‘Çocuklarınızın zeki olmasını istiyorsanız onlara peri masalları okuyun. Eğer daha da zeki olmalarını istiyorsanız, daha da çok peri masalı okuyun.’
A.Einstein
Bilmediği bir dünyaya adım atan çocuk, çevresindeki insanların kendisi hakkındaki bilgisine ihtiyaç duyar. Kim olduğunu ve birey olarak diğerlerinin ne olduğunu ilkin anne babasına bakarak öğrenir çocuk.
Değerli olduğunu hissetmek isteyen çocuğun sığınacağı ilk yer anne babasının ilgisidir. İlk çocukluk yıllarında çocuğa göstereceğimiz bu ilgi çocuğun özgüvenine önemli katkı sunacaktır.
Benim küçüklüğümde babam beni “sarı koçum” diye severdi. Bu söylemi bir iş başardığımda söylerdi ve ben bu sözü duyabilmek için daha fazla çalışırdım. “Daha yumuş buyurmadan (emir vermeden) ağzımdan çıkar çıkmaz hemen koşar benim oğlum” derdi babam. Bu sürekli motive ederdi beni hep babam için bir şeyler yapmak isterdim. Şimdi ben de bir babayım ve babamın ne yapmak istediğini daha iyi anlıyorum.
Çocuk harika olduğunu, bir şeyleri başardığını ve bu başarıyı anne babasının takdir ettiğini görmek ister. Anne baba bir şey söylemese bile beden diliyle verdiği mesajı çocuk alır. Böylece çocuğun bu önemli ihtiyacı karşılanmış olur
Çocuk, özellikle altı yaşında anne babasının gözünde nasıl olduğunu fark etmek ister. Örneğin öğretmeni ile tanışmaya gittiğini düşünelim. “İşte bu benim oğlum” derken ses tonumuzla verdiğimiz kıymeti göstermemiz çocuğa değerli olduğunu hissettirecektir. Çocuk bu anı hayatı boyunca unutmayacaktır.
Anne babanın çocuğa göstereceği ilgi daha çocuk doğmadan başlar. Duyarlı anne babalar çocuk daha anne karnındayken ona kitap okur. Çocuğa verdikleri değer ve ilgiyi dünyaya gelmeden gösterirler. Daha çok ilgi gören çocuk daha çok çabuk serpilir ve fiziken de büyür. Erken yaşta anne babanın ilgi ve şefkat gösterdiği çocuğun öğrenme yeteneği artar. İletişim kabiliyeti gelişir, konuşmaya erken başlar. Kendini daha iyi ifade eder. Konuşma ve anlama becerileri daha hızlı geliştir.
Anne babanın şefkatini hisseden çocuk daha sakin bir kişiliğe sahip olur. Anne babadaki şefkat çocuğa yansır. Okul arkadaşlarına karşı uyumlu ve şefkatli davranır. Bir arkadaşı yere düştüğünü ilk o koşar. Yine anne babadan ilgi sevgi şefkat gören çocuk vicdan olur. İsteyerek kimsenin kalbini kırmaz, kimse zarar veremez. Vicdan ise, çocukta anne babası tarafından kazandırılır.
Anne baba çocuğa şefkati, ona müşfik ve yumuşak davranarak öğretir. Çocuk bir hata yaptığında anne baba onu affeder ve hemen cezalandırma yoluna gitmez. Çocuk bu örnekte affetmeyi öğrenmiş olur. Hem sorumluk alır hem de bir daha o hatayı yapmamaya çalışır.
“Şefkat” der Ofer; ruhun tek ilacıdır. Dünyanın şefkatli insanlar tarafından yönetilmesi daha iyi olacaktır”.