Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail-Filistin arasında yaşanan çatışmalara ilişkin, “Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için Türkiye olarak arabuluculuk ve adaletli hakemlik dahil, üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz” dedi.
Bir şehrin suyunu, elektriğini, giriş-çıkışlarını kesip altyapısını çökerterek, camisinden kilisesine tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak, insanların en temel insani ihtiyaçlara erişmesini engelleyerek, içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek, velhasıl her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir çatışma savaş değil, katliamdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Gazze'ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırılar, dünya kamuoyu nezdinde İsrail'i hiç beklemediği ve istenmeyen bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, üstelik bütün bunları maharet gibi sunmaya kalkmak, devlet değil, ancak örgüt refleksi olmuştur. İsrail, devlet gibi değil, örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalı.”
“BM ve diğer kuruluşlar, Filistin halkını tek başına bırakmıştır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerine fütursuzca saldırarak, verdikleri sözleri çiğneyerek yürütülen bir siyasetin hayırlı sonuçlar doğurmasının beklenemeyeceğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Ne bölgenin ne de dünyanın bölgedeki çatışmaların ve insanlık trajedilerinin sürmesine tahammülü yoktur. Mesele sadece oradaki mazlum ve mağdur insanların sorunu değil, gelinen itibarıyla mesele dünyanın tamamının küresel yönetim ve güvenlik düzeninin bu konuda sorumluluk ve yetki sahibi tüm kurumların haysiyet sorunudur. Filistin meselesinin çözümsüzlüğe mahkum edilmesinin müsebbiplerinden biri de verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen uluslararası topluluktur. BM ve diğer kuruluşlar, Filistin halkını tek başına bırakmış, ahde vefa göstermemiş, Filistinlilerin hak ve hukukunu koruyamamıştır. Biz bunu yeni söylemiyoruz, daha önce Birleşmiş Milletler kürsüsünden bu hakikatleri tüm dünyaya açıkça söyledik.”
“Türkiye olarak tarafları itidale davet ediyoruz”
Bugüne kadar Orta Doğu’da adaletsizliğe göz yuman insanlığın son hadiselerde de iyi bir sınav vermediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Görüldüğü gibi 1947'deki Filistin, 1947'deki İsrail ve Filistin, 1967'de İsrail ne halde, Filistin ne halde. Bölgede etki sahibi aktörlerin sükuneti tesis etme yerine yangına adeta körükle giden kışkırtıcı tavrını esefle karşılıyoruz. Amerika, Avrupa ve diğer bölgedeki devletleri, taraflar arasında hakkaniyetli, adil ve insani dengelere dayalı tutumlar almaya çağırıyoruz. İnsani yardımların kesilmesi gibi, Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalıdır. Kullandıkları yöntemler ve sonuçları itibarıyla eleştirilmeye de desteklenmeye de ihtiyacı olan taraflar arasında körü körüne bir tarafın safında yer almak, sadece yaşanan krizi derinleştirmeye yarar. Bunun için Türkiye olarak tarafları itidale davet ediyoruz. Bölgedeki savaşın bir an önce durmasını, taraflar arasındaki sorunların görüşmeler yoluyla çözülmesini istiyoruz” dedi.
"Mevcut belediyeleri daha güçlü bir şekilde elde tutarken, İstanbul, Ankara başta olmak üzere yeni şehirlerle milletimizi gerçek belediyecilikle tanıştırana kadar bize durmak, duraksamak yok”
"Mevcut belediyeleri daha güçlü bir şekilde elde tutarken, İstanbul, Ankara başta olmak üzere yeni şehirlerle milletimizi gerçek belediyecilikle tanıştırana kadar bize durmak, duraksamak yok” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizlerin mayıs seçimlerinin ardından yaz döneminde de köy köy, mahalle mahalle, ilçe ilçe, şehir şehir dolaştığınızı hem teşkilatınızla hem vatandaşlarımızla kucaklaştığınızı biliyorum. Sözüne, şikayetine, talebine kulak verdiğimiz, derdine derman olmak için samimi gayret göstererek gönlüne girdiğimiz her vatandaşımız bizim için bir kazançtır. Bu süreçte bakanlarımızla 81 vilayetimize adeta çıkarma yaptılar. Milletvekillerimiz, teşkilatlarımız ve milletimizle istişareler gerçekleştirdiler. Verimini hep birlikte gördüğümüz şehir buluşmalarımızı devam ettireceğiz. Seferberlik ruhuyla koşturarak 783 bin kilometrekarelik vatan toprağının hiçbir köşesinde ayak basılmadık yer bırakmayacağız. Milletvekillerimizin de Meclis çalışmalarında arta kalan günlerini mutlaka seçim bölgelerinde değerlendirmeleri çok önemlidir. Ne siyasette, ne kamuoyunda, ne şehirlerimizin gündeminde en küçük bir boşluğa meydan vermeyeceğiz. Unutmayınız, bizim bıraktığımız her boşluk muhalefetin yalanları ve iftiralarıyla doldurulacaktır. Türkiye'ye 21 yılda asırlık eser ve hizmetler kazandırmış, demokrasi ve kalkınma atılımları yaptırılmış, çağ atlatmış kadrolar olarak bize yakışan ne ise onu yapacağız. Muhalefet kadrolarının milletten kopup, daha çok mücadeleye dönük, ülkenin sorunlarına ilgisiz, lakayt, üretken değil, çığırtkan tavrı sizleri şaşırtmasın. Bunlar hep böyleydi. Sadece iyi birer tiyatro oyuncusu oldukları için dışarıya karşı farklı bir duruş ve söylem sergiliyorlardı. Bunların gündeminde sadece belediyelerin asansörlerine kimin bineceği vardı. Bugün de koltuklarını, çıkarlarını ve siyasi ikballerini korumaktan başka bir dertleri yok” ifadelerini kullandı.
"Siyaset, şayet siz üzerinize düşenleri hakkıyla yapmazsanız daima sürprizlere açık alandır"
2024 yerel seçimlerde muhalefete sürpriz yaşatmak istediklerini vurgulayan Erdoğan, “Tek parti faşizminin temsilcilerinin bu kifayetsiz muhterislik örnekleri yeni de değil. Milletin önüne çeyrek asır boyunca hiç sandık koymayan, ilk koyduğunda da açık oy gizli tasnif yöntemini kullanan, milletin tercihiyle başa gelmiş başbakanı asan, darbelere alkış tutan bir zihniyetten söz ediyoruz. Hatırlayınız rahmetli Menderes, ülke ve millet için ne yaptıysa bunlara rağmen yaptı. Rahmetli Özal, tarihe damgasını vuran reformlarını bunlara rağmen gerçekleştirdi. Biz de 21 yıldır sessiz devrimlerimizi, kalkınma atılımlarımızı hep bunlara rağmen hayata geçirdik. Siyaset, şayet siz üzerinize düşenleri hakkıyla yapmazsanız daima sürprizlere açık alandır. Belediye başkanlığı seçimlerinde bu tür sürprizler yaşadık. Önümüzdeki seçimlerde her şeyi olması gerektiği gibi yaparak sürprizi karşımızdakilere yaşatmak istiyoruz. Bu konuda en büyük görev de sizlere düşüyor. Önümüzdeki süreci önce ülkem, önce memleketim, önce partim anlayışıyla yürütürsek hep birlikte Allah'ın izniyle kazanırız. Önce ben, önce benim çıkarlarım, hesaplarım, önceliklerim diyenlerin ise karşımızdakilerden farkı kalmaz. Bu konuda her birinize güveniyorum, inanıyorum” dedi.
“Farklı bahanelerin arkasına gizlenerek vatandaşın malına, rızkına, lokmasına kast eden açgözlülerle karşılaştık”
Erdoğan, korona virüs salgını ile küresel ekonominin alışık olmadığı bir girdaba sürüklendiğini ifade ederek, “Hemen her alanda üretim aksadı. Tedarik zincirlerinde kırılmalar oldu. Küresel ticaret aylar boyunca durma noktasına geldi. Türkiye, salgın krizini istihdam, ticaret, üretim, turizm dahil tüm boyutları ile en başarılı şekilde yöneten ülkelerden biri olmuştur. Bu kritik süreçte muhalefetin tüm baskısına rağmen ekonomide vahim sonuçları olabilecek fevri adımlardan uzak durduk. Geniş bir yelpazede verdiğimiz destek ve teşviklerle çarkların kesintisiz dönmesini sağladık. Aynı tavrı, Rusya-Ukrayna savaşının tetiklediği küresel ekonomik krizde de gösterdik. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmeye dayalı bir ekonomi modeli uyguladık. Elbette tüm dünyada son 60-70 yılın en yüksek rakamlarına ulaşan enflasyon oranları bizleri de olumsuz etkiledi. Halen de etkiliyor. Avrupa’dan Amerika’sına kadar herkes, istihdam kaybına yol açmadan enflasyonu dizginlemeye yönelik politikalar uyguluyor. Biz bu muhataralı süreci son dönemde biraz daha ağır yaşadık. Küresel sıkıntılara tamamen tamahkarlıktan ve fırsatçılıktan kaynaklı fiyatlama davranışları eklenince bizim yükümüz daha da arttı. Ortada ekonomik hiçbir gerekçeyle açıklanamayacak afaki rakamlar gördük. Farklı bahanelerin arkasına gizlenerek vatandaşın malına, rızkına, lokmasına kast eden açgözlülerle karşılaştık” dedi.
“Adil, dürüst, özenli ve makul şekilde hareket etmeyerek fırsatçılık peşinde koşanlara kesinlikle nefes aldırmayacağız”
Erdoğan, seçimlerden sonra yeni kabinenin en öncelikli konularından birinin belirli sektörlerde oluşan balonu söndürmek olduğunu kaydederek, “Attığımız kararlı adımlarla otomobil fiyatlarından başlayarak birçok alanda ciddi mesafe aldık. Alınan tedbirler, kesilen cezalar ve diğer engellemeler sayesinde otomotiv piyasasında yaşanan spekülatif fiyat artışları ortadan kalkmaya başladı. Daha bir ay öncesine kadar güya araç kıtlığından dolayı fiyatlar sürekli artarken, bugün artık indirimleri, hatta kampanyaları konuşuyoruz. Benzer bir tablonun konut ve kira fiyatlarında yaşanacağına inanıyoruz. Konut ve kira sektöründe piyasanın dengesini bozan, fahiş fiyat artışlarına yol açan kişi ve kurumlara yönelik ağır yaptırımlar uygulayacağız. Adil, dürüst, özenli ve makul şekilde hareket etmeyerek fırsatçılık peşinde koşanlara kesinlikle nefes aldırmayacağız. Aynı şekilde çimento ve hazır beton sektöründeki dengesiz fiyat artışlarını da yakın takibimize aldık. Devletimiz, Asrın Felaketi’nin yaralarını sarmaya, bir an önce vatandaşlarını güvenli yuvalarına kavuşturmaya çalışırken birilerinin aşırı kar hırsıyla farklı işlere tevessül etmesine asla tahammülümüz yoktur. Denetimler sonucunda şayet burada da bir sorun, sıkıntı, fırsatçılık tespit edersek gereği neyse onu yapmaktan çekinmeyeceğiz. Milletimizi haksız fiyat artışlarından, stokçuluktan, güvensiz ürünlerden ve aldatıcı ticari uygulamalardan korumaya kararlılıkla devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.