönetimine talip olmamalılar." diye tavır koymasıyla da bravo dedirtmişti... Sormadık ama sanırım geçen gün "DÜM'den GÜM'e" başlıklı yazımda değindiğim kayyumun p?.fik skandalıyla ilgili de yine "bravo" dedirtecek bir tavır sergileyecektir. Son dönemde iktidara yakın çevrelerin yahut iktidar gücüyle biryere gelen kimselerin haksızlıklarına, haksızlıktan yana tavır almalarına o kadar alıştık ki, doğru bir şeyler yaptıklarında "bravo" demek durumunda kalıyoruz. Konaç, iktidar çevreleriyle de yakın, iktidar gücüyle makama da oturmuş bir isim olmasına rağmen sanırım Milli Görüş gömleğini çıkarmadığından mıdır nedir doğru tavırları ile öne çıkıyor. Cuma günü arkadaşlar sayfayı toparlarken manşete de şu anda Kayseri Barosu başkanlığı görevini yürüten Fevzi Konaç'ın ABD'nin Suriye'ye girmesi için çırpınanlara facebook üzerinde gösterdiği tepkisini hazırlıyorlardı. Ben, Konaç'ın "...Irak'ta yaşanan savaşta ABD ve müttefiklerinin cinayetleri, ölen çocuklar, tecavüze uğrayan kadınlar ortadayken, böyle bir maceraya yeniden destek verilmesi için yazılan çizilenlere hayret ediyorum. İncirlik Üssü'nün bu amaç için kullanılması ve yeni katliamların vebalini, buna çanak tutan hiç kimse ödeyemez.. şeklindeki sözlerini okuyunca "helal olsun" dediğimde Mehmet Serbez arkadaşımız da esprili tarzıyla, "sabah yürek mi yedin diye sormak lazım" dedi... Hakkatten yürekli bir çıkış... Haber, Cafer Zengin arkadaşımız tarafından, "Fevzi Konaç'tan çanakçı tepkisi" başlığı ile manşetten yayınlandı. ABD'yi Suriye'ye karşı kışkırtanlarla ilgili düşüncelerimi "Savaş tamtamcılarına fıkra" ve "Esma'ya mektuba ağlayanlar Nur'un mektubuna ne yapmıştı?" başlıklı yazılarımda aktarmıştım. Konaç gibi düşünen ama iktidar yandaşlığı, yalakalığı nedeniyle bu konudaki görüş ve düşüncelerini ortaya koymayanlar utansın. Konaç gibi düşünmeyenlere gelince... Biraz daha ileri giderek ifade edeceğim; küresel emperyalist güçlerin Suriye'de ki emelleri bilinirken ABD'nin Suriye'ye saldırmasına çanak tutanların imanından da şüpheliyim. Neden mi? Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan iken ve "Sizden her kim. bir kötülük (haksızlık) görürse onu eliyle değiştirsin. Eğer eli ile değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Dili ile değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle buğz etsin (reddetsin) ki, bu imanın en zayıf derecesidir." Hadis-i Şerif'i de ortadayken nasıl şüphe etmem ki?
KAYNAK: Kayseri Olay Gazetesi
