"Aşura" kelimesi İslam coğrafyasının belleğinde olan bir kavramdır. İnanç, tarih ve siyaset içeriklidir. Şia'nın siyasallaştırdığı ve daha çok Kerbela olayı ile tanımlamaya çalıştığı aşura günü yani 10 muharrem; İslami kültürde Âdem peygamberle başlatılan, ancak çok peygamberin de içinde rol aldığı ve kutsal kılınan bir gündür. Müslüman olduğunu söyleyen Sünni, Şia ve diğer tüm topluluklar bu güne sahiplenirler.
Hicri/Kamerî ayların ilki olan Muharrem'in onuncu
günü; Âşûre günü adını alan bu günde oruç tutulurdu. Âşûre orucu denen bu oruç, İslâm'dan önce Araplar'ca bilinirdi. Hz. Peygamber Medine'ye geldiği zaman Yahudiler'in Âşûre günü oruç tuttuklarını gördü ve bunun ne orucu olduğunu sordu. Cevap olarak şöyle dediler: "Bugün, iyi bir gündür. Allah, İsrail oğullarını Firavun'un zulmünden bugün kurtarmıştır. Musa (a.s.) Allah'a şükür için bugünde oruç tutmuştur. Biz de tutarız dediler. Hz. Peygamber; "Biz Musa'nın sünnetine
sizden daha yakınız, dedi ve o gün oruç tuttu ve ashabına da tutmalarını emir buyurdu."
Son peygamberin (as) hayatında ibadet/oruç günü olarak yer alan On Muharrem/ aşura günü; bazı tarihi nedenlerden dolayı da mukaddes kabul edilir. Özellikle Hz. Nûh'un gemisinin bugünde tufandan kurtulup Cudi dağının tepesine oturduğunu anlatan söylentiler önemlidir. Âşûre adlı tatlı türü yemeğin çıkışı da buna dayanır. Gemidekiler o günü kutlamak istemişler ve geminin ambarında arta kalan erzakı karıştırıp bir yemek pişirmişler. İşte aşûre pişirme âdeti buradan kalmıştır. Yine Âdem (a.s.)'in tövbesinin bugünde kabul edildiği, Hz. İbrahim'in bugünde ateşten kurtulduğu, Hz. Yakub'un, oğlu Hz. Yusuf'a bugünde kavuştuğu rivayetler arasında yer almaktadır.
On muharrem Şiiler tarafından siyasallaştırılmıştır.
Mezhep argümanına dönüştürülmüştür. Şeri delili bulunmayan davranış biçimleri ihdas etmişlerdir. Şiîler Hz. Hüseyin'in Kerbelâ'da şehit edildiği gün olan on Muharrem'i matem günü sayarlar ve Muharrem'in biri ile onu arasında gülmez, et yemez, yeni elbise giymez, yeni bir işe başlamazlar. Onlar için On Muharrem dövünme ve yas günüdür.
Hâlbuki Kerbela olayına tüm Müslümanlar sahip çıkmakta ve Hüseyni bir tavır takınmaktadırlar. Hiç kimse Yezid'den yana değildir. Çünkü Yezid; zulmün temsilcisidir. Günümüzde İslam coğrafyasında Yezid adında birinin olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak, yalnız Hüseyin değil Hasan ile birlikte Hüseyin; ümmetin çocuklarının adında, yetişkinlerinin hafızasında, inancında ve kültüründe yaşarken; Yezid adı tarihin çöplüğünde yerini almıştır. Öyleyse Aşura düşman üretilen bir gün konumuna düşürülmemelidir.
İslam'ın; Adalet ve özgürlükten yana şirke ve zulme karşı direnen ve şehit edilen kahramanları pek çoktur. Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali ve Hz. Hüseyin onlardan bazılarıdır. Şehadet karanlığa yakılan bir meşaledir. Aydınlattığı alan mezhebi değil ümmet içerikli bir alandır.
Muharrem/Aşura çağlar üstü anlama sahip bir gündür. O gün özgürlük günüdür. Adem'in, Nuh'un, İbrahim'in, Yusuf'un ve Musa'nın (as) özgürleştiği ve özgürleştirdiği günün adıdır. İşte Aşure; Özgürlüğün düğün yemeğidir.
Müslümanlar başkalarının özgürlük türkülerini dinlemek ve söylemekle tatmin olmaktan artık vazgeçmeliler. Kendi özgürlük türkülerini dillendirmeliler. Öncekilerin aşuresi on muharrem.
21. yy. Müslümanlarının sekülerizmin karşısındaki aşuresi hangi gün!