Mimar denildiğinde şüphesiz ilk akla gelen, yaptığı eserlerle görenleri hayrete düşüren, tarihi bir yapı görünce ismini söylediğimiz, gelecek nesillere adeta ışık tutan usta değerimiz; Mimar Koca Sinan
Aradan geçen onca yıla rağmen adından bahsedilen yaptığı eserlerle Osmanlı ve Türk tarihine adını altın harflerle yazan Kayseri topraklarında doğan bizim en önemli değerlerimizden biri olan Mimar Sinan’ın hayatına gelin birlikte bakalım
Osmanlı döneminin en güçlü zamanlarında Osmanlı Padişahlarından olan 2. Selim, 1.Süleyman ve 3.Murad dönemlerinde baş mimar olarak görev yapan Mimar Sinan 29 Mayıs 1489 tarihinde Kayseri’nin Ağırnas köyünde doğdu. Ermeni mi, Rum mu, Bulgar mı, Macar mı yoksa Karaman Türk’ümü diye hep tartışılan isimlerden biri olmuştur. Osmanlı Devleti’nde farklı etnik kökenli çok sayıda kişi devşirme yöntemi denilen bir yöntemle eğitilir daha sonra devlette önemli yerlere memurluk görevine atanırmış. Mimar Sinan’da devşirme olan bir çocuktu ve kendisi isteyerek devşirilmiş ve İstanbul’da Acemi Ocağına alınmıştır. Asker yetiştiren Acemi Oğlanlar Ocağında bina yapı işlerinde görev aldı. Ayrıca bu dönemde dönemin en önde gelen mimarlarının yanında çalışma fırsatını da yakaladı. Daha sonra ise Yeniçeri Ocağına alındı.
Mısır, Çaldıran, Mohaç, Rodos gibi birçok sefere katıldı. Moldovya seferindeyken Prut Nehri’nin üzerine on üç günde içinde kurmuş olduğu köprüyle Kanuni’nin takdirini kazanmıştır. Katılmış olduğu seferlerde de Balkanlar, Viyana, İran, Irak, Mısır, Suriye ve Güney Avrupa gibi birçok yerde mimariyi incelemiştir. Bir süre sonra Mimar Acem Ali’nin vefat etmesi sonucu Kanuni Sultan Süleyman kendisini Baş mimarlık makamına getirir. Yaklaşık 50 yıl sürecek olan görevi sırasında birçok anıtsal yapı inşa eder. Mimar Sinan dediğimizde aklımıza hemen bilindik eserleri gelse de kendi değimiyle “Çıraklık, kalfalık ve ustalık dönemi” eserleri olduğunu söyler. 1548 yılında yaptığı Şehzade Mehmet Camii ya da Şehzadebaşı Camii onun çıraklık, 1557 yılında eseri olan ve kendisine ‘Koca’ lakabının verilmesini sağlayan Süleymaniye Camii ve külliyesi kalfalık dönemi son olarak da eserin ismini duyduğumuzda Mimar Sinan’ı aklımıza getiren ustalık dönemi eseri olan 1569 – 1575 yılları arsında inşası yapılan muhteşem eseri Selimiye Camii.
Mimar Sinan hayatı boyunca Anadolu’da, Balkanlar’da, Halep’te, Şam’da 400’e yakın eser bırakmıştır. 81 camii, 51 mescit, 55 medrese, 26 darül-kurra, 17 türbe, 17 imarethane, 3 darüşşifa (hastane), 5 su yolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 hamam ve de Sadece inşa ettiği eserlerle değil aynı zamanda yaptığı onarım ve eklemelerle de bir çok önemli eserin günümüze gelmesini sağlar ki bunların arasında en önemlisi Ayasofya’dır. Selimiye Camisi de Dünya Kültür Mirası listesindedir.
Yaşamına onca eser sığdıran usta mimarımız 17 Temmuz 1588 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. İhtişamlı eserlerin sahibi Mimar Sinan ölmeden önce kendisi için tasarladığı sade bir türbeye defnedilir.
Osmanlı döneminden sonra Cumhuriyet dönemiyle beraber Mustafa Kemal Atatürk, Mimar Sinan’ı unutmamıştır. 1982 yılında ise Güzel Sanatlar Akademisi kanun hükmünde kararname ile üniversiteye çevrilmiş ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi adını almıştır.
Bu topraklarda doğan, ülkesi için birçok sefere katılan, bıraktığı eserlerle adını dünyaya duyuran büyük ustamızı rahmetle anıyoruz ve gelecek nesillere tuttuğu ışığın daim olmasını diliyoruz.
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.