Henüz çok küçük yaşlarda Altay'da forma giymeye başladığında sahip olduğu yeteneklerle 'Bu çocuk gelecekte A Millî Takım oyuncusu olacak' diyenleri yanıltmayan Okay Yokuşlu, zor günlerin adamı olduğunu söyledi.
Trabzonspor'da önemli oyuncuları kenarda oturtup ilk on birin değişmezi olmayı başaran ve bugünlere gelişini sahip olduğu özgüvene ve soğukkanlılığa bağlayan Okay Yokuşlu,
"Bana bir görev verildiğinde 'Bunu yaparım' diyebiliyorum. Korkmuyorum yani. Bir şeyi ispatlama aşamasına geldiğimde daha çok motive oluyorum. Zor günlerde hırsım bir kat daha artıyor. İlk çıktığınız maçta sizden beklentiler yüksek olmuyor. Kimse sizden bir patlama beklemiyor. Ama ben kendi kendime, 'Şimdi herkesi şaşırtmalıyım' diyorum." sözleriyle de sırrını ortaya koyuyor.
Türkiye Futbol Federasyonu Basın Departmanı tarafından hazırlanan TamSaha dergisinden Mazlum Uluç'a konuşan Okay Yokuşlu, önemli açıklamalarda bulundu.
Bize bu transferden söz eder misin biraz? Bildiğimiz kadarıyla pek çok takımın transfer listesindeydin ama sen Trabzonspor'u tercih ettin. Bu tercihi etkileyen faktörler nelerdi?
Buraya gelmemdeki en büyük neden beni en ciddi şekilde isteyen takımın Trabzonspor olmasıydı. Ben de her anlamda en doğru tercihi yaptığımı düşünüyorum. Dediğim gibi size değer verilen yerde olmak önemlidir ve ben de bu yönde bir tercihte bulundum.
Kayserispor'da birlikte çalıştığın Şota Arveladze ve Süleyman Hurma'nın da Trabzonspor'da olması bu tercihte etkili oldu mu?
Elbette bu da bir etken ama tercihimin ana sebebi biraz önce de söylediğim gibi Trabzonspor'un bana verdiği değerdi.
Trabzon'da futbolcu olmak nasıl bir durum?
Açıkçası şehrin futbola ve takıma karşı ateşli duruşu beni daha fazla kamçılıyor. Çünkü ne zaman taraftarın gözünden bakmaya başlasam, motivasyonum artıyor. Şehrin bu duruşu beni stres altında bırakmak yerine diri tutuyor diyebilirim. Zaten lige iyi bir giriş yaptığımız için başlangıçta hiçbir olumsuzlukla karşılaşmamıştık. Daha sonra üst üste yenilgiler alsak da bana karşı bir olumsuzluk hissetmedim.
Galiba taraftarlar iyi oynayan genç oyunculara biraz daha toleranslı bakabiliyor.
Kesinlikle öyle? Trabzonspor taraftarlarına buradan çok teşekkür etmek istiyorum. İlk geldiğim günden bu yana bana çok sıcak ve samimi bir destek verdiler. Bu destek sayesinde ben de saha içinde kendimin hep daha iyisini yapmak zorunda hissediyorum.
Sahip olduğun bu özgüveni neye bağlıyorsun?
Bu özgüven yeni oluşan bir şey değil. Kendimi bildim bileli özgüven sahibi bir insanım. 15 yaşında profesyonel oldum, çok küçük yaşlardan itibaren kendimden yaşça çok büyük oyuncuların arasında oynadım ve ilk günden itibaren de özgüvenim hiç eksik olmadı.
Kayserispor'da küme düşme üzüntüsünü de yaşadın, bir sezon sonra geri dönüş sevincini de? Bu tecrübenin senin kariyerine neler kattığını düşünüyorsun?
Bu tecrübeleri erken yaşta yaşamış olmak benim için önemli bir avantaj. Dediğinizi gibi olumsuzlukları da hem takım anlamında hem de bireysel anlamda çok yakından gördüm. Bunları erken yaşta yaşamak sevindiriciydi. Bugün geldiğim noktada yaşadığım o tecrübeleri aklıma getirerek daha kıymet bilerek, daha işin bilincinde olarak davranmaya çalışıyorum.
Futbola başladığın ilk yıllarda seni takımı yöneten bir 10 numara olarak tanımıştık. Hatta zaman zaman santrfor da oynadığını biliyoruz. O günlerden bugünkü ön libero mevkiine gelişini nasıl yorumluyorsun?
Altay'da oynarken 10 numara pozisyonunda daha rahattım. Ama Süper Lig'e geldikten sonra fiziki yapımdan dolayı 10 numara oynamak benim açımdan zorlaştı. Çünkü boyum ve bacaklarım bir 10 numara oyuncusu için fazla uzun. Ben de biraz daha geride oynamam gerektiğinin farkındaydım. Topu iyi kullanabilme özelliğimin yanında fiziğimi de ön libero pozisyonunda daha verimli değerlendirebileceğimi görüyordum. Nitekim öyle oldu. Oyun anlamında da kendimi bu pozisyona hazırladım. Top kapma sayımı ve tempomu artırmaya, ikili mücadelelerde ayakta kalmaya çalıştım. Zamanla bu pozisyonda oynamaktan daha fazla zevk aldığımı da fark ettim.
Futbolun dışındaki hayatında neler var?
Playstation oynamayı severim. Çok kitap okurum. Özellikle roman okumaya bayılıyorum. Bu aralar Sabahattin Ali okuyorum. Elimde 'İçimizdeki Şeytan' kitabı var. Ondan önce de 'Kürk Mantolu Madonna'yı bitirmiştim. Zaten en sevdiğim kitap da odur. Aykut Oğut'un 'Evrenden Torpilim Var' isimli kişisel gelişim kitabı da çok hoşuma gitmişti. En kısa zamanda da Alex Ferguson'ın otobiyografisini okumak istiyorum.
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.