Ne yazsak boş, ne söylesek faydası yok. Fuzuli demiş ya ‘sussam gönül razı değil, söylesem faydası yok’ diye. Sanki beşyüz yıl öncesinden İstikbal Mobilya Kayserispor’u görmüş de söylemiş koca şair. Kelimeler kifayetsiz, cümleler anlamsız. Maçı, oyuncuları, teknik direktörü, taktiği, oyun anlayışını vs. konuşmanın hiçbir yararı yok. Koskoca İstikbal Mobilya Kayserispor, mum gibi eriyor. Mobilyalar rahat geldi yatan kalkmıyor.
Geçen yılın ikinci yarısından itibaren çıkışa geçen ve bir sonraki yıl için ışıltılar saçan takımdan eser yok. Korkak, ürkek, umursamaz, kaygısız, vurdumduymaz… Malatyaspor karşısındaki oyuncular topluluğu için bunlar az bile. İki pası yapamayan, hücuma çıkamayan, topun peşinde koşmaktan dili dışarı çıkmış futbolculardan oluşan ve her an dağılmaya hazır bir takım görüntüsündeydi Kayserispor. Nitekim de öyle oldu. 80’den sonra 3 gol birden geldi. Kaybetmek futbolun içinde var ama böylesi olmamalı. Takımı izlerken midemize kramp girdi. Hele maçı anlatan spikerin ‘sahada hiç varlık gösteremediler’ veya kendi yarı sahamızın ortalarında kaptırdığımız bir top sonrası ‘topu ancak buraya kadar taşıyabildiler’ şeklinde sözleri içimizi acıttı.
Yönetim yanlışları, teknik heyet yanlışları, parasızlık, geçen yıl başarıyı yakalamış takımın bozulması, İstikbal Mobilya Kayserispor’u bu noktaya getirdi. 9 maçta sadece 4 beraberlikten gelen 4 puan. Henüz galibiyet sevinci yok. Geçen hafta biraz kıpırdanma var dedik, takım iştahlı ve istekli dedik ama hepsi rüzgar gibi geçti. Malatya’da saçımız gözümüzün önüne döküldü.
Bu maçta şu şöyle oynadı, bu böyle oynadı diye yazmak istemedim ama Umut Bulut’a bir parantez açmazsam olmayacak. Bir yığın adam alınmasına karşın takımın gol ümidi hala Umut Bulut ve bu adam geçen yıldan bu yana saç baş yolduruyor. Takım ite kalka hücuma çıkıyor, güç bela pozisyon üretiyor. Kardeş bulduğun pozisyonu bir kez de gol yap bari ya. Durum daha 1-0 iken altı pasın üstünde kafayı dağlara taşlara vurmanın manası ne. Atsan beraberlik gelecek, belki takımın direnci artacak. Ama ne gezer. Bize yine saç baş yolmak düşer.
Tehlike çanları çalıyor. Tükenmiş bir takım var karşımızda. Ne olacak, nasıl ayağa kalkacak doğrusu bilen de yok. Önümüzdeki hafta rakip Fenerbahçe. Dolu dizgin giden sarı-lacivertliler karşısında ya onur mücadelesi verecekler ya da bizden buraya kadar diyecekler. Bekleyip göreceğiz.