Nakşibendî-Hâlidî şeyhi. 1914 yılında, Kayseri’nin Yahyalı ilçesinin Kavacık mahallesinde doğdu. Babası Mustafa Hulûsi (Dinç) Efendi, Nakşibendî-Hâlidî şeyhi Esad Erbîlî’nin halifesidir. Hasan Efendi dinî bilgilerini babasından aldı. Onun 1939’da vefatından kısa bir süre önce Mahmut Sami Ramazanoğlu tarafından kendisine Hâlidî, 1965 yılında da Kādirî icâzeti verildi. Başta Yahyalı olmak üzere Develi, Adana, Kozan, Ceyhan, Niğde ve Ürgüp gibi il ve ilçelerde elli yıla yakın bir süre fahrî vâizlik ve irşad faaliyetlerinde bulundu. Halk arasında daha çok Yahyalılı Hacı Hasan Efendi diye tanındı. Şeyhi Mahmut Sami Ramazanoğlu 1979’da İstanbul’da, ertesi yıl da Medine’de makamını Hasan Efendi’ye vasiyet etti.
Şeker ve kalp rahatsızlığı bulunan Hasan Efendi, 27 Ocak 1987’de bir müridinin evinde vefat etti. Cenazesi, doğum yeri olan Yahyalı’nın Kavacık mahallesinde kendisinin yaptırdığı Kalender Camii’nin son cemaat mahalline defnedildi.
Başta Yahyalı İmam-Hatip Lisesi olmak üzere cami ve Kur’an kursu gibi çeşitli kurumların inşası ve geliştirilmesi için faaliyetlerde bulunan Hasan Efendi, vaaz ve sohbetlerinde dinî konuların yanı sıra çeşitli iç ve dış olaylar hakkında görüşlerini açıklamış, entelektüel ve siyasî kimliğe sahip birçok kişi onun sohbetlerinden faydalanmıştır. Mütevazi, tatlı dilli ve güler yüzlü bir kişi olarak tanınan Hasan Efendi’nin mensupları onun birçok menkıbe ve kerametini anlatırlar.
Hasan Efendi, dinî ve tasavvufî konularda hece vezni ve sade bir Türkçe ile şiirler yazmıştır. Kalemdâr mahlasını kullandığı bu şiirler oğlu Ali Ramazan Dinç tarafından bir araya getirilerek Gönül Âleminden adıyla yayımlanmıştır (Ankara 1989, 1993). Bu derlemede babası Mustafa Hulûsi Efendi’nin de şiirleri bulunmaktadır. Teybe kaydedilen vaaz ve sohbetleri Yeni Dünya dergisinde Kalemdâr imzasıyla yayımlanmaktadır.
Hasan Efendi’nin silsilesi, yazı ve şiirlerinde Alemdar mahlasını kullanan oğlu Ali Ramazan Dinç tarafından sürdürülmektedir.
Ferhat Koca, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 16, s. 318-319
Gül bahçesi
“Orucun ekmeli ise, mide gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ı insaniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktır. Yani mahremâttan [haramlardan], mâlâyaniyattan [boş iş ve sözlerden] çekmek ve her birisini mahsus ibâdete sevk etmektir.”
Bediuzzaman Said Nursi, Ramazan Risalesi
DİĞER HABERLER
-
Ali Özcan ASKON Genel Yönetiminde
1732002767İş insanı Ali Özcan; Anadolu Aslanları İşadamları Derneğ
-
Gökhan Bozkuş: Mışka'nın Piyanosu
1731241260 -
Sabahattin Sürmen'in Yeni Yazısı!
1729356266 -
Yazar Dr. Metin Koç: "Kayseri'nin Kitap Aşkı Başka"
1728827985Kayseri'de bu yıl 7'ncisi düzenlenen Kitap Fuarı'nın üçüncü gününde okurlar stan
-
40 Yıl Sonra Altınsız Döndük!
17234430672024 Paris Olimpiyat Oyunları'nı 3 gümüş, 5 bronz madalya alarak kapatan Türkiye
-
Yağız Kaan Erdoğmuş ve Magnus Carlsen
1720853923 -
Türkiye, Nüfus Büyüklüğünde 18’inci!
1720510740Türkiye, 85 milyon 372 bin 377 kişi nüfusu ile nüfus büyüklüğüne göre 194 ülke aras
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.