|   | 
  • Sabahattin Sürmen

    Etle Kemiğe Bürünüp Yunus Diye Görünmek

    Sanayicinin sessiz çığlığı başlıklı makaleye sanayicilerden büyük  destek geldi. Bir çok iş adamı arayıp teşekkür etti.

    Amacım sanayici güzellemesi yapmak değil sanayicilerin aslında ne kadar  kıymetli olduklarını anlatmaktı.

    Kendileri, şehirleri ve ülkeleri için böylesine değerli insanların içinde bulundukları sıkıntıların giderilmemesi halinde bu sıkıntıların toplumun tamamına yayılacağını vurgulamak, alınması gereken tedbirlerin altını çizmekti.

    Yazıyı okuyan sanayici dostlarım da bu nedenle teşekkür ederken bazıları bir konuda serzenişte bulundu.

    Yazı uzundu…

    Hatta bir hemşerim ‘senin güzel yazıyı Hopa-Bartın arasında (yaklaşık 1000 km ve 12 saat yolculuk) anca bitirebildim.’

    Hemşerimin benzetmesi muazzam oldu. Arkasından da ekliyor: ”Şunu da yazmış mı, diye baktım, okudum.

    Çıktım, geldim bunu da yazmış mı diye tekrar tekrar baktım, onu da okudum. Ya biz iş adamıyız akşama kadar senin yazıyı okumayalım, işimiz gücümüz var’

    İşte ben de ‘şunu da yazayım, bunu da yazayım kaygısıyla’, hiçbir şeyi boş geçmeyeyim anlayışıyla yazı haliyle biraz genişlemiş olabilir.   

    Size yeryüzünün en büyük buluşmalarından birini anlatacağım. Bu iki muhteşem insandan biri ne benim ne de başkası. Olay ve sonsöz önemli.

    Buluşmanın çok farklı anlatım şekilleri var ama ben okuyucularımızın isteği ile kısaca anlatacağım.

    Mevlana Celaleddin Rumi ve Yunus Emre buluşuyor. Hoş muhabbetlerin içinde Mevlana 6 ciltlik ve 25,700 beyitlik Mesnevisi’ni Yunus Emre’ye okuyor. O da sessiz sedasız dinliyor. Ara ara küçücük cevap veriyor.

    Ayrılık vakti gelince Mevlana Yunus’a soruyor. Yunus’um Mesnevi’yinasıl buldun?

    Yunus Emre’nin cevabı muhteşem:

    Çok emek vermişsiniz. Ben olsam şöyle derdim;

    ’Etle kemiğe büründüm,

    Yunus diye göründüm.’

    Biri 6 cilt ve 26 bin beyit. Diğeri bir beyit…

    Ne demek istediğim umarım aşikar olmuştur.

    Bazen Yunus gibi söyleyebilmek Mevlana gibi yazmaktan geçiyor sanki…

    Söylenmesi gereken birikince yüzeyden geçmek de kolay olmuyor…

    Nitekim Büyüksimitçi de Özkaya da son açıklamalarında aynı şeyleri maalesef tekrarladılar.

    Geçtiğimiz günlerde sanayicilerimizin ulusal pazarlarda rakipleriyle verdikleri mücadelenin göstergesi olan ‘rekabet endeksi’ açıklandı. Durum Büyüksimitçi ve Özkaya’yı ve de sessiz çığlığın sahiplerini sonuna kadar doğruluyor.

    İlk 5 ay ihracatımızın 1,5 milyar dolar, 2024 toplam ihracatının da 4 milyar dolar civarında olduğu düşünüldüğünde bu rakamların daha da artması gerekmez mi?

    Nitekim 2025 ihracat rakamlarının da 4,4 milyar dolar olacağını tahmin etmekte zorluk çekmiyorum.

    Haydi şu ihracatı patlatalım…

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.