Ustalar köşemizde bu hafta Kayseri’de doğan Toros Türkmen’lerinin Avşar boyundan olan halk şairimiz Dadaloğlu’nun hayatını inceleyelim.
Hepimizin adını Dadaloğlu olarak bildiği ustamızın gerçek adı her ne kadar şiirlerinde Veli adını kullanmış olsa da gerçek adının ne olduğu bilinmemektedir. Ustamızın babası da Musa adında bir saz şairidir. Kayseri'nin Tomarza ilçesinde doğduğu bilinmekte olup Avşar boylarından geldikleri söyleniyor.
Dadaloğlu’nun mensup olduğu Avşar boyunun göçebelikten vazgeçmesi için çeşitli yerlere iskân edilmesi bu boyun devlete karşı tutumlarını değiştirmiş olup Avşarlar’ın sözcüsü durumunda bulunan Dadaloğlu da iskân olayına karşı çıkarak zaman zaman bunu şiirlerinde dile getirmiştir. Bu şiirlerden hareketle bazı çevreler tarafından Dadaloğlu devlete baş kaldırmış bir âsi gibi
gösterilmeye çalışılmıştır. Şiirleri, yerleşik hayata geçmek istemeyen Türkmen aşiretlerinin sesi ve sözlü tarihi olarak gösterilir.
Yapılan bu itirazlar ve başkaldırılar üzerine Osmanlı devleti göçebe yaşayan bu halklara tarım arazileri verdi. Buna rağmen Dadaloğlu diğer boylara mensup olan kişilerle de görüşüp geleneksel göçebe yaşam tarzının ve bu uğurda yapılan mücadelenin her zaman başında durmuştur. Bu durum Osmanlı hükümeti halkı yerleşik hayata geçirene kadar sürmüştür.
Dadaloğlu şehir hayatından uzak kaldığı için 19. yüzyılın tanınmış birçok halk şairinden farklı olarak divan şiirinden etkilenmemiştir. Şiirleri şekil bakımından devamlılık göstermediğinden pek çok eski ve yeni saz şairleriyle karıştırılmıştır.
Dadaloğlu tam olarak kendi kabilesinin şairidir. “Biz” zamiri kullanışı onda bir estetikten ziyade belirli bir zümre anlayışının ifadesidir. Şiirlerinde atasözleri ve deyimlerden faydalandığı gibi bazı efsane ve telmihlere de yer vermiştir. Şekil olarak daha çok üç-yedi hâneden kurulu şiirler yanında on birli hece ölçüsünü tercih etmiştir. Güney Anadolu’da anlatılan halk hikâyelerinden büyük bir kısmının manzum ve mensur bölümleri derlenerek halk hikâyesi halinde yazılıp düzenlenmesi de Dadaloğlu’na mal edilmektedir.
Şiirleri 1923’ten sonralarında Anadolu’da yayımlanmaya başlamış. Şiirleri derlemeye türüne dayandığı için, az sayıda şiiri dışında büyük ölçüde değişikliğe uğrayarak günümüze kadar ulaşmıştır.
Göçebe yaşamı, halkının geleneksel kültürünü şiirlerine konu eden ve bunu mücadelesini veren şairimiz devletin iknaları üzerine yerleşik yaşama geçmiştir. Dadaloğlu öldüğünde, Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Kavaklıpınar köyündeydi.
Bıraktığı edebi eserlerle adini Türk Halk Edebiyatı tarihine yazdıran ve bu toprakların hikayelerini nesillere aktaran usta şairimizi rahmetle anıyoruz ve usta değerimizin küçük bir şiiriyle bitiriyoruz. Ruhu şad olsun.
Kalktı göç eyledi Avşar elleri
Ağır ağır giden eller bizimdir
Arap atlar yakın eyler ırağı
Yüce dağdan aşan yollar bizimdir
Belimizde kılıcımız kirmani
Taşı deler mızrağımızın temreni
Hakkımızda devlet etmiş fermanı
Ferman padişahın dağlar bizimdir
Dadaloğlu’m yarın kavga kurulur
Öter tüfek davlumbazlar vurulur
Nice koç yiğitler yere serilir
Ölen ölür kalan sağlar bizimdir
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.