Yaşam sanatımızı, icra ederken; hayatımızın başrol oyuncusu insanın kendisidir... Son perdeye kadar yazılanlar, yalnız başlar; sonra kalabalık bir kadro ile devam eder... Akıl ve mantığımızın doğrultusunda, seçimlerimizi yaparız... İş hayatımızda veya özel hayatımızda; doğru zaman doğru insan, bir nedenle veya nedensiz yanımızda olurlar...
Evrendeki yaşanan her şeyin; bir sebep ve sonuç ilişkisi vardır, ve uyum içinde gerçekleşmeye başlar.. Yanlış insan olduğuna inandığımız kişiler; hayatımızda olmamalıdır... Hayatın içinde yaşadığımız; sorunların üzeri kapatılmadan, o an çözülmelidir...
İnsanlar, en çok kendine yalan söyler; çünkü inanmak istediği için, yargılayacak olan yine kendisidir... Sadece söylenen mutluluk gerçek değildir... Yaşanan mutluluk gerçektir; karşı taraftan hissedilir ve anında o sinerji yansır...
Her zaman duyduğumuz klasik söylemlerde ki yanlışlık; herkes mutlu olsun bizden geçti artık...
Onlar çocuk, onlar genç... Yanlış olan bu düşüncelerle, kendimizi ertelemek yarınlara geç kalmak demektir.. Herkes kendinden sorumludur... Dünyaya gelirken, böyle bir sorumlulukla, yaşamalısın emri verilmedi... Sonuçta kişiler bir bütün olarak; mutluluğa el uzatırlar ve sönmeyen bir aşkın, meşalesini sevgileri ile yakmış olurlar...
Düşünmek güzeldir; gelişime ve değişime uyum sağlamak ise, çok güzel bir kariyerin temelidir... Her alanda kişiler için, bir eğitim, öğrenim ve bilgi zincirlerinin, en güzel imkânları sunulmaktadır... İçimizdeki cevher; canlı olduğu sürece hiçbir engel yoktur; ertelemek için, sadece bahaneler vardır... Çünkü sonu olmayan tek şey, öğrenme isteğidir... İnsanların ruhen yorulması; oldukları gibi değil, olmak istedikleri gibi davranış sergileme çabalarına bağlıdır... Aradan geçen uzun yıllara rağmen; yaşanan her ne varsa; saklamak için, ayrı bir emek harcar? Hayatın anlamını, zorlaştırmamak ve bize en yakın olanı seçerek, mutlu anlarda kalalım; verilen aklımızı kullanalım... Kin, öfke ve hırs... Sevgi, bağışlamak ve
huzur içinde yaşamayı, ne zaman düşünür ve kararımızda net olursa; o zaman sıkıntılar son bulur...
Kişiler nefret duygularını yok etmek için; sevgi ile ilk adımı atmalıdır... Karşıdan beklenen ilkler, sadece zaman kaybı olacaktır; nasıl mutlu hissettiğimiz anlaşılır... Riya kesinlikle yaşanmaz; çünkü hiçbir şekilde; kurgulanmış bir hayat tarzı, paylaşılamaz ve hata yapılmaması mümkün değildir... Mazide yaşanan ilişkilerin; bıraktığı derin izler; yeni ilişkilere ödetilen, gereksiz bedellerdir... Çekilen acıların tekrar yaşanacağı düşünülür... Oysa ki; aşkın ve sevginin sonsuz okyanusunda; nasıl bir mutluluk yaşanacak... Herkesin bu anlamda bir şansı olduğunu düşünelim... Tanımadan, anlamadan dinlemeden, hiç kimse hakkında, karar vermeyelim... Hayatımızda; değer verdiğimiz dostlarımızı, merak ederiz ve onlar için; her şeyin iyi olmasını isteriz... Yeni bir güne başlarken; yüzünde bir anlık tebessüm yaratmak için, kısa satırlarda, büyük bir sevgi göndeririz...
Bazı zamanlar düşünürüz; yakın olduğumuzu bilmek güzel mi?... Aramızda! olan mesafe engel mi?... Güven ve sevgi; gerçekten hissediliyorsa; sadece düşünüldüğümüzü bilmek, yeterlidir... Ne zaman ne de uzaklık, önemlidir... Kaleme alınan her kelimenin; farklı hayatlara seslenişi vardır...
Değerli okurlarımız için; inanmadığımız veya onaylamadığımız, emanet düşünceleri, yazmaz kalemler; kalp konuşur, el yazar... Ancak; farklı fikirleri olanlara tabi ki, saygımız sonsuzdur... Bütün düşüncemiz; hedefimiz olan mutluluk akademisinden; yazılı basının ayrıcalığı ile yedi yaşından, yetmiş yaşına kadar... Sınırsız mezunlar verebilmek... Yaşama sebebimiz olan, sevdiklerimizle geçen her zaman dilimi; kalan ömrümüzün, en özel anlarını yaşatır... Sonu; unutulmayacak kadar güzel olan; bir gelecek için duygular üçgeninde; hayata yeniden başlamaya, ne dersiniz? Mutluluk; bir ömür için, yazılır... Sevgi; diye okunur... Aşk; olarak yaşanır...
AŞK VE SEVGİYLE KALIN...
Kayseri Maç Gazetesi