Türkiye’de konut sektörünün diğer sektörlerle bağlantısı göz önüne alındığında ekonominin yaklaşık yüzde 35’ini harekete geçirebilecek bir güce sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca inşaat sektöründe çalışan sayısı 2 milyon kişiye yaklaşmıştır. Mevsimsel olarak azalmalar olsa da inşaat ve inşaat malzemeleri sektöründe dolaylı olarak 4 milyon kişi istihdam edilmektedir. Bu da Türkiye’de toplam istihdamın neredeyse yüzde 20’sini oluşturmaktadır.Konut sektörü, bütün bu özelliklerine, istihdamına ve büyüklüğüne karşın krizlere karşı çok kırılgan bir sektördür. Sektörde arz talep dengesini bozacak en ufak gelişmeler krizlere ve firma iniş çıkışlarına neden olabilmektedir.
Devlet destekli olarak faiz indirimi yapan bankalara karşı, özellikle büyük sermayeli inşaat firmalarının cevabı ve stratejisi, kârlarını azamiye çıkarmak yani fiyatlarda artış yapmak oldu. Faiz indiriminden önce fiyat ve satışların artışını öngörmüştük ama fiyatların afaki derecede artmasına rağmen satışların bu denli artacağını ve artmaya devam edeceğini kimse öngörememişti.
İştahın bu denli artmasının nedenlerine gelirsek,
-Birincisi rekor sayılan faiz oranı ve vade seçeneğidir.
-İkincisi Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisidir. Yer, zaman, kültür ve ırk değişmeksizin her insan gıda ve giyim gibi temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra uzun vadeli barınma planını sağlamak zorundaymış gibi kodlanır. Bu kodlama doğumdan ölüme kadar devam etmektedir.
-Üçüncü neden ise sadece ülkemize özel olan toplum psikolojisidir. Türk toplumunda çevresinden etkilenerek borçluluk ve borçlanma tutkusu hızlı ve büyük bir algı oluşturmaktadır. Bu algıda insanları satışa yöneltmektedir.
İştahımız ne zaman kesilecek?
Yine burada üç farklı senaryo karşımıza çıkmaktadır.
Salgının azalması, normal seyrinde devam etmesi veya artması şeklindir.
Normal seyrinde devam ettiğini düşünürsek, yaklaşık 150-180 gün daha satışlar ve fiyatlar tırmanacaktır.Sektörü bekleyen en büyük riskler arasında ise likidite sıkıntıları ve yüksek borçluluk yer almaktadır.
Sektör genelinde nakit akışlarını yönetebilmek için en çok tercih edilen yöntemlerin ödemeleri ertelemek ve finansman konusunda bankalara başvurmak olduğuna işaret ediyor. Sektör genelinden farklılaşarak, nakit yönetimi için ürünlerde indirim, farklı ürünler ve kanallar deneyen firmalar kan kaybı yaşamadan yükselişine devam edecektir.
Bundan sonrası için sektörde yaşanan kısa vadeli operasyonel ve finansal sıkıntıları online kanallar ve müşteri deneyimi yönünde yaşanacak yapısal bir dönüşümün takip edeceğini öngörüyorum. Sektör genelinde nakit akışı güçlü olan, dijital kanalı salgın öncesinde de iyi kullanan, dijital satış ofisleri kuran ve sermayesi güçlü olan şirketlerin bu süreçten en az hasarla hatta güçlenerek çıkacaklarına emin olabilirsiniz…
