Çiçekleri beyaz ve hoş kokulu, kirazı andıran kırmızı meyvesinin içinde iki çekirdek bulunan, dikildikten yaklaşık 3 yıl sonra meyve vermeye başlayan ve 30-40 yıl boyunca aralıksız meyve veren bir ağaç türüdür kahve ağacı. Zorlu, meşakkatli yollardan geçerek gelir. Ondan olsa gerek kahve, dostlukları güçlendirir, muhabbeti ve sevgiyi artırır. Türk kahvesi, dostluğun simgesidir bir nevi. Kahve, en güzel bahanesidir muhabbetlerin.
Yılların kahvecisi İlhan Billur, Kayseri'nin en meşhur kahve üreticilerinden biri. Aynı zamanda da İnşaat Mühendisi. Kahve sevgisi daha önde geldiği için kendi mesleği yerine kahveciliği tercih ediyor Billur. Bunun yanı sıra kahvenin köpüksüz olanının daha sağlıklı olduğunu ifade ediyor yılların kahvecisi...Kar360 Haber olarak yılların kahvecisi İlhan Billur'a kahvenin serüvenini sorduk o da sorularımızı yanıtladı.
İnşaat Mühendisi ama kahvecilik yapıyor
İşinden oldukça memnun olan İlhan Billur, kahve ile haşır neşir olmanın kendisine keyif verdiğini anlatıyor: " İnşaat mühendisliği okudum. Çünkü benim zamanımda şartlar çok farklıydı. Bu nedenle elimde bir bilezik olsun istedim. Ama mesleğimi hiç yapmadım şu ana kadar. Pişman da değilim. Çünkü babamın mesleği olan kahveciliği devam ettirmek istedim. Hem de bunu keyifle yaptım hala da böyle."
Siyah İnci ?Keyfe?
Kahvenin hikayesi soruyoruz Billur'a o da bize şunları anlatıyor: "Kahve rivayetlere göre Veysel Karani (k.s) develerini otlattığı bir gün, etrafına mis kokula saçan beyaz çiçekli bir bitkiyle karşılaşır. Bir müddet sonra beyaz çiçekler oval şeklinde çekirdeği olan bir meyveye dönüşür. Yeşil yaprakların arasında siyah bir inci gibi görünen taneler, tadına bakmak istediğinde Üveys'e çok acı gelir fakat o gönülden bir teslimeyetle " Allah her bir nimeti bir fayda için yaratmıştır" der ve dalından koparıp kor ateşin üzerine bırakır. Ateşte kavrulunca acılığı giden taneler etrafına mis gibi bir koku saçar. İnsanı mest eden bu güzel kokulu meyvenin tadına tekrar bakmak isteyen Veysel Karani, doyumsuz lezzetinin yanı sıra aklına berraklık verdiğini de hisseder. Çiğnerken büyük keyif duyduğu bu bitki için "mademki yiyeni keyiflendiriyor o zaman bunun adı ' keyfe' olmalıdır" der. Veysel Karani'ye istinat edilen bu efsaneden sonra "keyfe" sözcüğünün zamanla yerini kahveye bıraktığı söylenir. "
Yemenlilerin daha sonra kahveyi alıp kendi ülkelerine ektiğini belirten Meşhur Kahveci: "Yemen Osmanlının himayesinde olduğu dönemde kahve Osmanlı kültüründe yerini almış oldu. Osmanlı Devleti Avusturya?yı kuşattığında kahveyi develerle götürüyorlar. Dönerken de develere ağırlık olduğu için Tuna nehrine kahveyi döküyorlar. Avrupalılar da bunları görüyor onlar da tanıyor; derken bu şekilde yayılıyor." diyor.
Yılların kahvecisi İlhan Billur, bilinen iki çeşit kahve çekirdeği olduğunu ve bunların 'Arabica' ve 'robusta' kahve çekirdekleri olarak adlandırıldıklarını kaydediyor: " En basit düzeyde kahveyi anlatmak gerekirse kahve ekvator bölgesinde yetişir. Bilinen tüm kahve çeşitleri arabica ve robusta, kahvelerin, harmanlanması, kavrulması ve öğütülme çeşitliliğiyle elde ediliyor. Mesela, Brezilya'da yetişen bir kahve çekirdeğinden Türk kahvesi de yapabilirsiniz, bir espresso veya cappuccino da...? Şu an ise dünyanın kahve ihtiyacının dörtte üçü Brezilya'dan karşılanıyor.
"Kafein kahveden üretiliyor"
"Kahvenin iki türlü faydası var." diyen Kahveci İlhan Billur, kahvenin sabah aç karnına içildiğinde vücudu dinçleştirdiğini ve insanı kendine getirdiğini dile getiriyor. Billur: "Diğer yararı da kalbi takviye eder. Doktorların kafein diye yazdığı bir ilaç var . Kahveden üretiliyor bu. İlaç olarak kullanılıyor. Ama normalde de ilaç faydası var zaten kahvenin. Lise öğrencileri sınava gireceği zaman bize geliyorlar, "bir avuç kahve verir misin?" diyorlar. Onu yiyip sınava giriyorlar. Akılları başlarına geliyor. Bilgileri kolayca hatırlayabiliyorlar."
"Kahvenin köpüksüz olanı makbuldür"
Köpüklü kahvenin çok sağlıklı olmadığını, makbul olanın köpüksüz olduğunu öğreniyoruz İlhan Billur'dan ve şunları aktarıyor: " Kendime kahve yaparken kahveyi iyice kaynatırım. Çünkü kahve kaynadıkça güzelleşir. Hazımsal olur. İyi pişirilmemiş bir kahve ise rahatsızlık verir. Fazla kaynayan kahvenin haliyle köpüğü de olmaz. Aslında köpüklü kahve bana göre sağlıklı değil. Türk kahvesinin köpüksüzü makbuldür."
Kar360 Haber olarak kahvenin püf noktalarını soruyoruz Kahveci İlhan Bey?e o da bize anlatmaya başlıyor: "Bir fincan kahve için bir tatlı kaşığı kahve, iki kesme şeker ve bir fincan su cezveye koyulur. Kısık ateşte, kahve iyice karıştırılır. Ondan sonra bırakılır. Hafif kaynamaya başladığı an bir kısmı cezveye koyulur. Tekrar cezve ateşe koyulur beş dakika kadar kaynatılır sonra da geri kalanı fincana dökülür. Enfes kahve içime hazır."
Türk kahvesi geçmişte günümüze kadar uzanan en güzel keyif veren içecek?
Haber: Derya Savaş
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.