AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, siyasette, iftiraları, soruşturmaları gerçek gibi ifade etmenin, yarın, parlamentonun itibarını zedeleyeceğini belirterek, "11 yıldır bu ülkede mafyayla, çeteyle, yolsuzlukla mücadele eden bir iktidarın, bu süreç içinde kim yaparsa yapsın, ucu nereye giderse gitsin bu konuyu araştırmak boynunun borcudur" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı'nın görüşmelerinde, İstanbul merkezli operasyon gündeme geldi.
AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş, kim yolsuzluk yapıyorsa, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyorsa, nüfuz kullanarak bilerek ya da bilmeyerek menfaat sağlıyorsa, üzerine sonuna kadar gidilmesi gerektiğini ifade ederek, "11 yıldır bu ülkede mafyayla, çeteyle, yolsuzlukla mücadele eden bir iktidarın, bu süreç içinde kim yaparsa yapsın, ucu nereye giderse gitsin bu konuyu araştırmak boynunun borcu, vazifesidir" dedi.
Kendisine laf atan CHP Milletvekili Kamer Genç'e, "Seninle tartışmaya girmiyorum, muhatap almıyorum. Az sonra senin servetini getiririm. Ömür boyu memurluk yapmış bir adam olarak çocuğunun üzerinde on gayrimenkul var. Çocuğun Meclis'te çalışıyor, en fazla maaş 3 bin lira, on tane gayrimenkulu nereden bulmuş. Dürüstlük timsali olarak ortaya çıkıyorsun. Onun hesabını ver" diye seslendi.
Elitaş, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na yönelik bu yıl başında operasyon başlatıldığını, sahte fatura kullanmak, on katı fiyatla asfalt almak, on katı fiyatla toprak kazımı yapmak, beş katı fiyatla beton alımı yapmak şeklinde çeşitli iddiaların bulunduğunu söyledi. Elitaş, konunun yargıda olduğunu anımsatarak, bunları dile getirmenin yanlış olduğunu belirtti.
Elitaş, birinci derece mahkemenin, 9 Aralık'ta bir milletvekili hakkında 34 yıl hüküm vermesine, darbe yapmakla suçlanmasına rağmen Yargıtay'ın kesin kararı onamadığı için hukuk felsefesi içinde, karar verilene kadar milletvekilinin masum olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"Kesin hükümlü olarak, kesin hüküm vererek, iddiaları, araştırmaları, soruşturmaları sanki bitmiş gibi ortaya koymak, o insanları töhmet altında bırakmak, hukuka saygısızlıktır, insan ahlakına olan saygısızlıktır.
Türkiye üzerinde eskiden oyunlar oynanırdı, bir vesayet vardı. 3 yıl, 5 yılda bir birilerinin ne yapacağı dikkatle beklenirdi. 'Ordu göreve' diyen profesörler, 'Genç subaylar rahatsız' diye manşet atan gazeteler vardı. Gezi olaylarıyla ilgili ortaya çıktığında öncüsü biri 'maksat ağaç değil, nereye gideceği belli' dedi. Halkın iradesiyle seçilmiş parlamentoyu içine sindiremeyenler, yüzde 50 halkın gönlüne girmiş bir partiyi içine kabul edemeyenler, derin güçleri göreve çağırdı."
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.