Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyon genel başkan yardımcısı, eski Merkez Hakem Kurulu üyesi ve aynı zamanda Amatör Spor Kulüpleri Kayseri şube başkanı Musa Soykarcı ile amatör spor üzerine konuştuk. Başkan Soykarcı liglerin neden oynatılmadığı ve amatör liglerin ve profesyonel liglerin genel sorunları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
M.Bulut: Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonunun misyonu , amacı ve hedefledikleri nedir?
M.SOYKARCI: Amatör spor kulüpleri konfederasyonu ülke genelinde spor adına teşkilatlanan en büyük sivil toplum kuruluşudur. Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu 81 ilde teşkilatlanmış mülkiyetini almış amatör spor kulüpleri federasyonları adı altında temsil edilmektedir şubeleri vardır. Özellikle Türkiye futbol federasyonu özerk olduktan sonra illerde oynanan amatör futbol müsabakalarını futbol il temsilciliği ile birlikte organize eden oynatan abilik yapan mihmandarlık yapan kurulları ile disiplin kurulu saha komiserleri hakemler ve kurulların başında olan amatör futbol müsabakalarını organize eder. Ülkemizde 117.780 amatör spor ile ilgilenen kulübümüz var 18/19 futbol sezonundan 115.810 müsabaka oynatmışız Türkiye geneli yani çok büyük bir organizasyon.
M.Bulut: Kayseri Amatör spor kulüpleri başkanı olarak Kayseri’de durum nedir?
M.SOYKARCI: Kayseri’ye geldiğimizde bizim Kayseri amatör spor kulüpleri federasyonu olarak futbolda yaptığımız organizasyon ilimizde 93 futbol kulübümüz var ama yas gruplarında kategorilerine de bakınca 313 tane takımımız var. Kayseri’de yıllık 2500/3000 arası futbol müsabakası oynatmaktayız. Türkiye geneli bakarsak ortalama bir sayı oluyor bunu da Kayseri amatör spor kulüpleri başkanlığı ve futbol il temsilciliğiyle birlikte yürütmekteyiz.
Bu sayılara aldanmayın aslında çok gerilerdeyiz lisanslı oyuncumuzun artması lazım. Biz yerelde elimizden geleni yapıyoruz gençliğe ulaşıyoruz zaten gençler bizim amatör kulüplerimize ulaşıyor. Spor il müdürlükleri, Milli eğitim bakanlığı ve amatör spor kulüpleri federasyonu ortaklaşa projeler yapıyoruz. Son zamanlarda pandemi sürecinden dolayı bunlar kapansa da Kayseri’de bulunan farklı takımların futbol okulları anlamında da faaliyetlerimiz devam ediyor. Ben hep şunu söylerim yarışmacı amatör spor bir de 7’den 70’e demeyelim artık o 80’e çıktı 7’den 80’e sağlıklı yaşam için spor. Yarışmacı spor bizim oralarda kulüplerimize lisanslanarak herkese göre takım var. Bir kere futbol sadece futbol değildir nedir? Mesela bir çocuk bir kulübe gittiği zaman 30/40 arkadaşı vardır orada bir kere çocuk sosyalleşiyor, kendisinde aidiyet duygusu hissediyor ve ben Talasspor’luyum ben Ağrınas Şimşekspor’luyum ben Erkiletspor’luyum diye kendine bir çevre ediniyor. Orada aidiyet duygusu oluşuyor ve kendini onlardan sayıyor. Ve futbolun en güzel tarafı da sahaya giren 11 kişi yardımlaşmayı öğreniyor.
M.Bulut: Burada şöyle bir soru sormak istiyorum son yıllarda ülke futbolu olarak geriye gitmemizin sebebi alt yapıya ve amatöre verilmeyen değer olabilir mi?
M.SOYKARCI: Kesinlikle katılıyorum amatör spor kulüplerinde üst liglerde oynayabilecek oyuncu sayısı 1000’de 1’lerde bunun en büyük sebebi de eğitimde ki politikamız çocuklarımız yarış atı gibi oldu okul, dershane, lise, üniversite ve arkadaşlarını geçmeye çalışması derken sağlıklı sporu götüremiyor.Bir kere amatör spor kulüplerimiz çoğu gençlik kulübümüz geçmişte Müesseseler, Devlet su işleri, Karayolları, Özel idare ve belediyeler bu işe el atıyordu lokomotifini onlar üstleniyordu, onlar elini eteğini çekince mahalledeki abilere kaldı. Mahalle takımlarına dönüştü, yani amatör futbolcu haftada yaptığı iki idmanla profesyonel olma şansı hiç yok. O iki idmanla o beslenmeyle olma şansı hiç yok. Bir kere futbolcu doğuştan futbolcu olarak doğuyor biz çocuğu tam buluğ cağında tam atlayacağı yeteneğini göstereceği dönemde kaybediyoruz.
M.Bulut: Önemli bir konuya değindiniz peki Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bu konuda herhangi çalışması var mı?
M.SOYKARCI: Elbette ki Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Amatör Spor Kulüpleri Federasyonunun ortak yürüttüğü bir projesi var ama maalesef pandemi sürecinden dolayı geriye atıldı. Kayseri bölgesi olarak Kayseri’ye 7 il bağlı 14.bölgeye bağlı bu 7 ilin en iyi 13 yaş grubu ile ilgili bir proje var bu yedi ilde 1.olan şehir diğer bölgelerde 1.olan takımlarla şampiyonaya katılacak. Bu U13 grubu gelecek sene U14’e katılacak alttan gelenlerde U13’e katılacak yani böyle böyle düzenli bir sistem oturtulacak. Bunlar ilerde elit sporcu olamazsa bile devlet kendi bünyesinde bunlara öncelik tanıyacak. Maalesef bu müthiş proje pandemi sebebiyle geriye atıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığımız burada şunu söylüyor mesela bir tesis yapacağız çocuklar orada yiyecek içecek yatacak diğer illerden gelenler aynı okula gidecek eğitimleri, mentörleri ve psikologları hepsi olacak eğer böyle olursa başarılı olabiliriz. Devletimizin böyle bir projesi var sayın Mehmet Baykan genel müdürümüzün önderliğinde.
M.Bulut: Amatör lig takımlarının ve büyük takımların alt yapılara gerekli değeri verdiğini düşünüyor musunuz, düşünmüyor iseniz alt yapıların geliştirilebilmesi için neler yapılabilir?
M.SOYKARCI: Maalesef büyük takımlarımız alt yapıya önem vermiyor. Şöyle ki 11 yaşında bir çocuk maçlarda bakıyorsun Allah vergisi bir yeteneği var bunu takımlarımızın alması lazım onu okutması lazım onu mental olarak yetiştirmesi lazım yaşam koçu olması lazım yani onunla ilgilenmesi lazım. Mesela Kayserispor’da Emre diye bir çocuk var Mersin’den getirdiler bu çocuk dünyanın önde gelen takımları tarafından denemeye alındı ve yavaş yavaş Kayserispor’da da kadroya girmeye başladı yani böyle sporcuları koruma altına alması lazım buna profesyonel takımlarımızın önem vermesi lazım. Bu işler profesyonel takımlarımızın alt yapılarında 2500 TL^ye çalışan antrenörlerle yapılacak iş değil. Antrenörlerin yaşam standardını yükseltmek lazım onları onore etmek lazım onlara başka illerdeki gençleri izleyip tanıyabilmeleri için fırsatlar tanınması lazım. O adam evime nasıl ekmek götüreceğim dememeli mesela demeli ki kulübüm benim arkamda benim kulübüme kaliteli oyuncular kazandırmam gerekiyor demeli. Biz Türk milleti olarak çok yetenekliyiz çok yetenekli sporcularımız var teknik olarak çok iyiyiz ama bunların korumaya alınması lazım. Bu konuda Altınordu ve Bursa’yı örnek almalıyız ya da Belçika Almanya Hollanda ekolüyle yetişen gurbetçi oyuncuları takımlarımıza kazandırmamız gerekiyor. Yabancı sayısı çoğaltıldıktan sonra alt yapıdan çıkardığımız oyuncu sayısı baya artmış durumda. Yani gençlerimize fırsat verildiği zaman çok işler yapacaklarına inanıyorum. Mesela bir anekdot vereyim Mehmet Topuz’u zamanında Yolspor’dan 5bin TL’ye Kayserispor’a ben aldım rahmetli Mehmet Karabacak keşfetmişti duayenimiz. Mehmet daha sonra 9.5 milyon Euro’ya Fenerbahçe’ye gitti ama Fenerbahçe aldıktan sonra ilgilenmedi. Nasıl ilgilenmedi Anadolu’dan İstanbul’a gelmiş 9.5 milyon Euro verdiğin bir oyuncuya bir yaşam koçu, psikolog ve psikiyatrist bunun adı her neyse onu tutacaksın. O yapılmış olsaydı belki de yeni bir Beckham izleyecektik. Fenerbahçe’de başarılı olamadı döndü Kayseri’ye geldi ticaretini yapıyor. Ülkemizde ki süper lig takımlarında ki hocalarımızın illa ki içlerinde vardır gençleri düşünen ama genelinin günü kurtarmak için çalışmalar yaptığına 30/35 yaşında ki topçularla oynadıklarını hepimiz görüyoruz. Mesela örnek veriyorum şu anan birçok kulübümüz böyle Galatasaray’da Belhanda ve Feghouli öyle kontratlara imza atmışlar ki git diyon gönderemiyorsun çünkü senin verdiğin parayı verecek kimse yok başka kulübe göndersen de farkını vereceksin. Oyna diyorsun oynayamıyor. Bu alanda kulüplerimiz yabancı oyuncu ve hocalarla uçuk anlaşmalar yapıyorlar. Bu konuda ise bizim hocalarımızın gençlerimize güvenip nasıl ki krizden Ozanlar Abdülkadirler Ferdiler çıktı. Yani gençlerimize kesinlikle önem vermeleri lazım mental olarak yetiştirmeleri gerekiyor. Benim dediğim yöntemle alt yapıya verilecek önem bir Belhanda’nın yıllık maliyeti ile bir takım 3/4 sene alt yapıya bu dediklerimin hepsini yapabilir.
Yani futbol böyle bir sektör.
M.Bulut: Onlarca süper lig kulübü borç batağına düşmüşken bu sıkıntılı süreçlerin önüne geçmek için neler yapılabilir?
M.SOYKARCI: Maalesef kulüplerde borcun sahibi yok ben herhangi bir kulübe geliyorum 10 liralık sporcuyu 100 liraya alıyorum hiç oynatmıyorum ayağı topa değmiyor milyon Euro’lar alıyor sonrada alacağım varsa temliği koyuyorum temlik koymasa bile kulübü borç batağına düşürüp hadi ben gidiyorum diyip çekip gidiyorum ve bana hiçbir şey olmuyor. Kulüplerimiz bir keresinde dernekler statüsünde yönetilmemeli şirketleşmeli şirketleşmiyorsa bile o yönetim yapmış olduğu büyük borçların müsebbibi olmalı ya da borcun bir kısmını genel kurulda belirlenmiş şekilde ödemeli, böyle olduğu takdirde bak bakalım o yönetici o oyuncuyu alabiliyor mu bu yüzden tüm büyük kulüplerimiz ve Anadolu takımları borç batağında ama maalesef borcun sahibi yok dernekler statüsüne göre yönetiliyorlar bizim amatördeki spor takımımız neyse süper lig kulüpleri de aynı şekilde yönetiliyorlar. Ama şirketleşme olduğu takdirde adam vergi borcu olduğu zaman nasıl sorumlu oluyorsa burada da borçtan sorumlu tutman lazım yoksa birileri geliyor başkan oluyor ve atıyor havasını gidiyor.
M.Bulut: Devletimizin amatör spor kulüplerine ne derece yardım ediyor?
M.SOYKARCI: Devletimizin bu hususta söylediği önceden il özel idareler aracılığı ile kulüplere yapılan destekler vardı artık bu destekler belediyeler tarafından yapılıyor büyükşehir ve il belediyelerine denilen bir önceki yılın vergi matrahlarının 1000/7’si ilçe belediyelerinin ise 1000/12’sini amatör sporlara harcayabilir diye yasa çıkardı devletimiz. Şimdi bizim belediyelerimiz ne yapıyor? Bu dediğim 1000/12 ve 1000/7 kayseri gibi bir şehir için en az 35/40 milyondur bur da belediyelerin yaptığı kendi takımlarını kurup oraya harcayabildiğini harcıyorlar. Ben amatör spor kulüpleri başkanı olarak sunu söylemek istiyorum belediyelerimize, sizin kulüpleriniz olsun tabii ki onlara yardım edin ama ben diyorum ki bir belediyede diyelim 20 kulüp var sen kendi takımına 3/5 milyon her ne kadar yardım ediyorsan, senin ilçende olan kulüplere 5/10 bin lira yardım et o çocuklara tesis yap. Bizim en büyük şanslarımızdan bir tanesi ilimizde bulunan 44 tane amatör kulübümüze kulüp binası ya da tesis kurduk. Ama kulüplerimizin gerek deplasman giderleri gerek gıda yardımı lige katılım bedelleri falan ufak desteklerle onore edilmeye ihtiyaçları var. Kulüplerimizin başkanları önceden hep kamu kuruluşları idi şimdi çoğu çekildi ve şu an bizi idare eden insanlar belediye başkanlarımız gerek müesseselerin başında ki insanlar futbolu angarya olarak görüyor angarya görmemesi lazım bu gençlerimize olan bir yatırım insanlığa olan bir yatırım mutlaka geri döner %7’lik 12’lik bütçelerinden amatör spor kulüp ve oyunculara onların değerli olduğunu hissettirmek adına karınca kararınca 3/5/10 lira neyse yardım etmeleri lazım. Bunu yapan belediyelerimiz de var hiç yardım etmeyen bunu angarya gören belediyelerimizde var. Bizde Kayseri’de nu konuda mağduruz. Yasayla belirlendiği halde kulüplerimiz yeterli desteği almıyor.
M.Bulut: Amatörde ki bir diğer sorunlardan biri genelde hep şikayet olunan hakemlerin adil olmadığı bu konuda ne düşünüyorsunuz?
M.SOYKARCI: Bu soruna memlekette en iyi cevap verebileceklerden biri benim hakem olmadan hakem yöneten nasir insanlardanım bundan önceki Zekeriya Alp’in MHK’sında 3,5 sene merkez hakem kurulu üyeliği yaptım süper ligdeki hakemlere yöneticilik yaptım. Ben Kayserispor ve Erciyesspor’da yöneticilik yaptım 7 sene amatör spor kulüp başkanlığı , 7 sene temsilciler kurul üyeliği ve 3,5/4 sene MHK üyeliği yaptım yani futbolla ilgili her türlü masada oturdum sağlıkçı ve hukukçu olmadan kendimi şanslı hissediyorum. Ben suna inanıyorum gerek süper ligde gerekse amatör liglerde hakemler hata yapıyor ama hakem kendisinden başka kimseyi düşünmez ben hakemlerin art niyetli olduğuna kesinlikle inanmıyorum maçtan önce hakemlerimize ne deriz rabbim hakem sansı versin. Her maçın her müsabakanın kendisine göre bir hikayesi vardır. Şimdi süper ligde VAR’ın gelmesiyle hatalar en aza indirgendi ama vara rağmen yine hata yapan hakemlerimiz var bu göreceli bir şeydir bizim Türk hakemlerine güvenmemiz lazım amatörde de her ligde de güvenmemiz lazım. Çok başarılı hakemlerimiz var ama hakemlerimiz rahat çıkamadıklarından dolayı bazı hatalar yapabiliyorlar altını çiziyorum hakem kendisinden başka kimseyi düşünmez ve bir hakem süper lige çıkabilmek için yıllarca mücadele veriyor futbol federasyonu onlara yatırım yapıyor çok büyük emekler var ama hatalar oluyor mu oluyor ama dediğim gibi futbol hatalarla güzeldir santrafor boş kaleye atamıyor kaleci elinden top kaçırıyor hakemde hata yapıyor yani ne kadar insana güvenirsek futbol o kadar güzel olur. Mesela teknoloji futbola ne kadar girerse gol çizgisi falan bunlar bana göre bunların seyir zevkine taş koyuyor ve futbolu bitireceğine inanıyorum kısacası futbol hatalarla güzel. Ayrıca hakemlerimiz en büyük sıkıntıyı hakemliği bırakıp televizyona çıkıp reyting uğruna hakemlerimizi yerden yere vuruyor ben bunun da yanlış olduğunu düşünüyorum. Sayabileceğin çoğu süper lig hakemleri benim evladım gibidir buraya geldiklerinde misafirim olurlar ve zaman zaman görüşürüz onlar çok değerli insanlar bizden birileri onlara sahip çıkmamız lazım.
M.Bulut: Son ve en önemli sorulardan biri şu an tüm profesyonel ligler oynatılırken amatör ligler oynatılmıyor. Bu durum hakkında sizden haber bekleyen sporcu arkadaşlara ne demek istersiniz ?
M.SOYKARCI: Ligler neden oynatılmıyor diyen arkadaşlara saygı duyuyorum fakat Pandemiden dolayı herkes bir bedel ödüyor amatör futbolcular da iş bulamayan antrenörlerde ticaret yapan esnaflar ve tüccarlarda bedel ödüyor. İnşallah bu durumdan bir an önce kurtuluruz. Şimdi bildiğim kadarıyla süper lig ve 1. Lig kulüplerinin test masraflarını Türkiye futbol federasyonu karşılıyor 2 ve 3.ligde kulüplerin kendileri karşılıyor diye biliyorum. Serzenişte bulunan futbolcuların hakemlerin antrenörlerin bunların faaliyetlerini durdurduk yani amatör müsabakaları oynatamıyoruz. Bana göre bunun en büyük etkeni de tekrar belirteyim o arkadaşların fikirlerine saygı duyuyorum ve ben burada amatör spor kulüpleri federasyon genel başkan yardımcısıyım amatör kurulda da icra kurulu üyesiyim maçların oynanıp oynanmamasında karar verici olanlardan biriyim ama şunu söylüyorum bu sadece Ali Düşmez’in sorunu değil TASKK’ın problemi değil Kayseri’de sadece Musa Soykarcı’nın problemi değil. Biz bu müsabakaları oynatabilmek için İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Bilim kurulu ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ortaklaşa karar verip bizim bunları oynatmamız lazım. Buradaki en büyük sorun şu biz profesyonel liglerde olduğu gibi testi pozitif çıkan oyuncuyu negatiflerden ayırmadığımız müddetçe bu bir intihar olur. Düşünebiliyor musun Kayseri’de kış günü devre arasında soyunma odasına gitti oyuncular o küçücük odada iki Covid 19 virüslü çocuk olsun kaç kişiye bulaştırır o gider kaç kişiye bulaştırır ve bu sebeple biri ölürse bunun hesabını kim verecek. Bir kere kendi şahsi fikrime göre önce sağlık diyorum. Bunun yanında geçen cumartesi İstanbul’da toplantı yaptık TASKK olarak futbol müsabakalarını oynatmak için amatör kurul olarak biz elimizden geleni yapıyoruz yakın zamandan bir program açıklayacağız inşallah en azından bölgesel lig ve süper amatörü oynatabilmek için bir adım atacağız virüs imkan tanırsa. Bununla alakalı ya futbol federasyonu ya da sağlık bakanlığının haftada bir de olsa testlerin maliyetini üstlenmesi lazım bunu amatör lig takımlarımızın karşılaması mümkün değil. Buradaki en büyük sıkıntı bu testlerin yapılabilmesi olmazsa biz HES koduyla ateş ölçmeyle ligleri başlatmayı düşünüyoruz bunun da en erken şubat basından erken öngörmüyorum. İnşallah o zaman aşı bulunur da normal hayata döneriz. Oyuncularımızın yollara düşmesini makul görüyorum onlara hak veriyorum ama birilerinin de bakanlıkların da bu ligi oynatabilmek için ellerini taşın altına sokması lazım. Bu çocuklar bizim geleceğimiz. Herkes üzerine düşeni almalı sağlıklı bir ortamda oynatabilmeliyiz.
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.