06.11.2013 Tarihli Cuma Hutbesi
Muhterem Kardeşlerim!
Yüce Rabbimiz; ?Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.?1 buyurarak varlıkların en şereflisi kıldığı biz kullarına, vazgeçilmez ve dokunulmaz haklar vermiştir. Din, dil, ırk, cinsiyet ve sosyal statüsüne bakılmaksızın hemen her insanın yaşama, din ve düşünce özgürlüğü, özel hayatının gizliliğine saygı, adil yargılanma ve mülkiyet gibi temel hakları vardır.
Genelde tüm ilahi dinlerin, özelde de İslâm?ın korumayı amaçladığı beş temel esas vardır ki, bunlar; dinin, canın, aklın, neslin ve malın korunmasıdır. Dinimizin getirdiği hükümler bu beş esasın, dolayısıyla insanların hak ve menfaatlerinin korunmasına yöneliktir.
Kıymetli Kardeşlerim!
Yüce Rabbimiz; ?Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır.?2 buyurarak, hayat hakkının önemine dikkat çekmektedir. Bu çerçevede soykırım ve katliamın yasak olması, savaş halinde iken bile kaçan yaralıların öldürülmemesi gerektiği, kadınlara, çocuklara ve din adamlarına dokunulmaması gibi hükümler de3 İslâm?ın hayat hakkına verdiği önemin birer yansımasıdır.
Dinimiz bir taraftan insanın hayat hakkını kutsal sayıp, teminat altına alırken, öte taraftan kişilerin şahsiyetlerini ve özel hayatlarını da korumayı amaçlamıştır. Bu nedenledir ki, dedikodu, gıybet, iftira, alay etmek, kötü lakap takmak gibi insan onurunu rencide edici her türlü söz ve davranış yasaklanmıştır.4 Yine insanların birbirlerine kötü zan beslemelerinin ve gizli hallerini araştırmalarının yasaklanması,5 evlere izinsiz
Girilemeyeceğinin belirtilmesi6 özel hayata saygı gösterilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Değerli Kardeşlerim!
Bir toplumda insan haklarının hayat bulması ve gelişmesi; hukukun üstünlüğüne ve adaletin varlığına bağlıdır. Bu sebeple Kur?an-ı Kerim?de ve Resulullah Efendimizin sünnetinde adalete devamlı vurgu yapılmış, haksızlığın ve zulmün hem dünyevi cezayı hem de uhrevi azabı gerektireceği hatırlatılmıştır. Rabbimiz, adaletle muamele edilmesini isterken7, şahsi menfaat, akrabalık ve düşmanlık gibi durumların bu ilkeden sapmayı mazur göstermeyeceğini bildirmiştir.8Ahirette adaletle hükmedileceği hakikati de ısrarla vurgulanmıştır.9
Adaletin yakından ilgili olduğu diğer bir kavram da eşitliktir. İslâm nazarında insanlar hak ve değer bakımından eşittir. Kimsenin diğerine karşı, ırk, renk, cinsiyet ve dil bakımından bir üstünlüğü yoktur. Kur?an?a göre yegâne üstünlük ölçütü takvadır.10 Peygamber Efendimiz de Veda Hutbesinde evrensel anlamda eşitlik ilkesine vurgu yaparak; ?Ey insanlar! Dikkat edin, Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem?in çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arab?ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arab?a, kızılın siyaha, siyahın da kızıla takvadan başka bir üstünlüğü yoktur.?11 buyurmaktadır.
Kardeşlerim!
Kur?an ve sünnet terbiyesinde yetişmiş bir mümin, başkalarının hak ve hukukuna tecavüzde bulunamaz, kimseye eziyet edemez. Bizler de birbirimizin haklarına saygı ve riayeti dini bir görev kabul edip, Kur?an?ın ruhunu ve sünnetin örnekliğini esas alarak Yüce Rabbimizin rızasına erişmeye çalışmalıyız. Hutbemizi, Resulullah Efendimizin konunun önemine dikkat çeken şu uyarısıyla bitirelim; ?Kimin üzerinde din kardeşinin namusu ya da malıyla ilgili bir zulüm varsa altın ve gümüşün bulunmadığı kıyamet gününden önce onunla helalleşsin. Aksi takdirde kendisinin Salih amelleri varsa, yaptığı zulüm miktarınca sevabından alınır, hak sahibine verilir. İyilikleri yoksa, zulüm yaptığı kardeşinin günahından alınır, onun üzerine yükletilir.?12
Hazırlayan: Dr. Ülfet GÖRGÜLÜ
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Redaksiyon: D.İ.B. Hutbe Komisyonu
1 İsrâ, 17/70
2 Mâide, 5/32
3 Buhârî, Cihad, 147-148
4 Hucurât, 49/11
5 Hucurât, 49/12
6 Nûr,24/27-28
7 Nisa, 4/58
8 Mâide, 5/8; Nisa, 4/135
9 Yûnus, 10/54; Enbiya, 21/47
10Hucurât, 49/13
11Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 411
12 Buhârî, Mezâlim, 11
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.