Karaciğer yağlanmasının nedenlerine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Rabia Deniz Göktürk, "Aşırı kalorili ve yağlı beslenme, obezite, tip 2 diyabet, insülin direnci, yüksek kolesterol, aşırı alkol tüketimi ve bazı ilaçlar karaciğer yağlanmasına yol açabilir. Rafine şeker, doymuş ve trans yağ içeren işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı, Akdeniz tipi beslenme benimsenmelidir. Gereksiz ilaç kullanımından kaçınmalı, düzenli sağlık kontrolleriyle karaciğer hasarının ilerlemesi önlenmelidir" dedi.
Vücutta toksinlerin zararsız hale getirilmesinden kan şekerinin düzenlenmesine, safra salgılamasından pıhtılaşma proteinlerinin üretimine kadar birçok hayati görev üstlenen karaciğer, sağlık için kritik öneme sahip. Medical Park Bahçelievler Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Rabia Deniz Göktürk, karaciğer yağlanmasının (hepatosteatoz) erken evrede belirti vermeden ilerleyebileceğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.
"Karaciğerin ağırlığının yüzde 10'undan fazla yağ birikmesi riskli"
Karaciğer yağlanmasının, karaciğerin toplam ağırlığının yüzde 5-10’undan fazlasında yağ birikmesiyle oluştuğunu dile getiren Uzm. Dr. Göktürk, "Aşırı kalorili ve yağlı beslenme, obezite, tip 2 diyabet, insülin direnci, yüksek kolesterol, aşırı alkol tüketimi ve bazı ilaçlar karaciğer yağlanmasına yol açabilir" ifadelerini kullandı.
"Belirti vermeden yıllarca ilerleyebilir"
Karaciğer yağlanmasının genelde erken evrelerde belirti vermediğini belirten Uzm. Dr. Göktürk, "Bu yüzden birçok kişi hastalığın farkında olmuyor. Ancak ilerleyen dönemlerde hastalık halsizlik, iştahsızlık, sağ üst karın bölgesinde ağrı, bulantı, ciltte ve gözlerde sararma gibi şikâyetlerle kendini gösterebiliyor" dedi.
"Tedavi edilmezse siroza kadar gidebilir"
Karaciğer yağlanmasının tedavi edilmediğinde Non-Alkolik Steatohepatit (NASH) adı verilen iltihaplanmaya, ardından fibrozis ve siroza dönüşebileceğini kaydeden Uzm. Göktürk, "Siroz, geri dönüşümsüz bir durumdur ve karaciğer yetmezliği ile karaciğer kanseri gibi hayati tehlikeler doğurabilir" diye konuştu.
"Tanıda görüntüleme yöntemleri ve biyopsi kullanılıyor"
Tanıda kullanılan yöntemler hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Göktürk, "Karaciğer enzimlerinin ölçüldüğü kan testleri, ultrasonografi, MR ve BT görüntüleme yöntemleri karaciğer yağlanmasını değerlendirmede yardımcıdır. İleri aşamalarda ise elastografi (Fibroscan) ya da biyopsi ile kesin tanı konulabilir" dedi.
"Asıl tedavi yaşam tarzı değişikliğidir"
Karaciğer yağlanmasının tedavisinde ilaçtan çok yaşam tarzı değişikliğinin etkili olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Göktürk, "Dengeli ve sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kilo kontrolü ve alkol tüketiminden kaçınmak temel yaklaşımlardır. Rafine şeker, doymuş ve trans yağ içeren işlenmiş gıdalardan uzak durulmalı, Akdeniz tipi beslenme benimsenmelidir" açıklamasında bulundu.
"Hızlı kilo kaybı olumsuz etki oluşturabilir"
Kilo verme sürecinde dikkat edilmesi gerekenlere de değinen Uzm. Dr. Göktürk, "Hızlı kilo vermek karaciğer yağlanmasını paradoksal olarak artırabilir. Haftada 0.5-1 kg arası kilo kaybı en sağlıklı olanıdır. Vücut ağırlığının yüzde 7-10’unu kaybetmek bile karaciğerdeki yağlanmayı azaltabilir" şeklinde konuştu.
"Hepatit aşılarınızı ihmal etmeyin"
Karaciğer sağlığını korumak için Hepatit A ve B aşılarının yaptırılması gerektiğini hatırlatan Uzm. Dr. Göktürk, "Gereksiz ilaç kullanımından kaçınılmalı, düzenli sağlık kontrolleriyle karaciğer hasarının ilerlemesi önlenmelidir" dedi.
YORUMLAR
YORUM YAP!
Yorumlarınız editör onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır. Küfür, hakaret, büyük harf ve kişi ve kurumları rencide edici yorumlar onaylanmamaktadır.