Kılıçdaroğlu, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul'u sendika binasında ziyaret etti.
Görüşme sonrası açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, bir sorunu en iyi o sorunu yaşayanların anlatabileceğini, ziyaretlerinin temel nedeninin de bu olduğunu söyledi.
Okulların açıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Siyasetçi olarak okullarda karşılaşılan sorunlar, öğretmen açısından, öğrenci açısından, veli açısından, karşılaşılan sorunları elbette dinleriz. Ama bu sorunları yaşayanların, bu sorunları geniş kitlelere duyurması gerekiyor. O açıdan Sayın Hocam'ın belki sorunların bir kısmını ama ana hatlarıyla size duyurması bizim açımızdan son derece önemli. Yaşanan sorunlar nedir? Sorunu yaşayanın dilinden herkesin bilmesi ve öğrenmesi gerekiyor. Birincisi, Milli Eğitim Bakanlığı. Milli Eğitim Bakanlığı aslında milli olmaktan çoktan çıkmış vaziyette. Milli Eğitim Bakanlığı eğer milliyse, bakandan bakana eğitim politikası değişmez. Bakandan bakana eğitim politikası değişiyorsa, artık o milli olmaktan çıkmıştır. Kendi siyasal ideolojilerine uygun olarak öğrenci yetiştirmek için eğer Milli Eğitim Bakanlığını kullanıyorsanız, o bakanlık Türkiye'yi çağdaş hedeflere, çağdaş amaçlara ulaştırma, daha doğrusu çağdaşlığı yakalama ve onu aşma hedefinden uzaklaşır demektir. Liyakatsizliğin egemen olduğu bir bakanlık, hele Milli Eğitim Bakanlığı, liyakatsizliğin egemen olduğu bir bakanlık milli olmaz."
Öğretmenlere "önlük baskısı yapıldığını" belirten Kılıçdaroğlu, "Siz öğretmenlere önlük göndereceğinize, çocuklara bir öğün yemek verin. Çocuk eğer okula aç geliyorsa, öğretmenle çocuk arasında ilişki kurulamaz. Hala bunu öğrenememişler. Çocuğun karnı açsa öğretmeni dinlemez. Onun birinci önceliği karnının doymasıdır." ifadesini kullandı.
"Vallahi bunlarda insaf yok. Bunlarda insanlık da yok. 'Tasarruf yapacağız.' Tasarrufu bula bula öğrencinin boğazından mı yapacaksın sen? Öğretmen. Bu sorunlar yumağı içinde, öğretmen de sorunlu. Eğer bir öğretmen öğrenciyle bağlantı kuracaksa, sınıfın yeter sayıda olması lazım. Yetmiş kişilik, seksen kişilik, altmış kişilik sınıflarda öğretmenle öğrenci, ilişki kuramaz. Öğrenciyi yetiştiremez. Bakın, 57 bin 340 dersliğe ihtiyaç var. Bunu biz söylemiyoruz. Onlar söylüyorlar. 21 yıldır siz hala 57 bin 340 dersliği yapmamışsanız siz iktidar olamamışsınız ve halkın taleplerini, öğrencilerin taleplerine, velilerin taleplerine yanıt vermemişsiniz demektir. Öğretmenlerde, tabii onların da dünya kadar sorunu var. Sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen, ücretli öğretmen. Allah aşkına ya öğretmen öğretmendir. Kadrolu öğretmen var güzel. Ne demek ücretli öğretmen? Daha düşük para veriyorsunuz ona. Ne demek sözleşmeli öğretmen? Ona da düşük ücret veriyorsunuz. Yani öğretmenin sırtından, bütçeden tasarruf yapacaksınız."
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.