“Çocukta ruh ve beden eğitimi ve gelişimi beraber yürütülmelidir.”
İbni Sina
Yeni doğan bir çocuğun annesi, çocuğun gönderdiği sinyalleri alıp buna uygun bir şekilde cevap verdiğinde çocuk iyi bir şekilde gelişir ve anneyle ilişkisi mutlu bir şekilde devam eder.
Çocuğun doğumundan itibaren onu anlayan, onu tanıyan bir anne baba çocuğuna çok şey verebilme konusunda avantajlı demektir. Çocuğu tanımanın yolu ise onun duygularını anlayabilme ve duygusal farkındalığını fark edebilme ile ilgilidir.
Bir anne babanın çocuğunun neyi neden hissettiğini bilmesi önemlidir. Aynı zamanda çocuğun bu hissettiklerini kelimelere dökebilmesi ve çevresindeki insanların ne hissettiğini anlayabilmesi de çocuğun gelişimi açısından önemlidir.
Bu açıdan bakıldığında, bir çiftçinin ekim yapmadan önce toprağı tanıması ve ekime hazırlaması ne kadar önemliyse anne babanın da yetiştireceği çocuğu hakkında bilgi sahibi olması o kadar önemlidir. Zira çocuğun duygularını anlayabilen anne baba, çocuğun duygusal zekasının gelişmesini sağlamış olacaktır ki; duygusal zekası yüksek insanların hayatın her alanında daha başarılı ve mutlu olduğu ortaya çıkmıştır.
Bu bağlamda çocuğu tanımak için çocukla sağlam bir iletişim kurmak yerinde olacaktır. Bu çerçevede yapılacak olan çocuğun kendini ifade edecek yaşa geldiğinden itibaren sürekli onunla iletişim kurmaktır. Çocuğu tanımak, ona ilgi göstermek, ilgi alanlarına inmek çocuğu daha iyi tanımamızı sağlayacaktır.
Tam bu noktada anne baba çocuğun hislerini okuyabilmeli ve bu hisleri anladığını çocuğa göstermelidir. Örneğin çocuğun arkadaşıyla oynarken üzülmesini gören anne baba bu duyguyu anladığını çocuğuyla paylaşmalı çocuğun hislerine tercüman olmalıdır.
Özellikle çocuk duygularını ifade etmeye başlamasından itibaren (üç yaşından itibaren) anne babanın çocuğa duyguların nasıl kelimeye dönüştüreceğine çalışması doğru olacaktır. Bu noktada amaç; çocuğun duygularının nedenlerini anlamasını sağlamaktır. Duyguların sürekli ifade edildiği ve dile getirildiği bir ortamda büyüyen çocuk hayatın değerli bir parçasını yakalamış olacaktır.
Hayatın ilk yıllarından itibaren duygularını ifade etmeyi öğrenen çocuk bu yolla açık iletişim öğrenecek ve etkilendiği her durumu dile getirebilecektir. Duygularını ifade edebilmeyi ilk yıllarda öğrenen çocuk hayatı sorgulamayı öğrenir. Haksızlığa uğradığında bunu ilgili kişiye sorar. Aynı şekilde duygusal olarak ihmal edilmekten kurtulmuş olur. Hakkını arayan, iyi kötüyü ayırt eden bir birey olmanın temelini atmış olur.
Çocuk, anne babaya dünyada verilen en güzel emanettir. Bu emanetin geleceğinin öğrenildiği ilk andan itibaren anne babanın göstereceği her türlü çalışma mutlaka karşılığını alacaktır. Çocuğunuzu olabileceğin en iyisine ulaştırmak için dikkat edin mükemmel biri olmak için değil. Bu düşünce sağlıklı her anne babanın birinci önceliği olmalıdır.
Sonuç olarak çocuğun büyüme sürecinde her yılın ayrı bir önemi vardır. Anne babanın çocuğa, her yaşın özelliğini bilerek davranması onun ihtiyaçlarına ve sınırlarına ilgi göstermesi çocuğun ruhsal ve fiziksel yönden güvenli bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır.