|   | 
  • Sabahattin Sürmen

    Dünyanın En Zengin İnsanı ‘Annesi’ Olandır

    Yine en baştan söyleyeyim. Anneniz varsa her şeyiniz var demektir.
     
     
    Anneniz yoksa her şeyiniz olsa da sanki hiçbir şeyiniz yok gibidir. 
     
     
    Annesi olanlar ne kadar şanslı olduklarının acaba farkındalar mı? Pazar günü kalkıp, kahvaltınızı yapıp annenizi arayabiliyorsunuz, hediyesini alıp yanına koşabiliyorsunuz. Nasıl kısmetlisiniz bir bilseniz. Anneniz Kadir Gecesi mi doğurdu sizi?
     
     
    Uzaktan da olsa ‘alo’ diyecek annemiz yok, biliyor musunuz? 
    Ne kadar acı!
     
     
    Hele annesi yanında olan seçilmiş kullar. Annesine ‘öf bile demeyenler’ siz var ya, siz ödüllendirilmişsiniz farkında mısınız?
     
     
    Kutsal kitabımız her hayrın en başında ‘anne’ var diye emrediyor. Hep anneyi öncelemiş: Anne.
    Kutsal emir böyle olunca boşuna dememişler, “ Cennet anaların ayakları altındadır” diye.
     
     
    Kayserililer bedel bile biçmişler:
     
     
    -Annem olsun da bir trilyon da borcum olsun!
    Gerçekten anne; büyük nimet, muazzam bir kıymet, paha biçilmez rahmettir.
     
     
    *** 
     
     
    Hani her beğenmeyip;
     
    - Her gün ‘anneler günü’, anne bir günde hatırlanmaz, bu gavur icadıdır,   
    şeklinde sızlananlar var ya, onlarla hiç de aynı fikirde değilim! 
     
     
    Sanki her gün annelerini arıyorlarmış gibi yaramazlar! 
    Yıllardır aramayan, sormayan, halin nicedir, ne yiyorsun, ne içiyorsun, ilaçlarını alıyor musun demeyenler var. Siz neyden bahsediyorsunuz? 
     
     
    Ben seviyorum böyle özel günleri, anneler günü, babalar günü, dedeler günü, doktorlar günü, avukatlar günü… 
    Ne güzel işte birader, nesi var, neyi zarar? 
     
     
    Yıllarca anasını, babasını, kardeş(ler)ini aramayan bahtsızlarla aynı dünyada yaşıyoruz. 
    Hiç olmazsa bir gün için olsun bangır bangır bağırıp hatırlatıyorlar. Hiç yoktan iyidir. Bir, hiçten büyüktür!
     
     
    Anneler Günü! 
    Hiç olmazsa belki bugün ararlar da, ‘anacığım’, ‘anneciğim’ der zavallılar.
     
     
    ***
     
     
    Sevgili annesi soruyor:
    -Oğlum, kızım, yavrum nerelerdesin? Seni çok özledim!
     
     
    Cevap veriyor hayırsız:
    -Anne iş-güç çok yoğunum ya! Hadi seni sonra ararım.
    Sizin işinizin de gücünüzün de… Tövbe tövbe ya! İnsanı günaha sokacaklar.
     
     
    Yahu bir insanın annesinden daha önemli ne işi olabilir?
    Hani bir hikaye anlatırlar ya:
     
     
    Her insan yaratıldığında ömür boyu onu koruyan bir melek yanında gelirmiş.
     
     
    -Ben yanımda hiç melek görmedim, diyene:
     
    -O melek senin ‘annen’ cevabı verilirmiş.
     
    Hakikaten heyecan verici bir cevap, muhteşem bir kapak!
     
    Çok sevdim bunu.  
    Gerçekten;
    ‘Ana başa taç imiş,
    Her derde ilaç imiş, 
    Kul pir fani olsa da
    Bir anaya muhtaç imiş…’
    Vay anam vayy! 
     
     
    Ne güzel söylemiş. Anneleri tam anlamıyla anlatıyor. 
     
    Yaratılanlar olarak, her yaşta insan olarak bir anaya muhtacız.  Bunun lamı cimi yok…
     
     
    En şifalı, acısız, sancısız, ağrı kesici, her derdi gideren bir ilaçtır Anne!
    Çünkü annenin yanında hiç büyümüyoruz. O’nun hep yavrusuyuz biz. O’nun minik evladıyız. Minicik tatlı kızı, aslan oğluyuz. 
     
     
    Kızları prenses, oğulları prenstir annesinin. Bu sultanlık hiç değişmez. Sadece annesiz kalınca biter.
     
    Anneniz varken prenses ve prens olmanın keyfini doyasıya yaşayın şanslılar.  
     
    Çoğu zaman farkında değiliz ama anne ile hayatımız ne kadar renklidir. 
     
    Dizine yatarsınız. Göğsüne yaslanır, sırtından sarılır, yanaklarından öper, bitmez tükenmez naz edersiniz.
     
     
    Yemeklerini beğenmez, aldıklarını giymez, çağırdığında gitmezsiniz. Ama yine de hiç darılmayan, kırılmayan, küsmeyen bir melektir anne. 
     
    Hastalandığınızda sizden daha perişan olur, uykuyu unutur. 
     
     
    Gecesi gündüzüne karışır. Ayağa kalkana kadar başucundan ayrılmaz. Vefalıdır anne.  
    Bu ne sadakat böyle anne…
     
     
    9 ay karnında taşıdı, sırtında Kabe’ye götürsen hakkını ödeyemezsin değerlendirmelerine daha hiç girmiyorum. 
     
    Bu yaşa geldik, ama hala bebekler gibi annemi özlüyorum, O’nu arıyorum, anıyorum. 
     
    Keşke bunu yüz yüze yapabilseydim, ellerine sarılabilseydim, yanaklarından öpebilseydim. 
     
    Telefonla bari arayıp konuşabilsem, sesini duyabilseydim. 
     
    Fakat maalesef, yapamıyorum. Çünkü O artık yok. Benim meleğim ahiretine göçtü. 
     
    Benim gibi annesi göçmüş pek çok insan var, bunun farkındayım. 
     
    Annesiz olmak çok acı! Bunu bilin istedim.
     
    Annenizin kıymetini bilin şanslı keratalar! 
     
    Bugün anneler günü. 
     
    Kalkın oturduğunuz yerden ve annenizi arayın. Sesini duyun, sesinizi duyurun. 
     
     
    O’nu ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin. Yakındaysanız hediyesini alın, uzaktaysanız bir çiçek gönderin.
    Gerçi O’nun çiçeği sizsiniz ya.  
     
     
    Kıymetini bilin, annelere vefasızlık, saygısızlık etmeyin. Sevginizi O’ndan esirgemeyin. 
     
    Unutmayın anne evlatlarının tek bir şeyine muhtaçtır:
    Sevgisine…
     
     
    Evladını öperek büyüten, öpücüklere boğan annelerinizi siz de sevginizle besleyin. 
     
     
    -Kocaman adam annesine ağıt yazıyor, demeyin. 
     
    Çünkü ben annemin çocuğuyum.
     
     
    Fakat bakın Azerbaycan’ın Muhteşem Şairi Bahtiyar Vahapzade’nin nasıl ağladığını okuyun.  
     
     
    Yazdıklarını okuyun da hem beni anlayın, hem de annenizi arayın! 
     
    Ağlamayın, anneniz üzülmesin, ne derdi var diye büzülmesin.
     
    Anneniz yoksa siz ağlayabilirsiniz.
     
    Ağlayın, sizi gidi annesiz zavallılar!  
     
    Annem Öldü mü?       
     
    Ne hız ellerini üzdün dünyadan
     
    Balanı tek koyup nereye gittin?
     
    Nasıl yok oluyormuş bir anda insan
     
    Sanki bu dünyada hiç yok imişsin.
     
    Güneş gurup etti… oda karardı…
     
    Bir anda yok oldun sen hayal gibi.
     
    Şimdi düşünürüm senden ne kaldı.
     
    Gönlünde hatıran kara hal gibi…
     
    Beni boya başa yetirdin anne
     
    Bize borçlu bildik her zaman seni
     
    Sen beni dünyaya getirdin anne
     
    Bense yola saldım dünyadan seni…
     
    Sen bana beşikte ninni çalmışsın
     
    Bugün ninni çalsam sana ben de mi?
     
    Senin şirin şirin ninnilerini
     
    Sana gaytarayım cenazende mi?
     
     
    ***
     
     
    Bu nice dünyadır bu nice dünya
     
    Ölüm hakikat hayatı rüya
     
    Derdimin gamımın ortağı sendin
     
    Niye yüz çevirdin ya niye benden? …
     
    ‘Derdin bana gelsin’ hani diyordun
     
    Niye dert ekledin derdime ya sen
     
    Annem, kimse seni darıltmamıstır,
     
    Ben seni
     
    Ben seni darıltan kadar.
     
    Şimdi kime açsam derdimi bir bir
     
    Kim benim derdime yanar sen kadar?
     
    Evin her yerinde görülür yerin
     
    Gözüm ahtarcıdır anne ey anne
     
    ‘Ninem’ ‘hani’ diyor küçük azerin
     
    Ne cevap verem ana ey ana
     
    Bilmem bilmem bilmem bu ölüm nedir
     
    Hayat var iken
     
    Nefesin ey anam hala evdedir
     
    Kendin yer altında taşa dönmüşsün
     
    Bugün yedin oldu…
     
    Annem yedi gün,
     
    Bizimle beraber ağlar odalar
     
    Sana
     
    Yalnız sana
     
    Sana demek için
     
    Gönlümde ne kadar bilsen sözüm var…
     
    Annem ısmarlandın anne toprağa
     
    Bu ölüm sineme çekti dağ benim
     
    Sen benim arkamda benzerdin dağa
     
    Sanki de arkamdan uçtu dağ benim…
     
     
    ***
     
     
    Artık senin için durdu zaman
     
    Benim için dolaşır
     
    Gün olur akşam…
     
    Vakit geçer sen benden uzaklaşırsın
     
    Ben sana günbegün yakınlaşırım…
     
     
     
    Anneler günü kutlu olsun…

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.