|   | 
  • Cevahir Kadri

    Köprüden Önce Son Çıkış

    Hayatta her şeyi bir anda, birden görmüyor ve onlarla karşılaşmıyoruz. Hayatında hiç köprü görmemiş olanlar için bu başlığın anlam değeri çok olmayabilir. Aslında bunu, birbirinden ayrı ve uzak iki bölümü birleştiren köprüleri görmemiş olanlar için demek daha doğru.

     

    Güzel Türkçemizde birçok anlamlar barındıran köprü, akla ilk gelen anlamıyla “herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı” demektir. Köprü kelimesinin köken bilgisine baktığımızda kelimenin “köpürmek” fiilinden “köpürü>köprü” şeklinde, orta hecedeki dar ünlünün düşmesi ile türetilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü “etimoloji” sözlüklerinde “köpürmek” kelimesinin aynı zamanda “şişmek, kabarmak” anlamına geldiği belirtilmektedir. Ayrıca Moğolca “kogerge”, “şişirilmiş deri, körük, tulum; köprü” demektir. Buradan “şişirilmiş deriler üzerinden geçilebilen alan” anlamını vermek hiç de zor ve mantığa aykırı olmasa gerek.

     

    Kelimenin geçmişiyle ilgilenmek, anlam ayaklarının sağlam olmasına matuf olarak anlamı sağlama alma işidir ve yapılması da gereklidir.

     

    Köprü kelimesinin zihin dünyamızda var olan anlamları genellikle olumludur. Mecazen “iki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey” anlamıyla kullanılan köprü, bir imge olarak düşünceler arasında irtibat sağlamada kullanılır. “Kapılar açıp köprüler kurmak” söylemi bu anlamdadır ve oldukça büyük bir önemi haizdir.

     

    Türkülerde, hikâyelerde

     

    Türkülerimizde de yer alır köprüler. Türküler ekseriya acıları barındırdığı için köprüler de bu bakımdan hep acıklı olaylarla hatırlanır. Bir Kızılırmak Türküsü vardır ki düğün alayı köprüden geçerken köprü yıkılmış ve gelinle birlikte gelin alayı da Kızılırmak’ın sularında can vermişlerdir. Türkü, bu bağlamıyla âdeta bir ağıttır: “Köprüden geçerken köprü yıkıldı/ Üç yüz atlı birden suya döküldü/ Nice gelinlerin boynu büküldü// Kızılırmak nittin allı gelini/ Nasıl aldın allı pullu gelini?

     

    Köprü, türkülerde bazen “sadaka-i cariye” yani “sevabı devam eden, kesilmeyen” sadaka olarak “Köprüler yaptırdım gelip geçmeye/ Çeşmeler yaptırdım suyun içmeye” şekliyle yer alır. Hayır hasenat sahibine sevabı köprü hizmet verdiği müddetçe akmaktadır, akar da!..

     

    İnsanımızı, günümüzde köprü kelimesinin daha çok, ekonomik boyutu ilgilendirdiğini belirtelim. Geçmişte Dede Korkut Hikâyeleri’nde anlatılan Deli Dumrul’un tavrından âşina olduğumuz bir durum var: köprüden geçiş ücreti. Deli Dumrul, köprüden geçenden otuz, geçmeyenden kırk akçe alırmış. Herhâlde yapılan işi, hayrı yok sayma(!)nın cezası bu! “Takmayana, takma tavrı” veyahut!

     

    Türkiye’de köprüden geçiş ücreti ödeme bildiğim kadarıyla yarım asra yakındır geçerli bir uygulama. 12 Eylül Darbesi sonrası geçilen demokratik ortamda iktidara gelen Turgut Özal Hükümetinin uygulamaya koyduğu bu uygulama, sonraki hükümetlerde de devam etti. Hatta şimdilerde geçmeyenlerin bile para ödediği, “geçiş garantili” köprülerin inşa edildiği bir sistem söz konusu. Bu da “modern delidumrulluk” olsa gerek!.. Çünkü köprüden geçmediğin hâlde, köprüyü inşa eden konsorsiyumlara senin verdiğin vergilerinle ödemelerin yapılması söz konusu. Her ne ise!..

     

    Köprüden önce son çıkış”, gerçek anlamda, İstanbul Boğaz Köprüsü, Sultan Mehmet Köprüsü gibi kıtaları bağlayan büyük köprülerin boğaza yakın kısımlarındaki bağlantılarını ortaya koyan bir uyarı işareti ve açıklamasından ibarettir. İfade bu gerçek anlamından sıyrılıp pek çok bağlamda mecaz anlamlara sahip bir anlam dünyasına açılır. Meselâ, bir işte ortaya konabilecek son çabalar, gayretleri ifade sadedinde, öğrenciler için, sınavlardan birkaç gün önce yapabilecekleri ufak ama anlamı büyük işler ve atabilecekleri adımlar için kullanıla gelmektedir.

     

    Son çıkış ve son kutlu demler

     

    Kutlu zaman dilimleri üç ayların sonuncusunun da sonlarına yaklaştığımız şu günler için bu ifadenin de kullanılması da oldukça anlamlıdır. Bilhassa “bin aydan daha hayırlı” olan Kadir Gecesi’nin anlam ve önemi, “köprüden önce son çıkış” ifadesi ile daha iyi anlatılmaktadır.

     

    Yarına çıkacağımıza dair bir senedimiz yok, ne kadar ömrümüz kaldı bilmiyoruz. Geçen yıl Ramazan ayını yaşayanlar, Kadir Gecesi’ni görenler, idrak edenler, bayrama erişenler şimdi aramızda değiller; ebedî âleme seyahat ettiler, son yolculuklarına çıktılar. Onlar için geri dönüş yok, “köprüden önceki son çıkış”ı geçtiler ve önceki yazılarımızda ifade ettiğimiz gibi heybelerini, taslarını doldurup gittiler. Onlar yok şimdi aramızda. Ya bizler? Belki de “Ömrümüzün son demi, son baharıdır artık”, bilemeyiz. Bildiğimiz, bugün şu an, nefes alıp verdiğimiz. Şükür, binler şükür. Şükredebilmeye de şükür!..

     

    İşte, bu akşam (8 Mayıs) Kadir Gecesi. Fırsat bu fırsat, değerlendirebilene. Hadis-i şeriflerde “evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş” olarak nitelenen, mübarek Ramazan ayının son günlerindeyiz. Rabbimizin rahmet hazinesinden sağanak sağanak merhamet yağdığı bu zaman dilimlerini en iyi ve en verimli bir şekilde değerlendirmenin yollarını aramak lazım. Yoksa “burnu sürtülenler”den oluruz, hafzianallah!

     

    Bu gidiş nereye: Fe eyne tezhebûn?

     

    Her zaman geçerli olan bir kaide: Kötü, olumsuz söz, iş ve eylemlerden uzak dur! Başkasına zarar verecek, onların hakkına girilecek her türlü girişimden de uzak durmak en iyisi. Çünkü başkasına verilen zarar bizi iflasa götürür ve bizi hadislerde ifade ve ikaz edilen müflislere dahil eder.

     

    Aslında her anımız bu anlamda, bizim için “köprüden önce son çıkış” değil midir? Bir andan, sonraki ana geçebileceğimizi bilmiyoruz. Bir nefeste saklı hayatımız; nefes alıp vereme, verip de alamama ihtimalimiz söz konusu. Onun için demişlerdir ki “Bir nefeste iki can, iki ömür bağışlayan Rabb’imize şükürler olsun!”

     

    Hayatımızın muhasebesini her an yapmak fayda var. Ayet-i kerimede ifade edilen o soruyu kendimize daima sormak çok önemli: “Fe eyne tezhebûn?”, “Bu gidiş nereye?

     

    Gidiyoruz, geleceğe yol alıyoruz ama nasıl? Yolumuz nasıl, yolculuğumuz ne biçim, yoldaşımız ne âlemde? Dost, yoldaş önemli. Furkan Suresi’nde Cenab-ı Hak bize tablo sunuyor. Gelecekte, “köprüden sonra” yaşamak istemediğimiz bir hâli bize sunuyor ki “köprüden önceki son çıkış”tan önce onun gereğini yapalım. Nedir o tablo: “Eyvah! Keşke falanı dost edinmeseydim!” (Furkan, 28) Yolun sonunda bizi cehenneme götürecek bir yol arkadaşlığını kim ister? O hâlde yol arkadaşlarımızı ve davranışlarımızı gözden geçirelim. Bakınız İki Cihan Güneşi de ne buyuruyor? Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kişi dostunun dini üzeredir. Bu yüzden her biriniz, kiminle dostluk ettiğine dikkat etsin.

     

    Gerekli adımı at

     

    Evet ey insan, önce ekendi davranışına sonra da dostuna, yol arkadaşına ve onun davranışlarına dikkat et! İşlenmişse günahlardan “nasuh bir tövbe” ile tövbe et, bunlardan vazgeç. Birilerine iftira atmışsan git konuş, geri al sözlerini. Hakkına girmişsen burada helalleşmenin yollarını ara. Ahirete bırakılan her helalleşme seni müflislere dahil eder.

     

    Elinde hayır hasenat adına ne geliyorsa bunları imkân elindeyken yapmana bak. Yarına vasiyet etsen bile onun senin adına yapılıp yapılmayacağı hiç belli değil. Sen iradeni ortaya koy ve iyilikler yapmaya, kalpten kalbe iyilik ve güzellik köprüleri kurmaya devam et! Olur da yanılarak, birilerinin sözlerine kanarak yanlış değerlendirmelerle birilerine iftira atmış, haklarına girmişsen yol yakınken, “köprüden önceki bu son çıkış”ta bunlardan vazgeç ve senin yüzünden zarara uğramışların zararlarını elden geldiğince tazmin et, bunu ötelere bırakma!..

     

    Hak ve hakikat yolunda Allah ve Rasulü’nün ikazlarını iyi dinle ve dikkat et! Kıldan ince ve kılıçtan keskin “Sırat Köprüsü”nü hayırlısı ile geçebilmenin yolu “köprüden önceki son çıkış”ta yapacağın güzel işlere bağlı! Rabbim yolumuzu hak, gecemizi Kadir, onun kadrini de bilenlerden, bayramları da “cürmü hataların gittiği” bayramlardan eylesin! Bayramlar ki bütün masum kalplerin huzur ve mutluluğa erdiği demlerdir. Rabbim o demlere eriştirsin. Kadir Gecemiz ve Bayramımız mübarek olsun!

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.