|   | 
  • Gökhan Bozkuş

    Senin Yüreğin İyilik Dolu Olcay

     

      “Senin yüreğin iyilik dolu Olcay. Bu dünyada acı çekmeden yaşaman imkânsız…” 

     

    Bazı filmler şiir gibidir. İzlerken bir şiiri okur gibi olursunuz. Muhsin Bey böyle bir filmdir benim için. Bu yazımda Halit Refiğ’in Nezihe Araz ile birlikte yazdığı Yıldız Kenter’in oyunculukta zirve yaptığı Hanım isimli filme götürmek istiyorum sizi. Şiir gibi filmler listemdeki filmlerden… Halit Refiğ bu filmi, Kemal Tahir’in eşi Semiha hanım ile kendi annesinin ölümleri üzerine çekmeye karar vermiştir. Çekeceği film için, kaza geçirdiğini öğrendiği Yıldız Kenter’in başrolde olmasını çok ister. Yapımcılar Kenter ismine sıcak bakmadığı için de proje uzun süre bekler. Filmde Necip karakterini oynayan Eşref Kolçak trafik kazası sonucu ayak parmaklarını kırmış ve filmde de bu hâliyle rol almıştır. 

     

     

      

    Bir kafesin içinde kırmızı papyonlu, şirin bembeyaz bir kedi ile yeşil mantolu, şapkalı yaşlı bir kadının yürüyüşü ile başlar film. Film boyunca hüzün, bir yağmur olur yağar üzerinize. O hüzün yağmurunu filmin ilk dakikalarında Olcay Hanım’ın gözlerinde görmek mümkün.  Kedisi Hanım ile yalnız yaşayan piyano öğretmeni Olcay’ın yaşının ve hastalığının da etkisiyle ölmeden önce kedisine bakacak birini bulmasını anlatan bu filmi neden şiirsel bulduğumu düşünebilirsiniz. Sırtında plastik kaplar, elinde kırmızı leğenlerle dolaşan satıcı, boğazdaki gemiler, kaldırım taşları, kahvedeki insanlar, Ahmed Adnan Saygun bestesi hepsi bir araya gelince tadından yenmeyen sıcacık bir filmdir Hanım. 

     

     

    Film aslında İtalyan yapımı Umberto d. filmi benzer özellikler taşıyor. Orada yaşlı, erkek karakter geçim sıkıntısı yaşadığı için bakamayacağını düşündüğü köpeği Flike için uygun kimseleri aramıştı film boyunca. Bu filmde de aynı şekilde Hanım isimli kedi için bir sahip aranıyor. Bu filmde sadece kedi ve Olcay Hanım’ın hikayesi değil çatana türü ufak gemisine tutkulu Necip Kaptanın hikayesi de anlatılıyor. Bu da gösteriyor ki filmdeki yaşlı karakterlerimiz yıllardır tek varlıkları gibi gördükleri nesnelere takıntılı bir şekilde bağlanmışlar. Yönetmen işte bu kendi hayatlarını sınırlandırmış, toplumdan izole olmuş eski zaman insanlarının iç duygusunu film boyunca bize başarıyla aksettiriyor. Tabi bozulan topluma uyum sağlayamayan insanları anlamak da her izleyici için kolay olmuyor. Zaten filmde Necip Kaptan da Olcay hanımın kedilere olan düşkünlüğünü anlayamıyor ve "Ne olmuş yani ölmüşlerse sokaklar kedilerden geçilmiyor. Ben zaten sevmem bu nankör hayvanları!" diyor. Halbuki kendisi de eskimiş gemisinden kopamıyor ona özel anlamlar yüklüyor. Bu filmde kedi de gemi de bambaşka bir mana oluyor mısra mısra akıyor ruhumuza. 

     

     

     

    Filmi izlerken Salah Birsel, Selim İleri, Abdülhak Şinasi Hisar kitapları okurken aldığım hazzı aldığımı itiraf etmek istiyorum. Kaç kez izlediysem filmi her seferinde durdurup detayları inceledim. Şiirde ahenk nasıl ki hecelerde harflerde kendini gösterir işte bu filmde de perde arkasındaki fotoğraflar öyle tat verir izleyiciye. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanını okur gibi de diyecektim ama filmde baştan sona hüzün akıyor. 

     

    Öğrencisine piyano dersi veren Olcay Hanım notaları yerleştirirken anlatmaya başlar: 
     
    "Hatıradan ibaret kalan şehirde gezintiler... Bu hafta çalışacağımız parça bu. Cemal reşit Rey’in bu eserini çok severim." 
     
    "Öyleyse ben de seveceğim." 
     
    "Ama başlangıçta biraz zorluk çekebilirsin. Çünkü bu eserin oldukça karanlık, kapalı bir karakteri vardır." 
     
    "Olsun, siz benim anlamama yardım edersiniz." 
     
    "Cemal Reşit Rey bu eserinde, kaybolan İstanbul karşısındaki duygularını bazı görsel sembollerden yararlanarak seslerle ifade ediyor.  Çetin bir iş." 
     
    "Başlayalım mı hocam?" 
     
    "Başlayalım yavrum. İlk parça: mezarlık." 
     
    "Mezarlık…..” 

     

     

     

     

    Filmde insanın yüzüne eski İstanbul manzaraları somut olarak çarpsa da soyut olarak da ölüm, yalnızlık, vefasızlık, nankörlük eşlik eder. Vefasızlık demişken filmde Olcay Hanım’ın yaşadığı o muhteşem ahşap köşkü merak ettim. Acaba bugünlerde durumu nasıl diye… Aşağıda filmdeki hâlini ve bugünkü hâlini göreceksiniz. 

     

     

     

     

     

     

Kar360.com Kayseri-Trkiye ve Dnya gndemini takip edebileceiniz, nteraktif bir haber sitesidir. Yazlm ve Tasarm hizmeti www.tahamedya.com tarafndan yaplmtr.